Dört işlem
Seni benden çıkarınca ,önce beni sana böldüm , sonucu acılarımla topladım ,seninle çarpılan kalbime sensizliği ekledim, ne yapsam ne etsem bir adam edemedim.
Sayfa 87Kitabı okudu
DESTEĞİNİZİ BEKLİYORUZ
play.google.com/store/apps/deta...
play.google.com/store/apps/deta...
Uzun ugraşlar sonucu yaptıgımız, google play'da bulunan iki tane mobil oyunumun linkini gönderdim. ilki oynanışı basit patriot fingers (vatansever parmaklar) isimli bir kale savunma oyunu ve ikincisi ise beyin jimnastiği için dört işlem matematik oyunu. bunların ilk iki hafta cok indirilmesi gerekiyormus. indirme sayısı artmazsa emeklerimiz bosa gidecek . Sizde destek olursanız sevinirim.
HER OKUDUĞUMDA GÜLÜYORUM
MATEMATİKSEL AŞK
senden korkmuyorum artık!
yiğitsen karşıma çık!
seni görünce hiçbir şey olmayacak inan ki
Oldukça ilginç. Tıp adına büyük çalışma
''Profesyonel doktorlar, telepatiye inanmıyordu. Olayı ciddi biçimde ele alıp araştırdıklarında, Edgar'ın hayatı boyunca eline bir tek tıp kitabı bile almadığını öğrendiler. Ne var ki Edgar, dünyanın dört bir yanından gelen hastalar için günde iki kez, ikisinde de doktorların şahitliğinde ve ücretsiz görüşüyordu. Teşhisleri ve reçeteleri her zaman isabetliydi, ancak trans durumundan çıkınca ne söylediğini hatırlayamıyordu. Doktorlar nasıl teşhis koyduğunu sorduklarında, Edgar istediği beyinle ilişki kurabileceğini ve istediği bilgileri alabileceğini söylemişti. Ona göre hastanın beyni, vücuttaki eksikliği biliyordu.Bu durumda, yapılacak işlem çok basitti. Hastanın beynine rahatsızlığın nerede olduğunu soruyor, sonra da dünya üzerinde, ne yapılması gerektiğini söyleyecek beyni arıyordu. Ben diyordu Edgar, bütün beyinlerin bir parçasıyım.''
Sayfa 164 - Artemis Yayınları-5.BasımKitabı okudu
"Kafası karışık olanlara, Kendini bilmek gibi erdem olmaz, deriz, sanki insanın kendini bilmesi, dört işlem adıyla anılan aritmetik hareketlerinin en zor ve karmaşık, üstelik adı sanı bilinmeyen beşinci kardeşi değilmiş gibi, çevresinde olan bitene kayıtsız kalanlara, Azimli sıçan mermeri deler, deriz, sanki dünyanın acı ve acımasız gerçekleri her gün bu sözün aksini kanıtlamıyormuş gibi ve kararsızlara, Başlamak bitirmenin yarısıdır, deriz, sanki başladığımız nokta gevşekçe sarılmış bir yün çilesiin apaçık önümüzde duran ucuymuş ve onu çekmeye başladıktan sonra çilenin sonuna rahatça ulaşacakmışız, üstelik bu arada hiç kördüğüme, eprimiş yünlere rastlamayacak, bir basmakalıp söz daha kullanacak olursak, sessiz sedasız çile dolduracakmışız gibi."
Sayfa 59Kitabı okudu
Mesela, kardeşim birinci sınıfa başladığında okuma yazma biliyor, dört işlem yapabiliyordu. Fakat Öğretmeni onu standart olana sabitlemek için ısrarla çizgi çizmesini, “E” yerine “tarak ” demesini bekliyordu. Aynı şekilde küçük kuzenim Yiğitalp, bir hayat bilgisi testinden düşük not almış, öğretmeni annesine Yiğitalp’in yanlışlarını gösterip, durumun ciddiyetini anlatıyordu. “Üzgün olan arkadaşınıza nasıl davranırsınız?” sorusuna, “Hiçbir şey olmamış gibi” cevabım veren Yiğitalp, neden bu soruyu "yanlış işaretlediği sorulduğunda, “hiçbir şey olmamış gibi davranırım çünkü arkadaşım derdini anlatmak isterse anlatır, onu zorlayamam” demişti. Yiğitalp’in cevabı, karakter özelliği olarak değil yanlış olarak sınıflandırıldı, Zira standartlaştırılmış bir eğitim sisteminde, normlara uygun olan cevap arkadaşına neden üzgün olduğunu sormasıydı.
Sayfa 19 - Beyza Karakaya
ADAM SMİTH,ULUSLARIN ZENGİNLİĞİ-BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ, LEM’ALAR
“…o günün İngiltere’sindeki önemli bir nokta Adam Smith’in dikkatini çekmişti.Bu işgücünün çok fazla bölünmesi ve uzmanlaşmasından kaynaklanan muazzam verimlilik artışıydı. Ulusların Zenginliği’nin başlarında bir toplu iğne fabrikasını anlatır: “Bir adam teli çekip uzatıyor, öteki düzeltiyor, üçüncüsü kesiyor, dördüncüsü ucunu sivriltiyor,