Tanrı zar atar mı, yoksa evrendeki her hadise kaçınılmaz bir deterministik süreç içerisinde mi gerçekleşiyor?
Son bilimsel bulguların gösterdiği kuantum kuramındaki gibi ortada bir zar varsa, o zaman Tanrı'yı nereye konumlandıracağız?
Yok eğer, “ol deyince olduran bir Tanrı” mevcutsa; zar atmaya neden gereksinim duydu ki? Kitabın en can alıcı
"Gerçeğin hiçbir güncel değer taşımadığı bir ülkede yaşıyoruz. Gerçek, nüfus için sadece hayat acısı demek. Lanet okuma dışında hiçbir düşünsel içeriği ve işlevi yok. Gerçek, bizim burada, etkisiz eleman."
"Peki kimdi Mitat? Denklemdeki etkisiz eleman. Kadraja girmeyen figüran. Kabuğu kapalı antepfıstığı. Orkestrada üçgen çalan adam. Gömlek cebindeki yedek düğme. Çekmecedeki tek kalmış çorap. Kimseye ne faydası ne zararı dokunan bir organizma. Apandis. Ah, bir de bununla övünmez mi!
Sayfa 131 - Can Yayınları Kasım 2019 2. BasımKitabı okudu
Söylediğim yalanlar yüzünden çok şey kaybettim. Ve yine söylediğim yalanlar yüzünden çok şey kazandım. Doğruluğuna şiddetle inandığım, içimdeki karışık bir aritmetik işleminin sonucunda da, kazandıklarımdan kaybettiklerimi çıkarttığımda geriye kocaman bir sıfır, bir hiç kaldığını gördüm. Hiç... Nötr...
Etkisiz eleman...
Geleneksel toplum 𝗻𝗮𝗺𝘂𝘀 çerçevesinde kadın bedenini yok sayıyor, modern toplum ise 𝗵𝗲𝗱𝗼𝗻𝗶𝘇𝗺 çerçevesinde yeniden tanımlıyor. Modern toplumda kadının kendi bedeni üzerinde inisiyatif alabilmesi bir gelişme olsa bile, bu defa da kadın cinselliğinin sunulma biçimleri kadını değersizleştirmeye itiyor; bu nedenle geleneksel toplumun cinselliği tabu
Seni benden çıkarınca sıfır
Kalır derdim ve
Kendimi toplarken seninle hep
Etkisiz eleman olurdum.
Ne kadar uğraşan da ben bir,
Sıfırdım sonuçta.
Her kavgamda çarpsamda kendimi