Oldukça güzel bir araştırma eseri. Adli tıp ve adli tıp yöntemleri hakkında detaylı bilgi veriyor. 100 adet polisiye olayın; DNA, parmak izi, toksikoloji, ses analizi, kan incelemesi, belge incelemesi gibi yöntemler de kullanılarak ne şekilde çözüldüğünü açıklayan muazzam bir araştırma. Bu tarz konulara ilgili insanların mutlaka okuması gereken bir kitap.
Kitap gayet anlaşılır ve konunun özünü çok iyi anlatıyor.Genetik biliminde gelinen son noktalara çok güzel değinmiş. Başarılı bir Türk bilim adamı okunmayı hak ediyor. Umarım kitaplarının devamı gelir.
Olay yerinde hiçbir kavga izine rastlanmadığı için, Ceyda’nın
katilini tanıdığı çok açık ortadaydı. İki kişilik hazırlanmış bir yemek
masasından DNA örnekleri çıkarabilirlerdi. Yatak odasında hâlâ
yanmakta olan mumlar olayın bir gönül ilişkisi olduğu şüphesini
güçlendiriyordu. Yatak odasındaki iki kadeh, tecavüz ihtimalini gö-
nüllü cinsel ilişkiye doğru götürüyordu. Aylin yavaşça kanepeden
kalktı, uykusu kaçmıştı. Mutfağa gidip kahve hazırladı ve kanepeye
gelip yerleşti. Bu olayda yanlış olan bir şeyler vardı. Ceyda’nın evi
derli topluydu ve romantik bir akşam yemeği işaretleri barındırı-
yordu. Aylin kahvesini içti ama yatağa gitmemek için direniyordu.
Yıllardır gördüğü kâbus yüzünden, uyumamak için neredeyse eziyet
çekiyordu. Saat sabahın dördü olmuştu bile, fazla direnemeden kendini
uykuya teslim etti
Dünyada en genç yaşta profesör ünvanını alan, 60 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını çözerek adını matematik tarihine yazdıran, DNA sarmalının açıklamasını en sağlam şekilde açıklayan, katıldığı tüm konferanslarda iyi derecede ingilizce bilmesine rağmen sunumunu Türkçe yapıp Türklüğünden taviz vermeyen, bilim dünyasında ismi tüm dünyada şöhretle anılan ama maalesef ki ülkemizde değeri yeterince bilinmeyen, "Türk Einstein"ı olarak adlandırılan kuramsal kimyacı ve moleküler biyolog Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, tedavi gördüğü hastanede şuan yoğun bakımda. Varlığı zerre kadar önemsiz sözde ünlülerin tırnağı bile kanadığında medyamızda gündem olurken bu değerli bilim adamımızın ismi hiçbir kanalda maalesef gündeme bile getirilmedi.
Rabbim bu değerli bilim insanımıza şifalar verir İnşaAllah..
Dualarımız seninle Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu
'' Yıllar içinde ablamdan öğrendiğim bir şey varsa,
o da en iyi yalanın gerçeklerin arasında gizlenmiş yalan olduğuydu.''
DNA 'sındakı bır geni (SCN9A) nadir bir değişime ugradıgından acıya karsı duyarlılıgı olmayan Pskıyatr Adeline ve
30 yıldır hayatını hücrede geçirmiş azılı bir kadın katil,
Adeline' nin hayatı için kendi hayatını ortaya koyan abla Shana
ve katilin peşinde ki bir kadın polis... Bu 3' lünün etrafında gelişen olaylar zıncırı ve sasırtıcı oldugu kadar da içinizi acıtacak bir son...
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kurgu ve anlatımı güzel, okuyucuyu sıkmayan ve okurken olayı yaşatan, polisiye ve gerilim sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap.
Korkuya Yer YokLisa Gardner · Martı Yayınları · 2021488 okunma
Dr. Alec Jeffreys devrim niteliğindeki keşfini 10 Eylül 1984'te yaptı. Bir DNA deneyinin röntgen görüntüsünü incelerken, DNA örneklerini incelediği teknisyenin aile bireylerinin DNA'larının belirgin benzerlikler ve farklar gösterdiği dikkatini çekti. Jeffreys gördüğünün önemini çabucak kavradı: Bireyler genetik kodlarındaki eşsiz özellikler sayesinde tanımlanabiliyorlardı. Herkesin kendine ait bir genetik "parmak izi" vardı. Bunun anlamıysa teoride herhangi bir genetik malzemenin -saç, deri hücresi veya bedensel sıvılar- geldiği kişiyle eşleştirilebileceğiydi.
Bu gerçek, DNA'nın canlılar yararlansın diye var olmadığı, DNA yararlansın diye canlı organizmaların var olduğu...Bu henüz açıkça görülmüyor ama sizleri ikna edebilmeyi umuyorum. Birey ömürlerinin zaman ölçeğinde bakıldığında, DNA moleküllerinin içerdiği iletilerin ömrü neredeyse sonsuzdur. DNA iletilerinin ömrü (bir kaç mutasyonu bir kenara bırakırsak) milyonlarca yılla, yüz milyonlarca yılla ölçülür; başka bir deyişle, birey ömrünün on bin-bir trilyon katıyla ölçülür. Her organizma, DNA iletilerinin jeolojik ömürlerinin ufacık bir kısmını geçirdiği geçici bir araç olarak görülmelidir.
Adli bilimler tarihi kapsamında, gerçek adli vakalar üzerinde rol oynamış etmenlerin (kimlik tespiti, balistik, kan, deliller, ceset, zehirler, DNA) icat edilmelerinden günümüze kadarki gelişmelerini ve bilimin sürekliliğinin önemini vurgulayan şahane bir kitaptı.