Ankara’nın sisli, puslu, yağmurlu ve kasvetli havasına yaraşır cinsten bir okuma oldu benim için. Kitap 200 sayfalık, bittabi iki günde okunabilirdi ama ben yaklaşık bir haftada okudum. Çünkü öyle gerçekleri vuruyor ki yüzünüze, afallıyorsunuz. Kitaba dönmek için dinlenmek gerekiyor.
Örnek olaylar ve kişiler üzerinden depresyon, yas ve melankoli kavramlarının diyalektik anlamları üzerine yazılmış bir kitap. Bu üç kavram birmiş ya da birbiri içine girmiş gibi lanse edildiği için hislerin yolunu bulamadığını, doğru harita verildiğinde ise bu hislerin labirentinden nasıl çıkılacağını anlatıyor.
Ben sevdim. Çok okunan ve bilinen bir kitap değilmiş kendileri o yüzden ilgi duyanlara önerimdir, okuyunuz.