Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ENANİYET
Benlik, bencillik, egoizm demektir. Enaniyet sahibi insan her zaman "ben" der ve her şeyi kendine çekmek ister. Arapça ene "ben" kökünden gelen sözcük enayi ile akraba. Birbirine bu kadar uzak görünen iki sözcüğün bu kadar yakın olması... Herhalde hep "ben" demek de bir tür enayilik.
Sayfa 131 - Profil Kitap
Bencillik
Sorunların büyümesinin altında yatan faktörlerden biri de insanın kendini abartıyor olması yani enaniyettir.(Enaniyet=Bencillik)
Sayfa 192
Reklam
Bencillik" Arapçada “enâniyet” kelimesiyle ifade edilmektedir
Sayfa 530Kitabı okudu
Ben nefsimi temize çıkarmıyorum, çünkü nefis, kötülüğü emredicidir.” (Yûsuf/53) Bir tanım vermek gerekirse Nefs-i **Emmâre'yi** şöyle tarif edebiliriz: "Bedenî hazlara eğilimli, lezzet ve şehvetle emreden, kalbi süflî (aşağılık, alçak) yöne çeken kuvvet". Nefs-i Emmâre'de ön plâna çıkan özellikleri şöyle sıralamamız mümkündür: Cimrilik, hırs, haset, kin, alaycılık, kibir, şehvet, şöhret, gaflet, gazab, dedikodu, gıybet... vs. Nefs-i Emmâre hiçbir kayıt ve hesap tanımaz. İki şeye şiddetle sarılır ve onları besler: hevâ ve bencillik (enâniyet).
Sayfa 27 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
ENANİYET
Benlik, bencillik, egoizm demektir. Enaniyet sahibi insan her zaman "ben" der ve her şeyi kendine çekmek ister. Arapça ene "ben" kökünden gelen sözcük enayi ile akraba. Birbirine bu kadar uzak görünen iki sözcügun bu kadar yakın olması ... Herhalde hep" ben" demek de bir tür enayilik.
Sayfa 131 - PK
İnsanlık enaniyet (bencillik) ve kişiliğin kesafetine (yoğunluğuna-çokluğuna) takılmazsa, saf bilinç olan ilahi bilgiyi, tevhidi kazanır, onlara sahip olur.
Reklam
Düşmana "kahrolsun" demeden önce kahrolması gerekenler var içimizde. Mesela hırsımız, hasedimiz, kibrimiz... Riya, ucb, enaniyet... Hepsi kahrolmalı Bencillik ve dünyaya aşını düşkünlük de...
Eskiden dünyayı kasıp kavuran veba gibi salgınlar vardı. Şimdi herkese bulaşmış olan hastalığın adı enaniyet.(Bencillik)
Eskiden dünyayı kasıp kavuran vebâ gibi salgınlar vardı. Şimdi herkese bulaşmış olan hastalığın adı enâniyet.* Enâniyet: bencillik
Sayfa 194 - HayykitapKitabı okudu
Rabbim tüm sığınmalar sana..
Bu iki azabın dışında kötü amellerin ve kötü sıfatların şekillenmesinden hasıl olan azaplar da vardır.Bu azaplar ise hakikî ateş, yılan ve akreplerin musallat edilmeleridir. Bu ateşin aslı gayr-i meşrû olan dünya sevgisidir. Yılan ve akreplerin aslı ise, dünya sevgisinden hasıl olan haset, kin, riyâ, kibir, gurur, enaniyet, benlik, bencillik, yalancılık, hilekârlık, zulüm, hiyânet, fitnecilik, muzırlık, fasıklık, hayasızlık gibi kötü sıfatlar ve amellerdir.
Reklam
Sadece akla güvenmek, bencillik ve enaniyet demektir ve bu zaaflar şeytana bulunmaz bir fırsat sunar. İlahi bağlantı gittikçe zayıflarken, şeytanla işbirliği zaruret hâline gelir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Her tercihin, her gruplaşmanın, her hükmün, her eleştirinin, her itirazın, her muhalefetin ve her muvafakatin arkasında az ya da çok, isteyerek veya istemeyerek bir benlik, bir bencillik, bir enaniyet söz konusudur.
Sayfa 135Kitabı okudu
Her tercihin, her gruplaşmanın, her hükmün, her eleştirinin, her itirazın, her muhalefetin ve her muvafakatin arkasında az ya da çok, isteyerek veya istemeyerek bir benlik, bir bencillik, bir enaniyet söz konusudur. Din, iman, hakikat, ilim, maslahat, halk, mukaddesat, hak ve batıl da genellikle benlik duygusu için ya güzel bir maske olmuştur ya da gerçekleri istemesine rağmen çeşitli vesilelerle bencilliğe de müptela olmuştur. Kimi zaman bir müessesenin, bir bireyin veya bir fikrin “olma'sı başlı başına bir cürüm”dür. Zira gevşek “olan"ları, yani daha uyuşuk olan müessese, birey veya fikirleri istemeyerek tahkir eder, noksanlıklarını ortaya çıkarır. Her başarı ve muvaffakiyet diğerlerinin noksanlık ve zafiyetini gündeme getirir. Böylece "haset" duygusu bir saplantı halini alır, sahibini yaralar, sürekli acı verir ve farkında olmadan bu acıya sebebiyet veren şey(ler)e karşı ruhunu bir düşmanlık, bir kin kaplar. Onu karşı tarafla mücadele etmeye, ona hücum etmeye, kusurunu araştırmaya, eksik yönlerine şiddetle vurgu yapmaya, yoksa eksik yönleri icat etmeye, fasıklıkla itham etmeye iter. Bütün bunlar da dine, ilme, bilime ve halka hizmet adına; kutsal, takvaya ve hakikate uygun, aydınca ve ilerici bir eylem olarak yapar. Bu, bencil bir kimsenin farkında olmadan vicdanını yaralayan ve kendisini oyuna getiren bir tuzaktır. İşte Kur'an'ın neden "Muavvizeteyn” sûreleriyle son bulduğunu ve bu iki süreden birinin neden "Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allah'a sığınmakla" sona erdiğini, bunun bir tesadüf olamayacağını anlayabiliriz.
Sayfa 135Kitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.