Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğal Ritmi Bulmak
Evrim sürecinde yediklerimiz çok az şeker içermekteydi. Kimyasal olarak rafine edilmiş şeker tahminen ilk kez 3.500 yıl kadar önce Hindistan'da üretilmiş, buradan doğuya yayılarak Çin'e, batıya yayılarak İran ve İslam dünyasına, 13 yüzyılda da Akdeniz ülkelerine ulaşmıştı. Ortaçağların sonuna kadar şeker nadir bulunan ve pahalı bir maddeydi.
Felsefe tarihinde bir ilerleme veya evrim var mıdır?
Baştan söylemek gerekirse, biz genellikle tarihle, özel olarak felsefenin tarihiyle ilgili olarak gerçek anlamında bir ilerleme veya ev­rim olduğu düşüncesine katılmamaktayız. Bize göre Comte veya He­gel'in düşündükleri gibi tarihte sürekli ve düzenli olarak ileriye doğru giden ve gelişen bir düşünceden bahsetmek pek doğru değildir. Dola­yısıyla biz bu çalışmamızda, gerek İlkçağ felsefe tarihini ve filozofları­nı, İslam dünyasında yer alan filozoflar, yazarlar, düşünürleri ve onların sistemlerini, belli bir ereğe doğru giden ve ancak onun ışı­ğında doğru olarak anlaşılması ve değerlendirilmesi mümkün olan şaş­maz bir gelişme mantığına göre açılan bir süreç gibi görmeye veya okumaya çalışmadık.
Reklam
.."Bütün müslüman evrimciler, kainatı Allah'ın eseri olarak kabul ettiklerinden dolayı, yaratılışı, kendi kendine meydana gelmiş bir olay değil, Allah'ın bir işi' olarak görürler. Allah'ın, bu işin gerçekleşmesi için çizdiği şekil ve plan (adetu'llah sunnetu'llāh), onlara göre, bir çeşit evrimleşme dediğimiz bir süreçtir. Dolayısıyla, yaratılış, başlangıçta varoluş; mutlak mânâda yaratılış olarak başlamış, daha sonra, evrimleşme süreci içinde devam edegelmiştir. İşte bunun için, biz, onların evrim teorilerini 'evrimci yaratılış' teorisi olarak adlandırdık. Çünkü onlar, yaratılışı esas, evrimi veya evrimleşmeyi, yaratılışın özelliği olarak görmektedirler. Müslüman evrimcilere göre, Allah, hem kainatın yaratılışının başlatıcısı, hem de evrimin veya evrimleştirmenin gerçek failidir.... Müslümanların evrimci yaratılış teorilerini, modern mekanist ve materyalist evrim teorilerinden, yani Lamarckizm ve Darwinizm'den ayıran en önemli husustur.." Mehmet BAYRAKDAR -islam'da evrimci yaratılış teorisi,130
Sayfa 130 - İnsan Yayınları
"Modern anlamda bir evrim fikri, ilk defa Nazzâm (ö. 835/845) tarafından ortaya atılmıştır. Nazzâm, evrimci bir yaklaşımla kainatın oluşumunu ve varlık türlerinin kökenlerini açıklamıştır. Bu yüzden, onun evrim teorisi, genel karakteri itibarıyla, kozmolojik bir evrim teorisidir. Nazzâm'ın meşhur talebesi ve ilk müslüman zoologlardan
Sayfa 14 - İnsan Yayınları
"Her büyük millet, kendi hayatının evrim sırrını ve ebediliğe yönelen hayat yolculuğunun büyük kudretini felsefi sistemden çıkarır. Bugüne kadar İslam'ın ve Kur'an'ın felsefesi yapılmamış olduğu düşünülürse ne kadar gerilerde olduğumuz kolayca anlaşılacaktır. Felsefi kültür, mektebin temel taşıdır."
Sayfa 15 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Medeniyetler ilâhî, değişmez dogmalara dayanan dinlerin değil, evrim geçiren, gelişen toplumların tarihî deneyimlerinin bir ürünüdür. Tarihî gelişimin ortaya çıkardığı sonuç, bir medeniyet veya kültür yahut bir millet olabilir. İslâm medeniyeti son şeklini, ancak uzun bir tarihi evrim sonunda gerçekleştirebilmiştir..
Sayfa 139 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Hilafetin kaldırılmasından önceki konuşmasında Mustafa Kemal, "Milletin öbür dünyada kurtuluşu ve bu dünyada mutluluğu için vicdanımızı ve her türlü karanlık ve dengesiz çıkar ve hırs oyunlarının bir aracı haline geldiği görülen siyasetten ve onun uzantılarından daha yüce olan kutsal dini inançlarımızı özgürleştirmek için kararlı ve gecikmeksizin hareket etmek mecburi hale geldi." demektedir. Kont Ostrorog'un ifadesine göre Devrim kelimesi telaffuz edilmedi, "fakat hemen akabindeki faaliyetler gösterdi ki, bu gerçekte bir Evrim değil, İslam dünyasının daha önce görmediği bir Devrim'di..
Sayfa 118 - Kronik KitapKitabı okudu
Biz bölünmüş topluluğuz: Miskinlik, aşırı zenginlik ve tüketim çılgınlığı olmaması gerekirken, Müslüman toplum kendi zıddına evrim geçirdi.
Batıda tekamül düşüncesinin ve giderek tekamül nazariyesinin ortaya çıkmasında, İslam dünyasındaki "yaratılış hikmeti tafsilatı"nın asıl hareket ettirici sebep olduğu görüşü giderek daha fazla taraftar bulunmaktadır. Zira tekamül düşüncesini antik yunan'a roma'ya ve hinde ve dayandırmak isteyenler bu uğurda aradıkları verilere ulaşamamışlar, sadece zorlama yorumlarla görüşlerini beslemeye bakmışlardır. Halbuki İslam dünyasında canlı varlıkların yaratılış hikmetlerini açıklamaya yönelik tekamül düşüncesi erken dönemlerden itibaren yer almış, "modern anlamında bir evrim fikri mülkiyet ilk defa Nazzâm tarafından ortaya atılmıştır.
Wikipedia
Terci-i bend, Ziya Paşa'nın 1859’da kaleme aldığı ünlü şiiridir. Ziya Paşa, bu eseri gençlik döneminde, sarayda mabeyn katibi olarak görev yaptığı sırada yazmıştır. Şiir, şairin ve Tanzimat döneminin diğer bürokrat-aydınlarının felsefi bunalımlarını yansıtır; kuvvetli bir akıl-kalp, akıl-iman çatışmasını ortaya koyar. Klasik İslam felsefesiyle modern batı bilimlerini, özellikle astronomiyi başarılı bir şekilde birleştirir. Son bentte İslâmî düşünce sistemiyle Kopernik'in teorilerini, Newton'un teorisini ve Darwin'in evrim teorisini uzlaştırma çabası gösterir.[1]
Reklam
İslam düşünce geleneği kapsamında bulunan bilim gelenekleri, modern bilimin gelişmesiyle pek çok alanda ya açıklama gücünü yitirme ya da yeni dönemin bilimsel açıklamalarıyla uyumsuz duruma düşme sorunuyla yüz yüze kaldı.
Sayfa 10 - Ketebe
Medeniyet manevi değil teknik gelişimin devamı olduğu gibi, Darwinist evrim de insanı değil biyolojik gelişimin devamıdır.
Medeniyet manevi değil teknik gelişimin devamı olduğu gibi, Darwinist evrim de insanı değil biyolojik gelişimin devamıdır.
İnsanın doğal seçilim ve mutasyonlar yoluyla doğal bir çerçevede oluştuğu tezi, teizmin canlılığın varoluşuna dair tezleri ile çelişmez. Darwin’den çok önce yaşamış olan kimi İslam âlimlerinin evrim teorisine çok benzeyen teoriler ortaya attıklarını görmek mümkündür. Bu teoriler 8 ile 16. yüzyıl arasında Nazzam, Cahız, Biruni, İbn Tufeyl, El Maksidi, El Zencani, Kınalızade Ali Efendi gibi çok sayıda dindar İslam âlimi tarafından savunulmuştur.
Sayfa 28 - İstanbul Yayınevi
Evrimsel Psikoloji ve Neoliberal Kapitalizm…
“Thomson, "erkekler koalisyonu şiddetiyle" ilgili evrim savını dinsel hoşgörüsüzlükle ilgili savla nikahlayıp küresel terörizmin kökeni ve dinamikleri meselesini çözmeye çalışmıştır. Böyle bir çözümlemenin sorumsuzluğu, bizden talep ettiği cahillik canavarcadır. Irak'ta, dünyanın başka köşelerinde devam eden şiddeti anlamak için öyle görünüyor ki Hristiyanlık, Yahudilik, Müslümanlık arasındaki ilişkilerin günümüzdeki durumu ya da geçmişi hakkında, sömürgeciliğin Ortadoğu’daki tarihi hakkında, dünyadaki mevcut güç dengesizliği, mali eşitsizlik hakkında, günümüzün küresel siyasal iktisadi ile neo-liberal kapitalizm hakkında, petrol kaynakları, petrol piyasası hakkında, ulus devlete, modernleşmeye dair Batı düşünceleri, islam düşünceleri hakkında, ABD'nin emperyalist tavrı hakkında ya da Amerikan şiddetinin kendine özgü geçmişi hakkında hiçbir şey bilmek gerekmiyormuş. Anlaşılan, erkeklerin genetik miraslarını aktarmak için doğuştan gelen arzularının erkek koalisyonlar kurmalarını sağladığını, bu koalisyonlar da dinle bağlantılıysa "felakete" yol açtıklarını bilmek yetermiş meğer. Sahlins'in ileri sürdüğü gibi, "bir kuram hakkında yargıya varmak için hem bize sağladığı bilgilerin miktarına hem de bizden talep ettiği cahilliğin miktarına bakmak gerekir.” -Susan McKinnon, Neo-Liberal Genetik - Evrim Psikolojisinin Mitleri ve Meselleri, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, syf: 127
Sayfa 127Kitabı okudu
546 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.