Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Masumiyetleri kanıtlanana kadar azizleri suçlu saymak gerek.
Faşizm sembolü olarak kullanılan fasces ya da baltalar eski Roma'dan kaynaklanır.
Reklam
Şurası muhakkaktır ki birkaç yıl sonra Hitler ve peşinden İspanya'da Primo de Rivera ve derken Franko, Portekiz'de Salazar ve bazı yerlerdeki faşizm özentili davranışlar derslerini Mussolini'den almışlardır.
Kendimize milliyetçi bir kimlik giydirilmesini kabullendi­ğimiz anda, ona teslim olmuş ve bizi kurban durumuna getirmesini kabullenmiş oluruz. Elbette ki bir ülkeyle ve gelenekleriyle özdeşleşmek, or­tak deneyimleri, umutları, sevinçleri ve yasları paylaşmak insanlara bir birlik ve güvenlik duygusu veriyor. Biz be­densel ve ruhsal gelişimimiz için diğer insanlara ihtiyaç duyan toplumsal varlıklarız. Ancak insanın kendi yeter­sizlik duygusundan kaynaklanan ve onu bir iktidarla öz­deşlemeye götüren durum, empatinin yitimine yol açmaktadır. İster sağdan, ister soldan gelsin, faşizm buna çok uy­gun bir örnektir. Organize suçlular arasında veya orduda yerini bulan parçalanmış birey, otorite sembolleriyle özdeşleşmesi sonucu emirlere boyun eğmeye hazır hale ge­lir.
Tabii, çoğulcu olmanın, çoğulcu demokrasiyr sahip olmanın "olmayınca olmaz" koşullarından biridir bu. O zaman demokrasi olmaz. O zaman çok partili faşizm olur, Türkiye'ye özgü. Sadece Türkiye'ye özgü değil, başka ülkelerde de örnekleri var. Bizdeki alaturka türüdür diyorum. Peki Sayın Aren demin dediniz ki, bir t akım illegal kuruluşlar, kurulacak bir komünist partisini de yönetmek isterler. Kukla olmamak gerekir. Siz TİP'in yöneticilerindendiniz. Adını da söylüyorum TKP diye bir parti vardı. Böyle bir uzak t an yönetme ya da yönetilme eğilimi hisset t iniz mi? "Hissetmedik. Nedeni şu, çünkü 61, -71 döneminde TKP güçlü bir parti değildi henüz. TKP'nin güçlenmesi ve Türkiye'de yer alması, ciddi bir yer alması 1 97 1 tarihinden sonra, yani TİP'in kapatılmasından sonra olmuştur.
Sayfa 75 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Faşizm çok ayıp birşey.
Reklam
Aragon 1897'de doğdu, 1986'da vefat etti. Bütünlüğü içinde Tüm Yapıtları'nı incelediğimizde yüzyılın tarihini yaşar gibi oluruz: iki Dünya Savaşı, Stalin dönemi, faşizm, varoluşçuluk, feminizm, 68 olayları, Prag Baharı ve onca yazınsal ve siyasal eğilimler..
Sayfa 9 - Önsöz - Bahadır GülmezKitabı okuyor
MHP, gerek ideolojik yapısı, gerek politik hattı ve örgütsel işleyişiyle faşist bir partiydi. Radikal-ırkçı milliyetçilik, faşist ideolojinin ekseninde yer alır.
İktidar ve İslamo-faşist cephe sert, tehdit edici ve kara bir propaganda yürütürken, muhalefet cephesi, "baharlar gelecek" gibi naif, uzlaşmacı ve iyimserlik üzerine kurulu barışçı bir söylem üzerinden bu hamleyi karşılamaya çalıştı. Olmadı!
Reklam
Darbeciler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ilkelerinin yeniden tanımlanması yoluyla, İslamcılıkla iç içe geçen yeni bir kurucu ideoloji oluşturmaya çalışıyordu. Laiklik ilkesi, önce eğitim kurumlarında olmak üzere sınırlandırıldı. Devlet İslamcı kadrolara açıldı. Fethullahçı çetenin orduda ilk örgütlenmeye başladığı dönem de bu darbe yılları oldu.
Atatürkçü olduklarını söyleyen 12 Eylül darbecileri, -tamamı NATO'cu generallerdi- gerçekte Kemalizmin laik ve aydınlanmacı yanına karşıydı. Kemalizmin ve Cumhuriyetin aydınlanmacı karakterinin ilerici fikirlere yataklık yaptığını düşünüyorlardı.
İslam dünyası, bin yıldır inanç merkezli bilgi anlayışını benimseyen, akıl yerine nakli, yani Tanrı kelamı olan kutsal sözü, vahiyi esas alan, bunun dışındaki her arayışı kâfirlik sayarak reddeden bir çizgi üzerinde ilerliyor. Bu olgu dikkate alınmadan, yani bağlamından koparıldığında İslamcı hareket ve iktidarların izlediği siyasetleri ve birçok uygulamasını tam olarak kavramak mümkün olmuyor. Foucault'un dediği gibi; bağlamı olmayan gerçeklik yoktur.
Sayfa 131Kitabı okudu
Toplum çıplak gözle de görülebildiği gibi lümpenleşiyor. Her türden gerici, ırkçı, dinci, faşizan, faşist, kadın düşmanı ideoloji kendisine zemin buluyor. Çeteleşme toplumu sarıyor, sokaklara egemen oluyor. Düzen mafyalaşıyor. Bu sürecin arka planında ırkçılık ve milliyetçilikle harmanlanmış İslamo-faşist bir ilkel ideoloji bulunuyor. Gerici-faşist yeniden yaygınlaşma eğilimine giriyor. Kaba kuvvet ile sokakta hâkimiyet kurulmak isteniyor. Ülke "canavarların zamanını" yaşıyor.
Sayfa 107Kitabı okudu
Abdülhamit, İsamcıların tarihte referans alabileceği, siyaseten ve ahlaken en kirli ve en sorunlu isimdir. Çünkü, sadece aydınlanma ve modernleşme yanlılarının değil, Ali Suavi ve Mehmet Akif Ersoy gibi Müslüman kimliği önde olan aydınların bile şiddetle karşı çıktığı, onlara da zulüm uygulayan bir zalimdir. Yeni rejimin referansı yapılmak istenen Abdülhamit, yenilikçi ve devrimci fikirlere sahip olduğu için Mustafa Kemal'i bile tam 4 kez tutuklatıp aylarca zindanlara atan sultandır.
Sayfa 100Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.