"Ben bir kadınım. Kendimin arkasındayım. Bayan değilim, bacın değilim, çiçek değilim. Saçma sapan benzetmelerin öznesi, başkalarının beklentilerinin nesnesi değilim. Varoluşunu bir başkasının gücüne, bir imzaya, statü kaygısına bağlamayan; evde, sokakta, tarlada, plazada, dükkanda, fabrikada, eliyle yüreğiyle fikriyle yaşama emek veren alnının terinden kalbinin telinden hayatını ilmek ilmek dokuyan kadınlardan sadece biriyim.
Ben kadınım. Anne olduğum için değil insan olduğum için kutsalım. Muayyen günümde olduğumdan değil içimden geldiği için ağlıyorum. Hafifmeşrep olduğumdan değil canım öyle istediği için kahkaha atıyorum. On altı yaşımdan beri çalışıyorum. Kula minnet eylemiyorum. Bir duru sözle gönül alanı bir kuru dalda çiçekle geleni seviyorum. "
...Belki de çok duru bir vicdan gerekiyor böylesine duru bir sessizliğe katlanabilmek için; yoksa insanın hayatı boyunca itinayla inşa ettiği, üzerine titrediği ne varsa bir saat içinde çöküp dağılabilir, belki de kahramanca nitelenen hırsın ki birden başka bir şey olmadığı, sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir; insan orada uzun süre oturursa geriye sadece kara bir leke, insanın sezdiği ve eskiden beri her daim korktuğu, yüzlerce teşebbüsle üstünü kapamaya çalıştığı, yüreğin esas yalanlarından biri kalır; sonuçta insanın cesareti yoktur açık bir içgörüye, gerçek bir değişime...
Kim deyir uşaq vaxtı yada gənckən olan şeylər gəlib keçici şeydi,məncə gözünün işinəcən yalan danışırdı.Ən saf,ən duru,ən dolğun sevgilər elə bu yaşlarda yaşanırdl.Vallah doğru sözümdür.İşinə içinə nəfs girdi,ehtiras girdi sehr pozulurdu.İnsanlar onda da sevirdilər bir-birlərini amma belə yox.