▫Merhaba! Sanırım uzun zaman oldu şöyle güzel bir kitap okumayalı. Kitabı çok ama çok sevdim, keyifle yapıyorum incelememi...
▫Kitaba adını veren sineklerin tanrısı aslında her insanda var olan kötülüğün bir simgesi. Her insan iyi ve kötünün karışımıdır yalnızca hangisinin ağır bastığı önemlidir. Yazar da bu fikirden yola çıkarak insanlarda ve hatta çocuklarda dahi var olan bu kötülüğü; atom savaşından kaçarken uçak kazasıyla adaya düşen bir avuç çocuk çerçevesinde anlatıyor. Kitabın arka planında yatan fikri, yazarın vermek istediği mesajı çok sevdim. Normal şartlardan insanı zorlayan şartlara geçildiğinde neler değişir? Yani kitaptan yola çıkarsak; uygar bir insan bir adaya düşse vahşileşir mi? Evet. Çocuk olsa bile...
▫Kitapta iyi ve kötünün simgesi olmuş çocuklar var. Yazar hepsine ayrı ayrı değinmiş ve okurken gözünüzün önünde canlandırıyorsunuz karakterleri. Keyifli bir okumaydı fakat çocuklar üzerinden insanın nasıl vahşileştiğini görebilmek biraz içimi acıttı. Özellikle yazarın bu kitabı yazdığı tarihe bakacak olursak 2. Dünya Savaşı sonrasında böyle bir kitap yazması çok da tesadüf değil. Kitaptaki kötüyü simgeleyen çocuğun kimliğinin arkasında faşist ruhu hissedebiliyorsunuz. Zorba, şiddet, başkaldırı, güçlülük... Bunun yanı sıra zora boyun eğmek zorunda kalanlar... Ve iktidar mücadelesi... Hepsiyle yoğrulmuş enfes bir kitap!
▫Yazarın diğer kitaplarına mutlaka şans vereceğim. Siz de bu güzel kitabı okumayı eksik etmeyin bence. İçimizdeki kötüyü, sineklerin tanrısını yok etmeyi de unutmayın :) İyi okumalar :))