.............Kendimizi Tanımaya Çalışalım...........
1 / Kalp Diriliği
Kalp devamlı kendi vazifesini görmek, Rabb’ini zikretmek ister. Nefis de hep uyanıktır, hiç uyumaz ve sahibine kötülükleri emretmekten geri durmaz. Kul, Allah Teâlâ’nın emirlerine kulak verdi ise ne âlâ, aksi durumda o nefis ve şeytanı dinler. Hakk’ı işitme yolunu kapatan her
İlkokula gittiğim yıllarda öğretmenimiz bize Kelime Defteri tuttururdu. Öğrendiğimiz yeni bir kelimeyi ona yazardık. Karşısına da bir veya birkaç cümle. Bu köşedeki edebiyat denemelerimden ekim başında çıkacak bir kitabın adını daha dün Kelime Defteri koyduğumda bu yazıyı yazmak da aklıma geldi. Her yazarın belli kelimeler etrafında döndüğünü
Açıkçası bu kitabın baş karakteri olan Nazlı’yla ilk başta empati kurabildiğimi, onu anladığımı ya da en azından anlamaya çalıştığımı düşünüyordum. Ama sayfalar akmaya devam ettikçe, Nazlı’nın kaçışları, umutsuzlukları, negatif enerjisi canımı sıkmaya başladı. Özellikle sonlara doğru boğulur gibi hissettim ve okumak bile beni bu derece bunalttıysa yaşamak kim bilir ne acı olmuştur diye düşündüm.
Öncelikle Nazlı’nın bazen gerçekten hiç denemediğini sandım ama bazen de bu yaşananların aslında çok denemesinden de gerçekleşebileceği aklıma geldi. Ona kızmadım, sadece bir gün mutlu olmasını diledim.
Ezel ise farklı bakış açılarıyla beni gülümsetebilen bir karakterdi. Nazlı’ya hissettirdikleri ise gayet mutluluk verici olmalı, her ne kadar Nazlı mutluluğu hak etmediğini düşünüp Ezel’den kaçsa da.
Üzgünken falan sakın okumayın bu kitabı, gerçekten daha fazla bunalırsınız. Ve eğer bir kere daha okur muydun diye sorarsanız cevabım olumlu olmazdı.
Çaresizlik garip bir duygu , karanligin icine düşerken, ne kadar yardim istersen iste kimsenin seni duymaması gibi bir his. Hayatımızdaki herseyin bir anda kaybolup tek basına kalmak gibi. Ve elinden hic bir sey gelmemenin en cok hissettiren bir duygu. Peki ne olurda bunu yasariz. Hayatta kontrol edebildigimiz durumlar var birde kontrolu bizde
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA
Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir.
Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan
@isbankasikulturyayinlari
°
"Unutmayın ki, dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir."
°
Selamlar . Yıllar önce @yapikrediyayinlari 'ndan okuduğum benim Sabahattin Ali kitaplarından favorim olan İçimizdeki Şeytan' ı yeniden hatırlamak iyi geldi . Melankolinin dibine dibine vurduğumuz
Uzun zamandır klasik okumamıştım, özlemişim böyle kalın bir kitap okumayı. Ezel dizisinin Monte Cristo Kontu'ndan esinlenilerek çekildiğini duymuştum, o yüzden kitabı okurken ister istemez Kenan İmirzalıoğlu aklıma geldi. İntikam almak için duyulan azim ve gösterilen irade gerçekten etkileyici. Deli rahiple birlikte olan zindan kısmı çok güzeldi, en çok oraları beğendim diyebilirim. Karakter sayısının fazla olması başlangıçta biraz yordu ama sonrasında kimin kim olduğu net anlaşılıyor zaten. Çok fazla yazacak bir şey de yok, klasik bir klasik işte daha ne diyebilirim ki?