CEMİL MERİÇ'İ TANIMA
Cemil Meriç, diyalektiği bir metot olarak uygulayan 'serazat' bir düşünür; sonunda titreyip kendine/yuvaya dönmüş, hidayete ermiş, hak yolunu bulmuş eski bir Marksist; Batı'yı tanıdığı ölçüde, ışığın ancak Doğu'dan gelebileceğinin farkına varmış eski bir batıcı; Doğu ile Batı ve/veya 'muhteşem bir mazi' ile
Türk Ansiklopedisi'ndeki Hüseyin Nihâl maddesi ile çeşitli dergi ve gazetelerde O'nu tanıtan yazılarda san'atkâr yönü üç beş cümle ile geçiştirilir. Şâirliğine otuz seneden fazla bir zaman önce İbnülemin Mahmut Kemâl İnal temas ettiği halde hiç bir tenkitçi ele almamıştır. Romanları da şiirinin uğradığı âkıbete uğramış Türkçülüğü
Reklam
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
Bağlantı oldukça genişti ve görevin amacı, İtilaf devletlerince kabul edilecek biçimde tanımlanmıştı. Mustafa Kemal bölgede düzeni sağlayacak, silahların toplanıp güvenli bir yerde depolanmasını denetleyecek, ordunun 'şuralar' kurduğu konusundaki raporları araştıracak ve eğer bunlar gerçekse, uygulamaya son verdirecekti. Belgenin bu kısmını herhalde Harbiye Nazırının kendisi yazdırmıştı. 127 Ama ardından gelen maddelerde Mustafa Kemal'in parmağının bulunduğu belliydi. Yalnızca 9. Ordu ile Doğu ve Orta Anadolu'daki sivil yöneticiler ona bağlanmakla kalmıyor, daha batı ve güneydeki bölgelerin komutanları ve sivil yöneticileri de isteklerine uymakla yükümlü tutuluyorlardı. Gerçi Mustafa Kemal Harbiye Nazırlığına karşı sorumluydu, ama devletin diğer kurumlarıyla doğrudan doğruya bağlantı kurmaya da izni vardı. Bir bakıma Anadolu'nun Ankara'nın doğusunda kalan tümünden sorumlu hükümet yetkilisi sayılabilirdi. Mustafa Kemal'in, Harbiye Nazırının kendi resmi mührü üzerine imza atmaktan çekindiği konusundaki iddialarına inanmamak için hiçbir neden yoktur. 128 Konya'daki 2. Ordu Müfettişi Cemal ( Mersinli) , Mustafa Kemal' e böylesine olağanüstü yetkilerin niçin verildiği konusunda şikayette bulundu. Sadrazam yanıt olarak padişahın, aralarında güvene dayalı özel bir ilişki bulunan Mustafa Kemal'in yeteneklerini denemek için bu karara vardığını bildirdi.
İlhanlı Devleti Tarihine Genel Bir Bakış
Moğolların kalabalık bir kolunun Hülagu öncülüğünde 1256 yılında Ceyhun Nehri'ni aşıp Horasan'a girmesiyle başlayan ilerleyişi, Azerbaycan merkezli olarak İran, Irak ve Anadolu topraklarının da önemli bir kısmını kapsayan bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmıştı. İlhanlılar olarak anılan bu devlet Yakın Doğu'nun siyasi, sosyal ve
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.