Madem benden tavsiye istediniz, buyrun 100 kitap tavsiyesi...
Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır
Riyazüssâlihin (Hadis)
Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî
Muvazzah İlm-i Kelâm – Ömer Nasuhi Bilmen
Asr-ı Saâdet – Mevlânâ Şiblî
Hayâttü’s-Sahâbe – M. Yusuf Kandehlevî
Nimetü’l-İslâm – Hacı Zihni Efendi
İslâm Fıtrî Tabiî Umûmî Bir Dindir –
Üstad Kadir Mısıroğlu’nun ”İslamcı Gençliğin El Kitabı” adlı eserinde genç okuyuculara tavsiye ettiği 100 kitabı istifadenize sunuyoruz.
Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır
Riyazüssâlihin (Hadis)
Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî
Böyle güzel bir kitabı bitirip, inceleme yazmamak olmazdı diyor ve başlıyorum ...
Bu kitap bir tarafta kimya ile alakalı çalışmalar yapan bir fen adamı, diğer taraftan yılmadan, usanmadan insanlara dini doğru anlatmaya çalışan bir rehber olan Türkiye'nin ilk Kimya Mühendisi Hüseyin Hilmi Işık'ın 'rahmetullahi aleyh' hayatını anlatıyor.
Adı üstünde Ebedî Seâdet yolunda bir ömür...
Kendisi Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri tarafından yetiştirilmiş büyük bir âlim.
Başarılı bir çocukluk ve gençlik geçiriyor ardından Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ile tanışıyor, uzun yıllar ders görüyor, zorluklar çekiyor.Türkiye'nin dört bir yanında çeşitli vazifelerini titizlikle yerine getirip, sayısız talebe yetiştiriyor. Ve 9 Şaban 1422 ve 26 Ekim 2001 Cuma günü vefat ediyor...
Hayatını ilim öğretmeye, Ehli Sünnet itikâdını anlatan kitaplar neşretmeye adamış büyük bir şahsiyet. Bittabi bunları yaparken bir çok zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Lafı çok uzatmak istemiyorum, genel anlamda kitap üç kısımdan oluşmaktadır;
Birinci Kısım HAYÂT ve HÂTIRÂTI
Ikincisi Kısım SÛRET, SÎRET ve ÂDETLERI
NEŞRETTIĞI ESERLER, VESIKALAR ve HAKKINDA YAZILAN ŞIIRLER...
Hazırlayan Ekrem Buğra Ekinci ağabeyimizin kalemine sağlık...
Elhamdülillah ki hocamızı tanımak nasip olmuş, Rabb'im şefaâtlerine nâil eylesin inşaAllah.
Osmanlı padişahları içinde içki içmekle itham olunanlarının hemen hepsini temize çıkarmak gayretiyle kalem oynatan zamanımız târihçilerinden Ekrem Buğra Ekinci bu husustaki uzun makalesinde şöyle demektedir:
“İyş, yaşamak; işret, eğlence ve cümbüş demektir. İkisi de arap. çadır. Eğlenmek illâ içki içmekle mi olur? Eşi dostuyla dinin izin verdiği şekilde eğlenmek yasak değil ki. Buna da ıyş ü işret deniyor. Nüş, farsça içmek demek. Su için de kullanılır, şerbet için de. Dölu eski türkçede içine su karıştırılan su dışındaki içecekleri anlatır. Ayrana da dölu denirdi. Hatta Bursa'da askere ayran yapıp verdiği için Dölu baba diye bilinen bir evliyânın kabri vardır. Sâki yalnızca içki dolduran değil, su veren kimse için de kullanılır. Zaten sâki, arapça sulayan demektir. Arapçada da “şarap ” şürb edilen, yani içilen şey demektir. Şerbet, çorba, meşrubat, şurup gibi kelimeler hep aynı köktendir.. Kur'an-ı kerimde içilmesi yasak olan hamr'dır. Fermantasyona uğramış içki demektir. Biz bugün buna şarap diyoruz. Ama eski metinlerde “şarap” içilecek her şey için kullanılır. Lisanını ve kelimelerini bilmeden bir devir hakkında rastgele hüküm vermek ne kadar hatâlı!
Üstelik İslamiyette üzüm ve hurmadan yapılan şarap ve bundan elde edilen alkol kesinlikle haram olan bir içkidir. Bunun dışında bazı alkollü içkiler vardır ki; kimi âlimler bunların ilaç ve ihtiyaç için sarhoş etmeyecek mikdarını içmeye cevaz vermiştir. Rom da bu kabildendir. O halde neyin ne için içildiğini bilmeden ahkâm kesmemek lâzım.”
(Bkz. Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı Padişahları İçki İçer miydi?
(Sultan Vahideddin) Tam tahta çıktığı sıralarda Cihan Harbi'nin korkunç neticeleri alınmak üzereydi. Kemal Paşa'nın ordu kumandanı olduğu Suriye Cephesi'nin çökmesi üzerine 30 Ekim 1918'de Mondros Mütârekesi imzalandı. Mağlubiyetin vesikası olan bu mütârekeyi imzalayan Rauf Bey (Orbay) ve diğer delegeler saraya arz-ı tazimat için geldiklerinde, padişah kendilerini kabul etmedi. Memleketi harbe sokan İttihatçı reisleri mütârekeden hemen sonra yurt dışına kaçtılar. Sultan Vahideddin'in elinde ancak düşmana teslim olmuş ve milletin sefâlet içine düştüğü bir ülkeyi idare etmek kaldı.