Bugün “Bu kitabı nasıl bitirebilirim?” sorusunu tekrar tekrar düşündüren bir kitapla karşınızdayım. Zorlu okumalar yapmayı, felsefi derinliğe sahip kitapları seven biri olarak Çürümenin Kitabı, zorluk çıtasını bir tık yukarı çıkardı diyebilirim.
E. M. Cioran ilk sayfadan itibaren dini, sosyolojik, hatta kendisiyle çelişmesine rağmen felsefik inanç sistemlerini reddederek her şeyin manadan ve değerden yoksun olduğunu ifade ediyor. Neredeyse her konuya şüpheyle yaklaşarak genel-geçeri reddediyor ve nihilizmin başarılı bir örneğini sergiliyor. İyilik-kötülük tezatlığı, inançların yanlışlığı, ölüm, varoluş ve Tanrı kavramları üzerine farklı bakış açıları sunuyor.
Uyarmam gerek, kitabın pek de akıcı bir dili yok. Her satırda zorlu bir düşünmeye sevk ederek, ateşli şekilde savunduğu görüşlerine karşı çıkarak bitirdim kitabı. Çürümenin Kitabı’yla bir nevi savaştım yani. Yazarın tüm inanç ve değer sistemlerini reddetmesine rağmen, kendi görüşlerine bu denli tutunması da biraz ironikti ayrıca
Ama ne olursa olsun, Cioran güçlü bir felsefi dille sorgulatan bir kitap kaleme almış diyebilirim. Kendine has üslubuyla, dramatik alt metinleriyle ve insanın “çürüklerine” kendi “çürükleri” aracılığıyla ışık tutmasıyla farklı bir kitap. Bu kitabı herkese tavsiye eder miyim? Hayır. “Kendimi biraz zorlayayım, içim sıkılsın, sinirleneyim ama bu kitabı okuduğum için sonunda mutlu olayım.” diyenlere öneririm.