Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hakan Özer

Hakan Özer
@ehozer
Kitaplar güzeldi. Büyük laflar etmek eşsizdi. Kitaplarda yazılanları paylaşmak... yetmiyordu. Bir sigara daha yaktı. Daldı karanlığa.
Yazyalnızı - İki Deli Derviş
Yazyalnızı - İki Deli Derviş
Behçet Çelik
Behçet Çelik
1125 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap çok rahat okunuyor, yazarın ifâdesi net, deyim yerindeyse açmış ağzını, yummuş gözünü, hiç sakınmadan her türden vasata hitap ediyor: Vasat olduğunun farkında olmayan vasat, vasat olmadığını sanan vasat gibi; daha çok da bu ikinci türe... “Yaşamak, ahlâken belli bir eşiğin altında olmaktır. Seni bu yaşına kadar yaşatan, biraz da sessizliğindir. Öyle olaylar olur ki karşısına çıkarılan en küçük bir ses bile ölümcüldür. Yaşadığına göre sesinin yaşamda kalma içgüdüsüyle ancak ‘uygun koşullarda’ çıktığını kabul edebiliriz.”(Nesnelerin Özgeçmişi, s. 133) Kıssadan hisse budur ki, bütün zamanların “en” insanlığı dâhil: Vasatım, vasatsın, vasat; vasatız, vasatsınız, vasatlar.
Vasatlığa Giriş Dersleri
Vasatlığa Giriş DersleriTaylan Kara · Hayal Yayıncılık · 201543 okunma
Reklam
BİR SÖZ SÖYLE
hani kuşlar kaldıracak yangınlar üfürecekti yel uykusuzluklar büyüyecekti hani nerde büyük ağartı nerde yel bir söz söyle içinden durma! bir gül daha düşür karanlığa
Sayfa 128 - ykyKitabı okudu
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çocukluğuma götürdü, tanıdık mahallelere, bahçelere… Çok beğendim. Öykülerdeki benzer vakitlerde geçmesi mi çocukluğumun, sırf ondan mı? Belki de… Emine Hatun, Tahir Bey, Büyükbaba, Koca Anne’ler; Horoz Şekeri, uzun dalga radyo, istiklal marşıyla kapatılan televizyon, Masa Örtüsü, vişne ağaçları; “çık” diyenin olmadığı, efendi efendi oturulan,
Emine Hatun
Emine HatunDeniz Günal · Artshop Yayıncılık · 20114 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimse ayrımsamadı. İçine çekiliyordu. Usul usul çöküyordu. Bu çöküşün yavaşlığı kimseye bir şey çaktırmadan ölüme varabilirdi. Dünya değişiyor. Herşey hep kötüye, anlamsıza, tuhafa dönüyor. Üstelik insan yaşlandıkça bunu daha iyi görüyor. Hatta sanki, insan yaşlandığı için değil de, bu anlamsızlık, tuhaflık, saçma sapanlık son hadde vardığı için pes edip ölüyor. Eski, güzel günlerine beyaz kefen gibi sarılıp sarmalanarak.
Sayfa 93 - Artshop, Sanat Dükkanı YayıncılıkKitabı okudu
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Emine Hatun
Emine HatunDeniz Günal
9.5/10 · 4 okunma
Reklam
Ve yıllar geçtiğinde belki soracaklar. Neden bazı insanların acısı daha önemlidir diğerlerinden?
Sayfa 37 - Artshop, Sanat Dükkanı YayıncılıkKitabı okudu
143 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Belçika, Fransa, Lüksemburg (2016) yapımı Yeni Ahit (Le tout nouveau testament) filmini çağrıştırıyor. Kitabın ismi de biraz mûzipçe fikir veriyor zaten, tâbir câizse “çerez” niyetine okunabilir. Tabi, şüphesiz tıpkı film gibi kitabın da nasıl bulunacağı kişiye göre değişebilir (bk. tanıtım bülteni); kiminin payına tebessüm, kimine öfkeyle çatık kaşlar düşebilir. Tanrı dünyayı yaratmayı tamamladığında geri çekilip şöyle bir baktı ve kendi kendine: “Güzel oldu… Hatta belki de onlar için biraz fazla güzel…” diye mırıldandı. (S. 11)
Muzip Tanrı
Muzip TanrıJean-Louis Fournier · Chiviyazıları Yayınları · 2006259 okunma
ZULMÜN KISIR DÖNGÜSÜ
Geçmişten geleceğe insanlar ikiye ayrılır: Zulmedenler ve Zulmedilenler... Zulmedenler kendi içinde ayrıca ikiye ayrılır: Daha önce zulmedilmişler, daha sonra zulmedilecekler... Zulmedilenler de kendi içinde ikiye ayrılır: Daha önce zulmedenler, daha sonra zulmedecekler... Not: İstisnâları seviyorum, mevcut olup kāideyi bozmadıkları için değil bozamadıkları hâlde var oldukları için: İstisnâlar kāideyi bozmaz...
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“Romana gelince, yazmamam için iki temel sebep var. Birincisi, pek beceremiyorum. Bir roman yazarken birilerine belli fikirler söyletebiliyorum ama pencereden kapıya doğru gitmelerini sağlayamıyorum. Maddi ayrıntılar konusunda roman yazarlarının sahip olması gereken sabra sahip değilim.” diyor bir söyleşisinde (Birikim, 02.04.2007) Terry Eagleton
Azizler ve Alimler
Azizler ve AlimlerTerry Eagleton · Agora Kitaplığı · 2003232 okunma
Reklam
On Üçüncü Bölüm - Bir halk yaratmak
Halkımı beğenmiyorum. Benim mükemmel bir devletim olsun ama devletimin tebaası olacak halk, bu çopur çocuklar, bu dişsiz ve bıkkın ağzı açık ihtiyarlar, bu söz anlamaz dinlemez kadınlardan oluşsun; olacak şey değil. Devlet kurucu bilgelik ve iradem karşısında ovanın beyleri bile tutunamazken bu tuhaf güruh, bu hayvan bile etmeyen tuhaf kalabalık bana dirensin. Halkımı yenilemeliyim. Gerekirse elbette yenileyeceğim. Yenilmeyeceğim. Vakt erişince bir emperyal olma iradem ve kuvvetimi salmak üzere, kendim için tamamen eğitebileceğim bunun için bir dil verebileceğim bir halkım olmalı yoksa bunun yaratılması uçamayan kuşlar gibi anlamsız ve yararsız da bu yabanılları yeniden ele almalı ve onlara bir amaç ve riayet edecekleri yasalar vermek suretiyle meseleyi ele almanın elzem yanlarını defaten tartarak ve düşünerek; başlayan yağmurlar vardır ve artmaktadır.
Sayfa 75 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Hiç kuşkusuz bu bir kitap incelemesi değildir. Kitap incelemesi sanki bir yandan Tâlim ve Terbiye Kurulu resmiyeti veya edebiyat eleştirmenliği tarzı bir uzmanlık alanını çağrıştırıyor, öte yandan lise öğrencilerinin performans ödevi veya kitap özetini… Benimki olsa olsa kitabı okuduktan sonra anlam(lar) çıkarıp, kendime göre değerlendirmem, yorumumdur. Roman mevzûu insan olunca içerikte ona âit bütün teferruat, hal ve hareket mevcut, iktidar; ona ilişkin her türlü necâset, âcizlik, yerine düşünme, bilme… Minik bir araştırmayla kitapla ilgili bir sürü uzman tahlili bulunup okunabilir, yazar burada ne demek istemiş bâbında. Nazarıdikkati çekmek istediğime gelince: Ferhan Şensoy’un “Dili bozarak düzeltiyorum” meâlinde bir sözü vardı. Ehl-i kalem dili bozarak düzeltebileceği gibi, felsefeden Arnavut ciğerine, edebiyattan deve güreşine kadar her işte ehil olmak merâkı olanlar da pekâlâ dili düzelterek bozabilirler. Dolayısıyla, eserin dili için yeni, deneysel gibi şeyler söylenebilir, söylendiği gibi de öylece orada durabilir çünkü zurnanın zırt dediği yer de tam burasıdır: Roman, her mecrâda gürül gürül üstümüze abanmakta olan işbu her işte ehil olma meraklısı gürûh-ı cühelânın hilkat garîbesi dili ve hâlinin “olduğu gibi” görünümlü muhteşem bir edebî mâlûmu îlâmı. Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor nitelikli bir ehl-i kalem eseri. Müthiş üslûbunun benim “küçük dağlarımda” yarattığı huşû içinde her sözcüğün, cümlenin zevkine vararak; Yakup’la birlikte halden hâle girerek, ekseriya tebessümle, yer yer kendimi kahkahadan kırılırken bularak, keyifle okudum… Sorulursa başyapıt!
Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor
Dağ Yolunda Karanlık BirikiyorHüseyin Kıran · Sel Yayıncılık · 2016141 okunma
9,1bin öğeden 9bin ile 9bin arasındakiler gösteriliyor.