Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

FATOŞ OKULU

Denizler ötesine giden kişi yalnızca iklimi değiştirmiş olur, aklını değil.
Sayfa 190 - İnkılap KitapeviKitabı okudu
Reklam
Bütün hesapların üstüne, düğünlerde takı sırasında gelin ve damadın kulağına fısıldadığı o veciz sözünü de büyük harflerle yazmayı ihmal etmemiş : 'Bunları size yutun diye değil, tutun diye verdik...'
Sayfa 99 - Doğan KitapKitabı okudu
Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar. Zulmün amacı zulümdür. İşkencenin amacı işkencedir. İktidarın amacı iktidardır.
Sayfa 284 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Savaş her egemen kesim tarafından kendi uyruklarına karşı verilmektedir ve savaşın amacı toprak ele geçirmek ya da toprak yitirmeyi önlemek değil, toplum yapısının hiç değişmeden sürmesini sağlamaktır.
Sayfa 216 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Evimizin kapısını kim o demeden açmayacak kadar temkinli ama her "benim" diyene kapıyı açacak kadar da saf bir milletin evlatlarıydık.
Sayfa 130 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Beş dakika gecikince, 'Kusura bakma' dersin; birine kazara omuz geçirince dersin, üstüne yanlışlıkla çay dökülünce dersin. Fakat insanın kalbini daglayinca denir mi ?
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okudu
Zengini gelir, zengini... Sırasını beklemez, girdiği gibi sıralar isteklerini. Durumu olmayanın durumu olana usulca sıra verdiği bir dünyadır neticede burası. Ondan alır, bundan alır, 'Şundan da tart' der, 'Bundan da tart...' Bolca alır. Zengin gider, kibri bakkalda kalır.
Sayfa 13 - Doğan KitapKitabı okudu
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgar dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım!" der.
Sayfa 52 - ÖtükenKitabı okudu
Odun kafalı ve eşek kulaklı seçmenlerin karşısında palyaço kostümlü adaylar politik özgürlüğün şarkısını söyleyecek, seçim programlarına dair verdikleri sözlerle kıçlarını silecek, şanlı Fransa'nın zavallı halkının çektikleri sıkıntıları gözleri yaşlarla dolarak haykıracaklardır. Seçmenler de hep birlikte başlarını sallayacak, "A hii! A hii! " diyerek bir ağızdan anıracaklardır.
Sayfa 44 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Çiçero döneminin Yunan şairlerinden Antiparos, su değirmeninin icadını şarkılar söyleyerek kutluyor; böylece köle kadınların özgürlüklerine kavuşacaklarını ve Altın Çağ'ın geri döneceğini düşünüyordu: ' Ey değirmenciler, değirmeni döndüren kolu bırakın, rahatça uyuyun. Bırakın horoz, günün ağardığını haber etsin. Demet kölelerin işlerini perilere yükledi; işte bakın çarkın üzerinde güle oynaya zıplıyorlar ve işte sallanan dingil, ağır taşı çevirerek yavaş yavaş dönüyor. Bırakın da babalarımızın hayatlarını sürelim, bırakın da Tanrıça'nın bize verdiği boş zamanın tadını çıkaralım."
Sayfa 26 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Reklam
Çalışma dogmasıyla gaddarlaşan işçi sınıfının sözde refah dönemlerinde kendilerine zorlandıkları aşırı çalışma ve üretim, bugün içinde bulundukları sefaletin sebebidir. Buğday ambarına koşup ağlayarak: "Açız, yemek istiyoruz. Hiç paramız yok ama öyle yoksuluz ki; yine de buğdayın hasadını da bağ bozumunu da biz yaptık" demeyin.
Sayfa 21 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Kader gizemli bir konuktur. Bütün genç kızlar onun gelişini umutla, heyecanla beklerler. Onu Tanrı yollar. O katı yürekli ve merhametsizdir. Ondan kaçınılmaz, ona karşı konulmaz. İnsan ona ne kadar boyun eğerse kendisi için o kadar iyidir.
Sayfa 168 - Ararat YayıneviKitabı okudu
İnsanlık adına gideceksen, inandığın bir şey uğruna gideceksen seni tutmam. Fakat canavarlar içinde bir canavar, köleler içinde bir köle olmak için gitmek istiyorsan, karşında olurum. İnsan bir amaç uğruna kendinden vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil.
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de , hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tanrı oğlu çarmıhta can verdikten sonra çarmıhtan inerek doğru cehenneme gitmiş, orada azap çeken bütün günahkarları serbest bırakmış. Cehennem boş kalacağını düşünerek sızlanmaya başlamış. O zaman Tanrı oğlu, ' Ağlama cehennem, öteki dünyadaki unvan sahipleri, devlet büyükleri, yüksek yargıçlar, zenginler hep sana gelecekler!' demiş. ' İkinci gelişime kadar hep öyle, dopdolu olacaksın!'
Sayfa 549 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.