"El alem ne der?" sendromunu rehber almak yerine, yüreği rehber almak gerektiğini, o taktirde hayatı daha kavrayacı yaşamanın mümkün olduğunu öğrendim...
"Peki, şahsiyet olmayı başarmış biri 'el alem ne der', ' toplumun beklentileri nedir' konularını hiç hesaba katmaz mı?"
Yakup bey gülümseyerek yanıtladı.
"Tabii katar. Diğerlerini ve toplumu kesinlikle hesaba katar. Bir şahsiyet olmayı başarmış kişi, hem kendini hem diğerlerini ciddiye alır ve önemser! Ama, 'başkaları ne der' derken, 'ben ne derim'i önemsemezlik yapmaz. Kendi özüyle tutarlı olduğu için, kişinin kendine tanıklığı, diğerlerinin ne söyleyeceğinden daha önemli ve acildir..."
Doğduğum kasabaya her yıl, eylülün ilk günlerinde giderim. Sözünü ettiğim günler, üzüm toplama vaktidir çünkü; üzüm tanelerinin duruşunda, tadında ve renginde yankılanan çocukluğumu seyretme vaktidir.
Baklan Ovası'nı ikiye bölen Denizli-Uşak yolundan ayrılıp Beşparmak Dağı'nın dibindeki kasabaya doğru yöneldiğimde, her defasında tuhaf bir heyecan
Hayatta yaptığımız bazı hatalar vardır bu hataları kişilere göre yapmamalıyız.
Yani şöyleki;
E l alem ne der değil.,!
EL ALİM NE DER dir.
Bence:D
İyi akşamlar 1000 k ailesi;)
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,