Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E

E
@ekspresyonizm
Ama felsefeye göre, soylu yürekler en büyük felaketlerde bile inanılmaz olanaklara kavuşabilirlerdi.
Reklam
“Yani, gereğinden fazla derinleşmek de bir sorun. Gerçek her zaman bir kuyunun dibinde olmayabilir. Hatta bence önemli gerçekler her zaman açıktadır. Gerçeği, bulunduğu dağ tepelerinde değil, derin kanyonlarda arıyoruz.”
“Huzur, dinginlik her şeyden önce insanın içinde olmalı.”
Sayfa 48 - Doktor RaginKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Otoyoldaki Orman~
İncecik, dik ya da eğik gövdeleri vardı; geçen bir otomobilin farları aydınlattığında düz, yaygın yaprakları en tuhaf biçimlere, en tuhaf renklere dönüşüyorlardı.
Reklam
Gölge -(benden büyük çimen(!))-
Bir haziran günü çimen, karaağacın gölgesine dedi ki, “Sürekli sağa sola oynayıp benim rahatımı kaçırıyorsun.” Gölge de şöyle diyerek yanıtladı: “Hayır, ben değilim o. Göğe doğru bak. Rüzgârla doğuya ve batıya doğru hareket eden bir ağaç var, güneş ve yeryüzünün arasında duruyor.” Çimen de yukarı baktı ve ilk defa ağacı gördü. İçinden aynen şöyle dedi: “Bak sen! Orada benden daha büyük bir çimen var.” Ve çimen sustu
Düşünce...
*** Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, Müşkil budur ki ölmeden evvel ölür kişi.
İnsancık (!)
... belki parıltı yok, ışıltı yok, renk yok, ama yine de insanım, kalbiyle ve düşünceleriyle bir insanım ben.
Sayfa 134 - Makar DevuşkinKitabı okudu
Yoksul insanın başına gelecek olan gelmiştir. Peki neden böyledir? Yoksul insanın her şeyi, onlara göre, tersyüz edilmelidir çünkü; onun gizli hiçbir şeyi olmamalıdır, onda gurur olmamalıdır asla, asla!
Sayfa 111 - Makar DevuşkinKitabı okudu
Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Mutsuz ile yoksulun birbirinden uzak durması lazım, birbirlerine bulaştırmamak için.
Sayfa 105 - V.D.Kitabı okudu
Reklam
Ve böylece, az uyuyup çok okumaktan beyni kurudu, aklını yitirdi.
Sayfa 52
Kafka betimlemesi =))
Bu caddede hem sabahları, hem akşamları, hem de gece görülen düşlerde daima sıkışık bir trafik oluyordu; yukarıdan bakıldığında bu trafik sanki çarpılmış insan endamları ve her türden otomobil tavanının sürekli yeni başlangıçlarlardan iç içe geçmiş bir karışımını sunuyordu; bundan da yeni çoğalan, delice bir gürültü, toz ve koku karışımı yükseliyordu ve bütün bunları nesnelerin kalabalığından durmaksızın yayılan, alıp götürülen ve hararetle yeniden getirilen muazzam bir ışık yakalıyor ve içlerine işliyordu; bu ışık aldanmış gözlere öyle cismaniymiş gibi görünüyordu ki, sanki bu cadde üzerindeki her şeyi örten bir cam mütemadiyen var gücüyle parçalanıyordu.
İnsan her adımını mezardan uzaklaşmak için atar. Yine her adımda mezara bir adım daha yaklaşır. (Nitekim her nefesi hayatı uzatmak için alır. Yine her nefeste hayatından bir nefeslik zamanı azalır!)