Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Reklam
Çocuklarının hayatını mahvettiler, onlara bakamadılar. Yazıklar olsun proletaryaya! Eski masallarda, hikayelerde adı geçen, cesur, açık konuşan, Bacchus'u seven o iyi komşu ev kadınları nerde! Her zaman hareketli, neşeli, yemek yapan, şarkı söyleyen, etrafına hayat, mutluluk saçan, sağlıklı, güçlü çocuklar doğuran o genç kadınlar nerde?... Bugün her yerde soluk yüzlü, kansız kalmış, mideleri ağrıyan, kolları bacakları ağırlaşmış fabrika kızları, kadınları var.... Onlar sağlıklı tutku zevkini asla tatmamış, bundan neşeyle söz etmesini bile bilmeyen zavallılar!
Sayfa 27 - Tutku Yayınevi
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Eski bir ev eğitmeni olan Anna Jameson, kızları birer "gül"olarak eğitip sonra da onları kutup bölgesinde yaşamaya göndermenin anlamsız olduğunu belirtiyordu.
Reklam
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB Ev meşk meclislerinden ve fasıl gecelerinden bahseder misiniz? Hoca Câhit Gözkân(1909-1999), her zaman mûsikî meclislerini hocası Ahmet Mükerrem Akınca’ya tevarüssen devam ettirdiğini ifade ederdi. Hocasında gördüğü veçhile, haftanın bir günü umumi fasıl gecesi yapılırdı. Bu fasıl akşamına herkes sazını alıp
Mahallenin bugün pazar günü, minimum 70'lerinde bir teyze pazara gitmiş. Yorulduğu için kütüphane kafetaryasında soluklanıp çay içip gençlerle sohbet ediyor. Ev adresini verip kızları evine davet ediyor. İnsanlık, samimiyet eski topraklarda kalmış. Biz birini evimize çağırsak sabaha kadar uyumayıp on çeşit yemek yapsak, içeceğe kadar el yapımı yapsak küstahlar göz ucuyla bakıp utanmadan kafeye gelmiş gibi kusur arayıp şunu şunu beğenmedim, der. (ZIKKIM YESİNLER.) Üstelik kadın olduğu halde yumurta kırmayı bile bilmezler. Ah be teyzem, herkes davet edilmeyi hak etmiyor! Travmatik tecrübelerle sabittir. Not: Yemeği hayvan gibi yiyip eline sağlık demeyen insanlardan ölümüne nefret ediyorum. Birirnin yemeği kötü dahi olsa emeğini överim, asla da yansıtmam, insanlık hali diye bir şey var. Üslubu kimliğidir insanın.
Reklam
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
NOEl’DE AŞK BAŞKADIR Kitabı alırken pek bir beklentim yoktu.Geçen sene canım dostum bana yeni yılda Noel temalı bir kitap hediye etmişti ve birlikte okumuştuk.Bu yılda aynı jesti ben ona yapmak istedim.Bu artık bir gelenek oldu bence Noel’de Aşk Başkadır da sene sonunda çıkan tek kitaptı.Bende direkt aldım açıkçası Sevdim mi evet bayıldım mı
Noel'de Aşk Başkadır
Noel'de Aşk BaşkadırClaire Kingsley · Olimpos Yayınları · 2023211 okunma
185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.