Arkadaşlar gördüğünüz üzere okumakta olduğum bir kitap var.
Tarık Tufan - Kekeme Çocuklar Korosu...
Bu sayfaları alıntı yapmak istemiyorum daha doğrusu istiyorum ama ileti olarak paylaşmak çok daha güzel ve anlamlı olacak. Lütfen sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyorum. Biraz uzun ama çok dikkat çekici... Sayfa 105- 110 arası. Es geçmeyin
Jack London'un bizzat kendi gözlemleri ile yazmış olduğu kitabı Uçurum İnsanları birçok gerçeği gözler önüne seriyor. 1900'lü yılların Londra'sını "uçuruma inerek" anlatan London yine ustalığını sergiliyor. Gerek yazılış amacıyla, gerekse de korkusuz kalemiyle. Öncelikle nedir bu Uçurum İnsanları, diyerek başlayalım.
Uçurum İnsanları,
Türk Vampir Vakası Türk tarihinde vampir öykülerine neredeyse hiç rastlanmaz. Ancak Osmanlı tarihinde kayıtlara kadar geçmiş bir vampir öyküsü bulunmaktadır. Bulgaristan'ın Türk yönetimi altında bulunduğu dönemlerde Tırnova kadısı olan Ahmet Şükrü Efendi'nin hükümet merkezine gönderdiği bir resmî yazıda, bir vampirizm vakasından söz edilmektedir.
Evlerinizi avucuma toplayıp, tohum eker gibi ormanlara ve Çayırlara serpebilmek isterdim.Vadiler caddeleriniz, yeşil patikalar dar sokaklarınız olsun isterdim, birbirinizi bağlar arasında arayıp giysileriniz mis gibi toprak koşarak gelin isterdim.
DİPNOT değil YÜKSEK Not:
Kadınlar. Evet, hep unuttuğumuz, bir kenara ittiğimiz ama yeri geldiğinde işimizi gören bir robot. Bu ifade edilen tanım, tanımlanamayan erkek beyninde duran sabit bir cümle. Yıllarca; sessiz, ruhsuz evlere bırakılan, boş boş bir taraflara bakan kadınlar. Kim yaptı bunu? Erkekler. Bak kasıla kasıla da yazılırmış erkekler
Herkes ve Hiç kimse için Bir Kitap.
Ne demek ki şimdi bu?
Yani şimdi böyle beylik laflar edeyim de okuyucu etkilensin diye mi yazmış bunu kitabın ilk sayfasına?
Unutulanlar unutanları asla unutmazlar gibi bir laf!
Hehe.
İlk okuduğumda tam da böyle söylemiştim.
En başta; Nietzsche okumak roman ya da hikaye okumaya hiç benzemiyor. Yapılan