Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
incelemeye konu kitabımız, aynı zamanda Marslı'nın da yazarı olan Andy Weir'in Artemis adlı bilim kurgu eseri. Marslı'yı henüz okumadım ve bu kitabı alma niyetiyle de kitapçıya uğramamıştım. Raflar arasında gezinirken siyah kapağıyla Artemis gözüme takıldı ve kendimi bir anda Jazz Bashara'nın Ay'daki kural tanımaz kişiliğini ilgiyle okurken
Artemis
ArtemisAndy Weir · İthaki Yayınları · 20182,303 okunma
344 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
‘Bu fâni âlemde özgür düşünce bir yanılsamadır’
Tarih... İlkokuldan bu yana bize öğretilen, anlatılan, ezberletilen tarih... Çocukluğumuzdan beri öğrendiğimiz her şey, bize izletilen bir tiyatro gibiydi. Yanyana dizilmiş tahta sandalyelere sıralanmışız, sahne sahne tarih geçiyordu önümüzden. Savaşlar, ölümler, yıkılan, yakılan kentler, ülkeler arası antlaşmalar, anlaşmazlıklar, taht kavgaları,
Dünyayı Yöneten Gizli Örgüt İlluminati
Dünyayı Yöneten Gizli Örgüt İlluminatiAytekin Gezici · Tutku Yayınevi · 2014100 okunma
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
Bir sanata giriş kitabı için fazlasıyla karışık ve yetersiz bir içeriğe sahip. Pek çok okur kitap hakkında olumsuz eleştirilerde bulunmuş, pek çoğuna da katılıyorum; ancak olumlu yönden bakmak gerekirse, plastik sanatlara başlıklar halinde göz atmak isteyen yahut halihazırda haberdar olduğu başlıkların içeriğine birkaç cümle ile göz atmak isteyen kişiler için edinilebilir. Lâkin gerçekten sanat tarihi öğrenmek istiyorsanız yatırım yapmanız gereken kitap bu değil.
Sanat 101
Sanat 101Eric Grzymkowski · Say Yayınları · 2015978 okunma
FRANSIZ EDEBİYATI ve ÇOCUKLUĞUM...
Çocukluğumdan bu yana Fransız yazarlar ve eserlerinin, üzerimde büyük bir etkisi vardır. Birkaç kelam etmezsem hatırları kalır üzerimde. Üstelik Fransız edebiyatının Türk edebiyatındaki yerini, sadece “etkilenme” olarak sınırlamak yetersiz kalacaktır. Bazen iç içe geçmiş, bazen kendini sorgulatmış, bazen de birlikte ilerlediklerini görmek
Antropolog feministler dakikasında hallediyor, siz nasıl halledemiyor?
Tek bir türe -örneğin kendi türümüze-odaklandığımızı düşünelim ve neden erkeklerin ortalama olarak dişilerden daha iri cüsseli olduğunu soralım . Bu gözlemi açıklayacak iki varsayım mevcuttur. (1) Erkekler ve dişiler farklı yiyecek kaynaklarını kullandıklarından bu iş bölümü , cüsse farklıklarına yol açmıştır. (2) Erkekler dişilerden cinsel seçilimden dolayı daha iridir ; dişiler daha iri erkekleri seçmiştir (diğer bir deyişle, daha iri erkekler, karşı cins konusundaki yarışta daha küçük hemcinslerine göre daha başarılı olmuştur) . Tarih öncesi insanlık hakkındaki bilgimizin fazlasıyla yetersiz olması, şu ya da bu olasılığı birbirinden ayırt etmemizi bir hayli zora sokmaktadır.
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Reklam
174 syf.
·
Puan vermedi
İddialı seks pasajlarıyla türkiye için fazlasıyla cüretkar ve cesur bir kitap bu yüzden beğenmedim deseydim eminim yazarı çok mutlu olurdu. Bu kitle beni anlamıyor, daha geniş düşünmek gerek vs. vs. falan derdi. Oysaki ben bambaşka şey için yerden yere vuracağım bu çöpü. Edebiyat mezunu bir yazara yakışmış mı öncelikle bu kadar basit ve manasız
Alevli Geceler
Alevli GecelerPelin Özen · Cinius Yayınları · 20125 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bugün çoğumuz yargıdan ve yargının uygulanış biçiminden rahatsızlık duyuyoruzdur. Kimimiz yargıyı yavaş olmakla, kimimiz yanlı olmakla, kimimiz yetersiz olmakla, kimimiz ise güçlülerin hukukunu uygulamakla suçluyor. Yargının daha iyi işlediği bir sistemi ve adaletin tam olarak sağlandığı bir hukuku, eminim ki hepimiz hayal ediyoruzdur.
Gökdelen
GökdelenTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018992 okunma
Duygusal açıdan yetersiz ebeveynlik tarzları arasında en sık rastlanan şu üçüydü: • Hisleri tamamen göz ardı etmek: Bu tür anne-babalar çocuklarının duygusal sıkıntılarını ıvır zıvır ya da dert kaynağı olarak değerlendirerek, kendiliğinden geçmesini beklemeleri gerektiğine inanırlar. Duygusal anları, çocuğa yakınlaşmak ya da onun duygusal yeterlilik konusunda bir şeyler öğrenmesine yardımcı olmak için bir fırsat olarak kullanmayı beceremezler. • Fazlasıyla serbest bırakmak: Bu tür anne-babalar çocuğun ne hissettiğinin farkındadırlar, ancak çocuk içindeki duygusal fırtınayla nasıl baş ederse etsin –hatta, isterse başka birine vursun– yaptığı hiçbir şeye karışmazlar. Çocuğun hislerini göz ardı eden tiplerde olduğu gibi, bu anne-babalar da çocuklarına alternatif bir duygusal tepki öğretmeye ender olarak kalkışırlar. Tüm rahatsızlıklarını yatıştırmaya çalışırlar ve örneğin, üzüntüsünü ya da öfkesini geçirmek için pazarlığa ya da rüşvete başvururlar. • Çocuğu aşağılayıp hislerine saygı göstermemek: Bu tür anne-babalar genellikle çocuğun hiçbir yaptığını onaylamaz, sert bir şekilde eleştirir ve cezalandırırlar. Örneğin, çocuğun öfkesini belli etmesine hiçbir şekilde izin vermeyip en ufak bir huysuzluk belirtisinde bile cezalandırmaya yönelirler. Bunlar, çocuk bir şeyi kendi açısından anlatmaya başladığı zaman, “Sakın bana karşılık verme!” diye öfkeyle bağıran anne-babalardır.
Sayfa 163
555 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.