“Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?”
Kuşlar için yaşamanın anlamı uçmaksa eğer, insanlar için de yaşamak, her şeyi akışına bırakmak yerine amaçlar ve hedefler uğruna inançla ilerlemek değil midir?
Kitabın anlatmak istedikleri o kadar açık ki; martılar üzerinden biz insanları anlatıyor aslında. Yaşamak sadece nefes alıp vermekten ibaret olursa ne kadar boş ve değersiz oluyor değil mi?
Oblomov hep, “Ben ne zaman yaşayacağım?” diye söyleniyordu, ama tek yaptığı toz içinde ki odasında uyumak ve gözlerini tavana dikmekti. Yapılacaklar listesi dağ gibi birikmişken hep erteledi, yeni şeyler öğrenmek içinse çok çabalamadı. Yaşama kaygısı yüreğinde gittikçe büyüdü de büyüdü!
O kaygı, Oblomovluk, hepimizin içinde bir yerlerde varken ve büyümeye devam ederken neden kendimiz olup özgür olduğumuza inanmak istemiyoruz?
Martı Jonahtan, balıkçı tekneleri etrafında çığırıp karnına doyurmaya çalışmadı, tiksindi bundan. O kendisi olmak ve sadece uçmak istedi. O zaman ne yapmamız gerektiğini biliyor muyuz? Sadece kendin ol ve kendine inan, başarabilirsin.