Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ece

Bir başkasını aşağılayan insan önce kendisini aşağılamıyor mu? Bunun kimse farkında değil mi? Ağacı, kuşu, akarsuyu, börtü böceği, yerdeki karıncayı, en alçak insanı kutsayan, yücelten, güzelleştiren insan güzelleşir, öyle değil mi?
Reklam
Her çiçek herkese konuşmaz. Yaşam çiçeği hiç kimseye, Hızıra bile, Lokmana bile konuşmaz.
Bu gece kavuşan yıldızları, akarken duran suyu, uçamayan kuşu, yağamayan yağmuru, gelemeyen ışığı göreceğim. Lokmanın ilacından bana da ver, Ya Hızır, diyeceğim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Seneler,seneler evveldi; Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz İsmi Annabel Lee; Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni.
Aureliano, Ursula'nın kendilerini unutmaması yolundaki isteğini, "Bağışla, savaş her şeyi silip götürdü," diyerek savuşturdu.
Reklam
Sadeliğin üstünlüğünü, ayrıcalığını anlayabilmesi için otuz iki savaş çıkarması, ölümle bütün anlaşmalarını bozması, ün denilen pisliğe bir domuz gibi bulanması ve tam kırk yıl yitirmesi gerekmişti.
Benden kitap okumayı çekip alsalar, bu deneyimsiz halimle mahvolurdum herhalde. Kitaplarda yazılanlara bu kadar bağımlıyım işte. Bir kitap okur okumaz hemen o kitaba kapılır, güvenir, kitapla özdeşleşir, hayatımla o kitap arasında ilişki kurarım.
Göründüğü kadarıyla, ikimiz de güzellik ve iyilik hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. O, hiçbir şey bilmediği halde bir şeyler bildiğini sanıyor, oysa ben hiçbir şey bilmemekle birlikte bunun bilincindeyim. Bu durumda, hiçbir şey bilmediğimi bildiğim için, az da olsa ondan daha bilgeyim sanırım.
Böylece, onca yılın ardından kurbanın celladına verdiği cezayla hak yerini bulmuş. Ve insanlar ne yağmurun, ne ateşin ne de rüzgârın işlenmiş bir suçun izlerini silemeyeceğine inanmışlar. Çünkü adalet, saf ve masum birinin kafasına inmeden önce durmasını da bilen güçlü bir elin tuttuğu koca bir balyoz gibi asılı dururdu dünyanın üstünde. Köylülerin dediği gibi güneş bir toz zerreciğini bile görünür kılardı.
Reklam
Demiş ki, bütün dünya, evim diyebileceği bir yer arayan kalplerle doludur. Ama mülteciler farklıdır çünkü onların aradığı şey yalnızca bir ev değildir, barıştır. Onun için de onların kalpleri bütün kalplerin en özelidir.
Şimdi ne görüyorum? Anadolu... Düşmana akıl öğreten müftülerin, düşmana yol gösteren köy ağalarının, her gelen gasıpla bir olup komşusunun malını talan eden kasaba eşrafının, asker kaçağını koynunda saklayan zinacı kadınların, frengiden burnu çökmüş sahte sofuların, cami avlusunda oğlan kovalayan softaların türediği yer burasıdır. Burada,
Zira sevildiğini hisseden kadın kadar çekilmez bir şey yoktur.
Aydınlar üzerine;
Lakin işte görüyorum ki, bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum ne dibe çökebiliyorum. Bize bunun için toplumun kaynağı diyorlar galiba.
Bazen , görünür bir sebep olmadan, insana önünden geçtiği yapı, bir sokak köşesi, üstünde oturduğu sandalye hayatında önemli bir yer tutacakmış gibi gelir.
174 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.