Bir insan disiplini nasıl uygular?Dedelerimiz bu sorunun yanıtı için daha iyi donanmışlardır. Onların önerileri, sabahları erken kalkmak, gereksiz lükse kapılmamak, çok çalışmak olacaktır. Bu tip disiplinin gözle görülür eksiklikleri vardır. Katı ve hükmedicidir, tutumluluk ve yarını düşünme gibi erdemler üizerine oturtulmuştur ve birçok yönüyle yaşama düşmandır. Fakat bu disipline tepki olarak her türlü disiplini kuşkuyla karşılamaya ve sekiz saatlik düzenli çalışmayı dengelemek amacıyla disiplinsizliğe ve aylaklığa karşı hoşgörülü davranma doğrultusunda artan bir eğilim görülmektedir. Belirlenmiş bir saatte uyanmak günün belirli bir bölümünü düşünmek, okumak, müzik dinlemek, yürümek ile geçirmek, gizemli öykü ve sinema gibi işleri tutku haline getirmeden bunlara asgari zaman ayırmak, tıka basa yemeyip zil zurna sarhoş olmamak belirgin bazı kurallardır. Ancak disiplin, kişiye dışarıdan zorlanan bir kural gibi görünmemeli, kişi onu kendi isteği ile gerçekleştirmelidir. Disiplin, kişiyi hoşnut etmeli ve kişi kendini yavaş yavaş, uygulamayı bıraktığında arayacağı bir davranış biçimine alıştırmalıdır. Bizim Batılı disiplin anlayışımızın (tüm diğer ahlaki konularda olduğu gibi) en şanssız yanlarından biri, disiplin uygulamasının acı verici olduğunu ve ancak acı veriyorsa "iyi" olduğunu düşünmemizdir. Başlarda bazı direnmelerin kırılması gerekmişse de Doğu insanı -ruhsal ve bedensel olarak- iyi olanın aynı zamanda uygun olması gerektiğini çok önceleri fark etmiştir.
Diyelim ki bu yatağa gece yarısı girdiniz. Ama erken bir toplantı nedeniyle saat sekizde, sekiz saatlik uyukunuzu almış olmak yerine saat altıda uyanmak zorunda kaldınız. Uyukunuzun yüzde kaçını kaybedersiniz? Altıda uyanmanız normalde alacağınız sekiz saatlik uykudan iki saati keseceği için mantıklı cevap %25'tir. Ama bu tam olarak doğru sayılmaz. Toplam uyuku saatinizin %25'i eksilmiş olsa da beyninizin REM uyukunuzun %60 ila %90'lık kısmını kaybetmiş olacaksınız.
Sabah sekizde uyanır ama gece ikiden önce uyumazsanız da NREM uyukunuzun önemli bir miktarını kaybedersiniz. Sadece karbonitrat yediğiniz, protein eksikliği nedeniyle yetersiz beklendiğiniz dengesiz bir diyet gibi, beyninizin her ikisi de farklı ama kritik alanlara hizmet eden NREM veya REM'den (herhamgi birinden) yoksun bırakmanız, ileriki bölümde göreceğiniz gibi, çeşitli fiziksel ve zihinsel hastalıklara neden olur. Uyku söz konusu olduğunda yaptığınız yanlışlar yanınıza kâr kalmaz.
Artık sabahları erken uyanıyorum, uykuyu sevmiyorum eskisi gibi, çünkü artık sabah erkenden uyanmak için bir sebebim var hiç bir zaman olmamış bir sebep sen varsın iyiki varsın iyikim🥰
—Uyumak şimdi,
uyanmak yüz yıl sonra, sevgilim…
—Hayır,
kendi asrım beni korkutmuyor
ben kaçak değilim.
Asrım sefil,
asrım yüz kızartıcı,
asrım cesur,
büyük
ve kahraman
Dünyaya erken gelmişim diye kahretmedim hiçbir zaman.
Uykusunu alıp uyanan da var,
baş ağrısı ile uyanan da...
Yeni bir güne "merhaba" diyen de var
henüz gece ile vedalaşamış olan da...
* * *
Bir yanda rüyası hiç bitmeyecek sananlar
Diğer yanda kabusu bitsin diye yalvaranlar...
* * *
Ölüm, yaşam kadar güzel geliyor insana gün doğarken
Uyumak için geç bu saatler, uyanmak için erken...
لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌۜ، «اَللّٰهُمَّ سَهِّرْ عَيْنِي وَنَوِّرْ قَلْبِي وَادْفَعْ عَنِّيِ كَثْرَةَ النَّوْمِ وَغِلْظَةَ الْغَفْلَةِ»
Bi’smillâhi’r-rahmâni’r-rahîm.
Lâ te’huzühû sinetün velâ nevmün. Allâhümme sehhir aynî ve nevvir kalbî ve’dfa‘ ‘annî kesraten nevmi ve ğılzate’l gafleti.
Ma‘nâsı
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın adıyla. O Allâh ki O’nu ne bir uyuklama ne de bir uyku tutabilir. Allâh’ım! Gözümü aç, kalbimi nûrlandır; benden uykunun fazlasını ve gafletin ağırlığını uzaklaştır.
Her kim gece yatarken bu duâyı okuyup erkenden uyanmak niyetiyle yatar ise Bi iznillâhi Te‘âlâ dilediği saatte uyanır. (Sünnet olan sağ yanına yüzü kıbleye gelecek şekilde yatmaktır.)
Karanlığın içinde yürürsen, karanlık da senin içinde yürür. Ertesi sabah. Erken uyandığı için suçluyordu kendini. Yarım kalan güzel bir rüya ya da kaygılarından sıyrılacağı bir vakti tüketmemişti çünkü. Yastığı başına hırsla bastırıyor, azimle kapatıyordu gözlerini. Çünkü yabancısıydı şehrin, caddelerin, ayaküstü sohbetlerin. Bankamatik kuyrukları