-Ey kardeş!
Düşmanın iyiyi ve iyiliği görmemesi daha iyidir. Düşmanlık gözüyle bakılırsa hüner ve marifet bir ayıptır. Sadî, bir güldür, lakin düşmanlarının gözüne diken görünür.
İçimizden hangisi deli acaba? Yolcuları hiçbir şeyle rahatsız etmemeye gayret eden ben mi, yoksa buradaki en zeki ve ilgi çekici kişi olduğunu düşünen, bu yüzden etrafındaki hiç kimseye huzur vermeyen bu egoist mi?
Cinsel dürtünün uygarlığın ilk gereklerine yenilir yenilmez tam tatmin sağlayamaması, en olağanüstü kültürel başarıların kaynağı haline gelir; bu başarılar dürtü birleşenlerinin gittikçe daha ileri giden yüceltilmeleriyle elde edilir. Çünkü cinsel dürtü güçlerinden herhangi bir dağılımla tam bir haz tatmini sağlansaydı, insanların bu güçleri başka alanlarda kullanmak için hangi nedenleri olurdu? O hazdan bir daha kurtulamaz ve başka ilerleme gerçekleştiremezlerdi. Öyle görünüyor ki insanlar her iki (cinsel ve egoist) dürtünün gerekleri arasındaki dengelenemeyen fark yüzünden giderek daha yüksek başarıları gerçekleştirmeye muktedir oluyor… fakat daimi bir tehlikeye maruz kalarak; daha zayıf olanlar günümüzde bu tehlikeye nevroz biçiminde yenik düşüyorlar.
Buna nasıl tahammül ediyorlar? Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar? Bu kadar egoist olabilirler mi? İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı?
Müslüman, bencil, egoist değildir. Sırf kendini düşünmez. Allahü teâlânın kullarına hizmeti, onlara yardım etmeyi birinci vazife bilir. Bunun için güler yüzlü olmaya, insanların itimadını, sevgisini kazanmaya mecburdur.
Dr. Enver Ören
Sayfa 270 - Kültür Bakanlığı YayıncılıkKitabı okuyor
Bazı insanların, sanki otomatik bir tepki haline getirdikleri saplantılı egoist kaygıları ve içlerinde saklayıp atamadıkları ukdeler vardır. Bu tür insanlarla karşı karşıya gelindiğinde mümkünse hemen kaçmak gerekir, yoksa onlara esir olur gidersiniz.
"Her günü pes etmeden umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar? Bu kadar katı egoist olabilirler mi? İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı?"