Nobel Ödüllü yazar Heinrich Böll, 2.nci Dünya Savaşı sonrası Alman yazarlarının en bilinenlerinden 1i olup, savaş dönemi ya da sonrası yaşanan sıkıntıları en güzel anlatan yazarlardan 1i bence.
"İlk Yılların Ekmeği"nde yine savaştan hemen sonra baş gösteren zor yıllardaki ekmek kavgasından 1bolum sunuyor ama en etkileyici yerinden vuruyor durumu anlatırken, çorba veriyorsun ama ekmek vermiyorsun derken, o çorbayı ekmeksiz içmeyi anlatırken sanki o durumu yaşar gibi oluyor insan ya da kitaplarla ekmek bağlantısındaki baba faktörünün durumu yine efsane 1anlatımdı bence. Almanya"nın en bunalımlı dönemi ve bu ezici dönem içinde, 1şey istemeye, istemek için el uzatmaya alışmamış 1insanın var olma çabasını anlatırken savaşın yıkıcı 1güçle sarsmış olduğu değerleri de çok güzel yansıtmış...
Kitabın başında Hedwing için istasyonda karşılaşmasaydım herşey nasıl değisirdi diyip heyecanım sonsuz okudum ki sonundaki bitirme bağlantılarındaki son sözler kitabı başa çeviriyordu ve tüm kitap zihinimde dolaşıyordu.
Külliyatta okudukça daha çok sevdiğim yazarlar arasında yerini alıp bu kitabını da çok çok severek okudum, "İlk Yılların Ekmeği" yazara başlangıç kitabı olabilir, kesinlikle tavsiyemdir...
