YouTube kitap kanalımda Hakan Sarıpolat'ın Cıs kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04
4 yıl önce "Eskiden buralar hep dutluktu" diyebileceğimiz sessiz sakin zamanlarda, almışım başımı hunharca Stefan Zweig okuyorum. Ama ne okuma... Satranç'lar, Korku'lar, Gömülü Şamdan'lar... Bütün kitaplarını bitirmeye ant
Farkında olunmayan spoiler içerebilir.
Kitabın özüyle uyumlu, sevdiğim bir parça:
m.youtube.com/watch?v=5iC0YXs...
Öncelikle kitabın türünü soranlara ne yanıt versem diye az düşünmedim, hangi kategoriye sokmaya çalıştıysam elimden kurtuldu. Yeraltı edebiyatı desek, benziyor ama tam olarak değil. Felsefe desek arkaplanında bolca var ama
Selam değerli okurlar.
Kitabın incelemesine başlamadan evvel, eser sahibi hakkında duygu ve düşüncelerimi aktarmak istiyorum biraz.
Sevgili Hakan, değerli dostum; uygulamada tanıdığım ve tanımaktan da fevkalade mutluluk duyduğum, görgülü, efendi, saygıdeğer bir beyefendidir. Kendisine karşı hissettiğim sevgi ve destek olmak isteğim, kitabını
Değerli okur arkadaşlarım, mitoloji öğelerle harmanlanmış sayısız eser okudum. Ama okuduğum eserlerin yazarlarına ilham kaynağı olan, İlyada ve Odysseia adlı eserleri okumak, nedense şu zamana kadar, bir türlü kısmet olmadı. Buna istinaden bu harika kitapları okumama vesile olan Hakan Bey'e, sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ederim. Biz
Şimdi ben yazar arkadaşları ile övünen bir insanım yalan yok. Ama bir konuda kendilerinden şikayetim var a dostlar! Ya biride bana karakter yazmadı, yazamadı. Kurguda bile bekar olmak nasıl bir his bilemezsiniz. Neyse, neyse! Mantığını sevdiğim canım yazar dostum @oznurilter kaleminden çok nahif bir aşk kitabının yorumuyla geldim bugün.
Gerçekten
O nun içinde kocaman bir A.
Okuduğum ilk Hakan Günday kitabı.
Çok sevdiğim bir dostum tarafından oku diyerek başladım kitaba.
Biraz korktum, ürktüm başlarda.
Önyargı taşıdım biraz ama sonra toparladım kendimi, devam ettim kitaba.
Çünkü dostum kitabını okumam için verirken bahsetmişti biraz.
"Oğuz Atay"
Hâl böyle olunca, ilk nerde geçiyor diye diye kitabın yarısından fazlasını okudukça okudum.
Sonra da fark ettim ki, aslında tutunamayanlar buralarda.
Kitapların içinde, kafamın içinde ve belli ki Hakan Günday'ın da içinde.
Hepimiz iz bırakmak istiyoruz, kimse Yasin gibi öyle oturup gitmeyecek, hepimizin içinde İsa gibi yarım kalan hikayeler var.
Belki de Turgut'u burada anmakta fayda var.
Çünkü en çok tekrar hep "Tutunamayanlar" a olsa da Oğuz Atay içimizde hâla.
Kalbimi söküp içine Oğuz Atay koydular.
Hakan'ın yüzünde bir gülümseyiş belirdi.
"Durun bir şansımızı deneyelim. Dün Limni'den İstanbul'a geçmişti. Oradan da uçağa bindi." diyerek saatine baktı. Hemen cep telefonunu aldı.
"Uçağının inmiş olması lazım beyler" derken telefonunu kulağına yaklaştırdı.
Kısa bir bekleyişten sonra"Hoşgeldin ortak." dedi. Kısa süre sonra da o meşhur şen kahkasını patlattı. Belli ki Tekin komik bir karşılık vermişti.
"Dostum yolculuk yormuştur. Biz her zamanki yerdeyiz. Malum mekan Press Lounge." diyerek güldü. Kısa bir sessizlik oldu. Tekin'i dinliyordu.
"Herkesin sana selamı var burada.Seni çağırıyorlar şoföre söylüyorsun rotoyı hemen buraya çeviriyor. Tamammı dostum?" dedi.
Masadaki herkes Hakan'a bakıyordu...
NEFESSİZ KALANA DEK
"Beklentiler öldürür !"
Zihninizdeki ve kalbinizdeki yükleri bırakmadan, geçmişi kapayamadan, kendinizi iyileştirmeden, karşıya yeterince güvenebileceğinizi düşünmeden, kendinize zaman ayırmadan başka bir ilişkiye baş la ma yın. Başka birini almayın hayatınıza. Umut vermeyin.
Özellikle de siz erkekler ! Zira
Değerli kardeşim,dostum,duygudaşım,fikir ve bilgi işçisi sevgili Ömer.Medyascope YouTube kanalının sahibi.Mikrop dergisinin editörü ve yazarı.Kendisiyle her sohbet ettiğimde;"Senden çok şey öğreniyorum"dese de,onun mütevazı ve naif tarafının yansıması bu sözler.Bana bu değerli seçkiyi ilk hediye ettiğinde,ne kadar büyük bir hazineye