Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Manno bana dünyanın en güzel şeyiymişim gibi bakıyordu. En kırılgan, en özel, en sevilesi şeyiymişim gibi...''
352 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
9/10
İlk kitabı da sevmiştim ama bu kitaba resmen bayıldım.Tam bir rs den çıkma kitabı arkadaşlar haberiniz olsun.Bu seriyi okumayan varsa kendine bir iyilik yapıp okusun.Neden beklettim diye kendime çok kızdım.Psikologlar ve psikiyatrlar bu kitaplardan bir doz reçete etmeli cidden insana iyi geliyor:) Başrollerimiz ilk kitaptaki Thea’nın asi kardeşi Liv ve Kitap klubünün en tatlı adamı(şu an benim gözümde daha tatlısı yok) Mack ‘in kitabı.Liv bi pasta şefi ve Mack yüzündem işinden kovuluyor.Spoiler vermemek için ayrıntıya girmicem ama bir şekilde suç davasının göbeğine düşüp birbirlerine aşık oluyorlar. Mack mükemmel tatlı ve ponçik bir karakterdi.Uzun süredir bu kadar sevilesi,naif ve karizmatik bir erkek başrol okumamıştım.Sert,dominant ve patronvari başrollerden sonra ilaç gibi geldi.Liv biraz beni delirtti ama onu belirtmeliyim fazla sorunlu ve gergin bir kadındı.Çok dramatikti ayrıca son kısımlarda Mack’ e yaptıkları düpedüz saçmalıktı.Adamı hak etmedi diyebilirim. Velhasıl çok tatlı,çok minnoş,çok komik bir kitap olup,türü sevenlere kaçırmamasını tavsiye ederim.Klubü yeninde okumak çok keyifliydi.Bayağı eğlendim.Yayınevi hala üçüncü kitabı çıkarmadı.İnşallah çok bekletmez.Sıradaki kitap Noah ve Alexis’in hikayesi ve aşırı merak ediyorum. Çok çok tavsiye…
Aşık Erkekler Gizli Görevde
Aşık Erkekler Gizli GörevdeLyssa Kay Adams · Nemesis Kitap · 2022292 okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
#1001kitap~~~
~~~Hoş geldin hüzün Sevilesi bedenlerin aşkısın Gücüsün aşkın Başı acılı Bedensiz 1canavar gibi Cana yakınlığı koyuverirsin orta yere Ansızın Güzel yüzlü hüzün~~~ PAUL ELUARD Gerçek adı Françoise Quoirez olan Françoise Sagan burjuva 1aile­nin kızıydı, ikinci Dünya Savaşı sonrasında Paris’te yaşamaya başladı. 1954 yılında ilk romanı
Hoşgeldin Hüzün / Büyük Aşklar
Hoşgeldin Hüzün / Büyük AşklarFrançoise Sagan · Everest Yayınları · 2015194 okunma
Bak eylülde bitti, Ekim de gider yakında sonbaharın en sevilesi ayı Kasımda gelip geçer... Ey sevilesi bilesin benim bütün kapılarım Aralık sana. A. Karaçay
Başlarken;
...Hoşça kal hüzün Hoş geldin hüzün Tavanın çizgilerinde yazılısın Sevdiğim gözlerde yazılısın Yoksullukla ne ilgin olabilir En yoksul dudaklarda bile 1gülücükle silinirsin Hoş geldin hüzün Sevilesi bedenlerin aşkısın Gücüsün aşkın Başı acılı Bedensiz 1canavar gibi Cana yakınlığı koyuverirsin orta yere Ansızın Güzel yüzlü hüzün PAUL ELUARD
Kadın,yeryüzündeki en sevilesi şeydir. Ama bundan da önemli birşey var. Bir kadın yarattığı erkeğe asla sahip olamaz.
Reklam
60 syf.
7/10 puan verdi
En büyük devrim, AŞK’TIR.
Saramago’nun sembolik bir anlatımla insanın kendini arayışını muzip bir dille, ironili tarzda, sadece nokta ve virgül kullanarak anlattığı kısa öykü... Kraldan tekne isteyen adam , bilinmeyen adayı bulma yolunda düşsel bir macera geçirir.Onun bilinmeyen bir adayı bulabileceğine inanan tek bir kişi ve en büyük destekçisi bir kadındır, gemisini
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,2bin okunma
84 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Özge Çeçen
Özge Çeçen
'e ithafen Ölmeye yattım ama ecel bir türlü gelmedi. Bütün sesleri susturdum şimdi yaşıyorum çığlık çığlığa. Bir kadın düşünün. Bir erkeği onurundan doğurabilen bir kadın. "Bana hiç şiir yazdın mı?" diye sorarak uğruna şiir değil kitap yazdıran bir kadın ve o güzel sevgiyi sonuna kadar hak eden bir adam. O adam ki artık yaşadığımı anlayamıyorum diyor karısının ölümünden sonra. Derin bir matemdi bu kitaba akıttıkları, şiirlerine yansıttıkları. Çünkü güzelliğin tanrısı onu bırakıp gitmişti. O dertliydi. Evlerin yalnızca eşyalardan yapılmadığını öğrenmişti. O evi ev yapan bir kadının aşkıydı ve o kadın gidince ev dar gelmişti adama. Sığamıyordu odalara. Çünkü onu, o kadını, Şahgül'ünü unutacak zamanı kalmadığını anladığı için dönüp dönüp yine onu sevmeye başlıyordu. Mezarına bir gün bile gitmeyince yalnızlık doluyordu içine. Her mezar dönüşü onu yazıyordu şiirlerine. Harf harf dağılmıştı dizeler ve her biri bir taş gibi düşüp eziyordu yüreğimizi. Ölüm ve özlem iliklerinize kadar işliyor. Konu ölüm ancak ölümün kasveti sizi boğmuyor. Tıpkı bir ağıt gibi bir bir sıralanmış geri gelmeyecek olan, yerine konulmayacak olan bir kadına yazılabilecek en güzel şiirler. Kadınları böyle en gerçeğinden sevebilen erkeklere sadece helal olsun diyor, hepsine saygı duyuyor ve konuyu kapatıyorum. Bu değerli kitabı hediye eden sevilesi insan Özge'ye teşekkürler. Umarım Şükrü Erbaş gibi aşkın ve sevginin değerini bilenler tarafından hep sevilir.
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
Gündelik hayatta depresif durumların en bariz tetikleyicileri öz-imajımızla alakalıdır. Bir şey bizim nasıl görünmek istediğimizi sorgulamamıza yol açar: patronumuz eleştirel bir yorum yapar, sevgilimiz mesafeli bir davranış sergiler, meslektaşlarımız başarımızı görmezden gelir. Başka bir deyişle, sevilesi biri olduğumuza dair ideal imgemiz yara alır.
Sayfa 25
*** “ Okuru yazardan hoşlanması için teşvik eden bir otobiyografi, gerçek bir otobiyografi değildir. KİMSE İÇTEN DIŞA SEVİLESİ DEĞİLDİR. Birisi bir otobiyografiyi bitirdiğinde, en iyi ihtimalle, yazara karşı rahatsız edici bir tiksinti duyuyor olmalıdır.” ***
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kısa hikayeler, hatıralar ve tespitlerden oluşan bir kitap. Kadın-erkek ilişkileri temelli bir konusu var. Ahmet Altan, erkeklerden yana pek açık vermezken; kadınların bütün sırlarını ortaya dökmüş. Sakladığımız duygularımızı, acılarımızı, düşüncelerimizi bir bir ifşa etmiş. Beni şaşırtan, kadınları bu denli inceliklerine kadar çözebilmiş bir adamın; kadınlara böyle nahif ve objektif bir bakış açısıyla yaklaşabilmesi. Kadınları aşağılamadan, küçümsemeden, köleleştirmeden, metalaştırmadan sevebilmesi.. Kadınları kusurlarıyla yüceltmesi.. Hatta fiziksel ve duygusal kusurların en sevilesi şeyler olduğunu düşünmesi.. Kitabı okurken kendimi bir kez daha sevdim. Bazı hikayeler çok vasat, ama bazıları muazzam derecede güzel. Okurken tüylerimi diken diken eden pek çok hikaye oldu. Tanıdık yüzlerle, yazarlarla, olaylarla karşılaşıyorsunuz. Bazı yazarların hiç bilmediğim yönlerini öğrendim. Ayrıca bir kaç film tavsiyesi de aldım. Zevkle okuduğum ve bana kendimi iyi hissettiren bir kitaptı. Tavsiye edilir.. Okuyacaklara iyi sarsılmalar diliyorum.
Kristal Denizaltı
Kristal DenizaltıAhmet Altan · Alkım Basın Yayın · 20051,840 okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Milena sevilesi bir kadındı Kafka için... Mecnun'un Leylası gibi. Bir rivayete göre Mecnun'un Leyla Leyla diye sevdiği kadını merak etmiş ahali kalkıp çeşme başına gitmişler. Bakmişlar ki Leyla kara, kuru, fazla bir güzelliği olmayan bir kızcağız. Mecnun'a gelip demişler ki senin Leyla Leyla dediğin uğrunda Mecnun olduğun kız bu mu?Mecnun demiş ki siz onu birde benim gözümle görün...İste bu hikayenin bende bıraktığı his tamda böyle.Ne Milena afet, şahane nede Franz Mecnun sadece binlerin içerisinden birbirlerini bulmuş iki yorgun ruh.Birbirlerinin gözünden dünyaya bakmış, sevmiş en önemlisi de birbirini anlamış iki ruh( ne muazzam,ne şans)Okurken yer yer Franz'ın korkaklığına, tembelliğine öyle çok sinir oldum ki sen anca yaz dedim ama Milena'nın gözünden Franz okadar olağanüstü bir adam ki onun gibi bende kıyamadım. "Yaşamı sürdürebilmek için fazla önsezili, fazla bilgeydi,soylu ve güzel insanların zaaflarıyla savaşa bilmek için fazla zayıftı" işte Franz'a böyle bakıyordu Milena. Keşke Franz kadar iyi anlaşılıp,Milena gibi sevilsek okunması gereken bir kitap.Keyifli okumalar. 
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Koridor Yayıncılık · 202354,6bin okunma
Osman, Sana sevgilim demeyi isterdim Osman. Sana seni seviyorum, ölene kadar seninle olmak istiyorum demek isterdim. Çünkü sende sevilesi bir şey var. Yüzünde var, ellerinde var, çocuksu gülüşünde sevilmeyi hak eden, sevilmeye aç bir şey var. Seni sevmeyi isterdim. Seni, sanki ben doğurmuşum gibi. uğruna ölmek istermişim gibi, senin için dünyayı ateşe vermeye hazırmışım gibi sevmeyi isterdim. Ama ben yıllardır sevmekten bucak bucak kaçıyorum. Yarım kalır çünkü sevmek. Senden aşkını dilenmeyeceğim Osman. Senden aşkını dilenmediğimi, asla dilenmeyeceğimi, sana beni sev demediğimi, bunu asla demeyeceğimi bilmeni istiyorum. Ben çünkü hiç kimseden hiçbir şey dilenmemek için kendi yok oluşuma yürüdüm. Aşkların en güzeli başlamadan bitenidir, çünkü her aşk bitmeye mahkûmdur. Başlamadan biten bir aşkta da hayal kırıklığı, terk etme ya da yıkılış olmaz. Kısacası hayat bir kaybetme hikâyesidir Osman. Sonunda öleceğimize göre yaşamak yenilmektir. Yenilgiyle bitecek hayatlarımıza rağmen çok mutlu olmanı diliyorum.
84 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Jean Echenoz'un trajik, sürekli giden, yolu top mermileriyle, hayalet uzuvlarla, savaşlarda kötürüm kalmakla, hayata kendini yenilerek bırakmakla ya da yoksullukla, bazen köprülerle, kimi zaman denizaltılarla bile kesişen karakterlerinin arasında trajediden en uzak, en iyimser, en sevilesi karakteri Emil Zatopek dünyanın en büyük koşucularından
Koşmak
KoşmakJean Echenoz · Helikopter Yayınları · 2012134 okunma
562 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.