Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini, ilelebed muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbâlinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir
ayrılış günü yüklemediler bir şey
alaca tüylü develere
en son o ayrıldı
haykırdım tutamadım kendimi
uzaklara gitme diye
ey benim iki gözüm, canım
kesib’e mutlaka uğra
yönel lâ’lâ tepesine doğru
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İçki, bütün kötülükleri, günahları kendinde toplar.”
İçki her kötülüğün başıdır. Bir insan câhillik, işsizlik, gençlik ve arkadaşa uyma yüzünden içkiye başlayıp alışıyor. Böyle bir insan ne gerekse yapıp bundan kurtulmalıdır.
Bir insanın alıştığı en kötü huylardan biri olan içki,
Öncelikle benim gibi kitabı okumadan önce inceleme okumayı sevenler için belirteyim bol spoilerlı bir yazı oldu.
Denizde başlayan ve yine orada sonlanan bir hikaye
Martin Eden’ınki. Swinburne şiirleriyle edebi dünyanın kapılarını aralamıştı ve onun “Ölü adam hiçbir zaman dirilmez!” dizesiyle nihayete erdi.
Arada yaşananlarsa, temel düzeyde okuma
•Gençlik, ey gençlik! Sen pek bir şeyi önemsemezsin! Efendi sensin, kâinatın bütün hazineleri, hatta çile sana zevk verir. Matemden bile faydalanırsın. Kendinden emin, küstahsın. "Bakın! Tek başıma yaşıyorum!" dersin. Ama günlerin rüzgâr gibi geçip gider, en ufak iz ya da eser bırakmadan kaybolur. İçindeki her şey yiter. Güneşin bal mumunu, karı erittiği gibi... Belki de asıl efsunun bir şey yapabilecek olmanda değil, her şeyi yapabilecek olduğunu düşünmende yatmaktadır. Belki de boş vermişliğinde, başka işlerde kullanamadığın güçlerini heba etmende, hepimizin ömrümüzü ziyan ettiğimizi kabul etmemizde ve kendimizde "Ah, zamanımı heder etmeseydim, neler yapardım neler!" deme hakkını görmemizde...
"Ey kendilerini 'Kemalist Gençlik' olarak tanımlayan grubun mensupları! Diyorsunuz ki: 'Osmanlı'da kadın hakları yoktu..' Bu da külliyen yalan ve demagojiden ibaret bir iddiadır. Zira bugünkü anlamda 'kadın hakları' zaten daha dünkü iş: bu topraklarda kadın hem kadınlık hem annelik göreviyle baş tacı edilirken Avrupa'da köle muamelesi görüyordu. Harem'deki cariyeler bile Avrupa'nın 'özgür kadınları'ndan daha 'özgür'dü.. Binlerce kadın vakfı ise, kadının sosyal hayatta da etkin olduğunu gösterir."
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karsıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
İsmet Özel'in ''Çağdaş bir mesnevi yazdım'' dediği Bir Yusuf Masalı Adlı eseri "Münacaat" "Naat" "Sebeb-i Telif" "Dibace" ve yedi bölüm "Yusuf Masalı" bölümlerinden oluşuyor.
İsmet Özel, Bir Yusuf Masalı' na Münacât' la başlıyor. Münacât; Tanrı'ya