Günah yolunda perde yırtılınca artık utanmadan sıkılmadan peş peşe günah işler. Günah merdivenlerinden aşağıya, cehenneme doğru gitmeye başlar. Bu nedenle büyük söz sultanlarından biri "Her günah içinden küfre giden bir yol vardır." der
“Dolayısıyla ben aldatılan kadına, dünyada en çok sevdiğim kadında şahit oldum ve en güvenmem gereken erkeğin asla güvenilmeyeceğini babamda gördüm. Bunu dünyamda tanıdığım diğer insanlarla bağdaştırmanın doğru olmadığını çok net biliyor olduğum halde ruhuma söz geçiremiyorum. Sadece hareketlerimi dizginleyebiliyorum.”
Reklam
Peki ya insanın özgürlüğü? Herhangi bir çevrede davranış ve tepkilerin tinsel özgürlüğü söz konusu değil midir? İnsanın birçok koşulun ve çevresel faktörün (biyolojik, psikolojik veya sosyolojik) ürününden fazla bir şey olmadığını söyleyen o teori doğru mudur? İnsan bunların tesadüfi bir sonucu mudur? Daha da önemlisi tutsakların toplama kampının tekil yaşamına yönelik tepkileri, çevrenin etkilerinden kaçılamayacağını mı gösterir? İnsan bu koşullarla karşı karşıyayken hiçbir eylem seçeneğine sahip değil midir?
"Evet, evet... Doğru söylüyorsun, yaşa!" diye bağırıyorlardı. "O andan itibaren Etienne, sevdiği konuya değinip onu işlemeye başladı. Çalışma araç gereçlerinin kamuya mal edilmesi... Bunu söylerken vahşi bir zevk duyuyordu. Bu anda artık gelişmesi tamamdı. Bir tarikata ilk giren müritlerin heyecanı ile kardeşlikten, işçilerin günlük
Sayfa 291Kitabı okudu
Doğru kapıyı açmak için kaç yanlış anahtar heba eder insan?
Topuklarının üzerinde dönüp kapıya doğru gitti. Sonra döndü: — "Artık söyleyeceğim bir tek söz var." dedi. "Hoşçakal!"
Sayfa 46 - Güven Basım ve Yayınevi, Üçüncü Baskı: İstanbul, 1972Kitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.