Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'Haçlı seferleri dönemi avrupa açısından hem ekonomik hem de kültürel alanlarda tam bir devrim başlatırken, doğuda bu kutsal savaşlar ve karşılığındaki "cihat", uzun yüzyıllar sürecek bir gerilemeye ve aydınlık düşmanlığına yol açar. her taraftan kuşatılan islam alemi kendi kabuğuna çekilir. ürkekleşir, hoş görüsünü yitirir, savunmaya çekilir, kısırlaşır; gezegen çapında evrim sürüp müslümanlar kendilerini bu gelişmenin iyice dışında kalmış hissettikçe de söz konusu tavırlar kökleşir. Bundan böyle ilerleme, "öteki" anlamına gelmektedir. modernizm "öteki" dir. Kendi kültürel ve dinsel kimliğini batı 'nın simgelediği bu modernizmi yadsıyarak ifade etmek zorunlu muydu? Yoksa tam tersine kimliğini kaybetme riskini göze alıp kararlı bir biçimde modernleşme yoluna girmek mi gerekirdi? Ne Iran ne Türkiye ne Arap dünyası bu ikilemi çözmeyi başarabildi; bugün hala cebri batılılaşma evreleriyle, yabancı düşmanlığı rengine de bürünen aşırı gericilik evrelerinin birbirlerini, çoğunlukla da şiddet yüklü birbiçimde izlemelerinin nedeni ise bu çözümsüzlüktür."
Evrim
bu topraklarda yaşayan bizler, özellikle osmanlı' nın son dönemi ve cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren adet olduğu üzere, batı'dan ithal ettiğimiz birçok kavram ve düşünceyle birlikte, adeta bir paket olarak 'din-evrim kavgası' nı da ithal edip aldık. islam'ın, müslümanların ve islam düşüncesinin bilimsel verilerle hiçbir problemi yokken, birdenbire kendimizi çoğumuzun anlamlandıramadığı bir kavganın içinde taraf olarak bulduk. zira islam'ın kutsal kitabı Kur'an, bilimsel bilgiler konusunda hiçbir kısıtlayıcı çerçeve koymayan, sürekli okumayı, araştırmayı, öğrenmeyi teşvik eden bir öze sahipti ve hıristiyanlığın "bilimsel yorumlar ve sonuçlar"la yaşadığı bu tip sorunlara yabancıydık.
Reklam
Bilgi yerine maalesef birçok ezberimiz var. Evrim görüşlerine o kadar yabancıyız ki ne dediklerinden bile çoğu zaman haberimiz yok. Mesela modern evrim görüşlerinin hiçbiri 'insanın maymundan geldiği'ni söylemez. Hatta bu ifadeyi sadece dini amaçlı karşı çıkışlarda duyabilirsiniz; evrim görüşlerinin böyle bir iddiası yoktur. Söylenen en sivri şey, insanların da maymunların da "ortak bir atadan" değişerek meydana gelmiş olabileceğidir ve bunun aslında bir insanın anne karnındaki embriyodan gelişerek oluşmasından çok da bir farkı yoktur. Olabilir de olmayabilir de ve bu, İslam açısından sorun oluşturacak bir tartışma değildir. Siz "değişerek" yerine (Kur'an-ı Kerim'de, Nuh Suresi 14. ayetteki gibi) "değiştirilerek; halden hale çevrilerek" deseniz, birçok mesele kendiliğinden hallolur.
Sayfa 117 - Tuti Kitap 4.Baskı : Şubat 2016
İslam’da kedi ve köpek Köpek nefretinin nereden geldiğini anlamak için İslam kaynaklarına bakmak gerekiyor. Bilindiği gibi İslam’da kedi sevilir, köpek ise pis bulunur, sevilmez. Hele kara köpek! Hz. Muhammed, “Av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar eksilir” demiş. Ayrıca,
Evrim
Bir zamanlar Darwin'in sayesinde insan konusunda nihai bir çözümün getirildiği sanılıyordu, tıpkı kainat hakkında Newton'un nihai bir doktrin ortaya koyduğuna inanıldığı gibi. Fakat Newton'un mekanikçi kainat tasavvuru bazı gerçekleri izah edemediğinden dolayı nasıl tutunamadı ise, öyle görünüyor ki Darwin'in teorisi de aynı sebepten "izafi" sayılmaya mahkumdur. Tekamül teorisi insanın ilk dini safhasını tatminkar bir tarzda izah edemiyor ve hatta uygarlıkla ilgili bazı olguları bile açıklamaktan aciz kalıyor.
9.-13.yüzyıllar
Bu yüzyıllarda yaşamış Cabir bin Hayyan, Kindi, Harizmi, Fergani, Ebu Bekr er-Razi, İbn Sina, Biruni, İbn Yunus, İbnül Heysem gibi Müslüman bilim insanlarının Batı’da eşdeğerleri bulunmamaktaydı. Ortaçağ hakkında “karanlık çağ” denmesi Batı medeniyeti için doğru olabilir ama bu dönemdeki İslam düşüncesinin bilimsel başarısı için bu ifadeyi kullanmak uygun değildir.
553 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.