Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
176 syf.
·
Puan vermedi
Hiçbir bilgim ve beklentim olmadan tamamen ilgi çekici bir kapağı olduğu için elime alıp incelediğim sonrasında konusunu okuyup; hımm ilginç duruyor, keyifli bir okuma olabilir diyerek direkt aldığım bir kitap Miras. Belki kaderin bir oyunu belki de çekim yasası siz istediğinizi söyleyin ama böyle gelişigüzel seçimlerin insanı yanıltmadığı gibi bir de üzerine yüzünü güldürmesi durumunu kim ne derse desin ben aşırı keyif verici buluyorum. Kaderin bizi nereye götüreceği, hangi yolu seçeceği veya yolun sonunda bizi neyi bekleyeceği koca bir sürprizdir. Hani deriz ya, hayat biz planlar yaparken aslında başımıza gelecek olanlardır diye biraz ondan biraz bundan derken kendimizi hayal dahi etmeyeceğimiz durumlar içerisinde buluruz. Hiç de fena olmaz bu durum, hadi kabul edelim. Miras kitabı da bir yola çıkış, yolda oluş ve bir varış serüveni üzerine aslında. Planlanan bir yolculuğun hiç hesapta yokken bambaşka seçenekler sunması ile hayatın akılalmaz yerlere gidebileceğinin beklenmedik şekilde akıcı bir örneği. Daha ne diyeyim keyifli okumalar.
Miras
MirasMiguel Bonnefoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Nereden başlamalıyım bilmiyorum.. Her atışında İke için yanan kalbimden mi? Her karakter için neşeyle uçuşan midemdeki kelebeklerden mi? Yoksa dinmeyen göz yaşımdan mı? Bilmiyorum.. Uzun bir süredir kitap okumuyordum ve size ne kadar çok okumalarıma geri dönmek istediğimi anlatamam. Her şey tamam olunca, kitabımı aldım ve bir müzik açıp okumaya
Ben Ölürsem
Ben ÖlürsemB. N. Toler · Novella Dinamik · 2018283 okunma
Reklam
424 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki;
Glen Duncan
Glen Duncan
ın kafasının ve kaleminin işleyiş şeklinin eşsizliğini, cüretkarlığını, bilmişliğini ve kendini beğenmişliğini çok sevdim. Sevilen yazarlar klasörümde yerini aldı kendileri, haberi ola.:)) Neyse kitaba gelecek olursam; kitap yavaş ve yer yer ağır akıyor. Ama bir şekilde Jake Marlowe un depresif ruh halinden, aşırı geveze içseslerinden ve çok bilmişliğinden kopamıyorsunuz yani en azından ben kopamadım. Hem Jake'i hemde karmakarışık hikayesini çok sevdim. O sendin be Jake'cim.:))) Kitap fena bir şekilde bitti, Glen'in seri boyunca okuyucuya gün yüzü göstereceğini sanmıyorum ama devamına hem merakla hemde daha akıcı olması umuduyla hemen başlıyorum. Haydi bana rastgele....
Son Kurtadam
Son KurtadamGlen Duncan · İthaki Yayınları · 201463 okunma
240 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Tuvaldeki Yaralar
Selamlar.. bayadır okumak istediğim o seriye giriş yapmış bulunmaktayımm. Nina babasının büyük Rus mafyası olan Roman’ın parasını kullanarak dolandırılması sonucu kendini bir anda ödenecek para yerine Roman ile evlenirken bulur. Anlaşmalı, 6 ay sürecek sadece kağıt üstünde olacak bir evlilik fakat Roman ilk gördüğü anda Nina’ya tutulmuş olması işleri zorlaştıracaktır. Ay kitabın nasıl akıp gittigini anlamadım resmen! Evet eksikleri vardı hatta cringe sahneler de baya vardı ama arkadaşlar buna rağmen nasıl okuttu asla anlamadım. Kısa olması da buna etken olabilir tabi ama yine de okurken eksikleri hissetmedim değil. Bir kere her şey çok hızlı gerçekleşti. Duyguların ve olayların içinin detaylarını okumayı çok isterdim fakat bu şekilde de kendini fena halde okuttu. Rs içindeyken özellikle bu şekilde hızlı akan çıtır çerez, smutlı kitaplar çok iyi oluyor, okuması çok daha rahat oluyor. Sanırım çok fazla beğenilmesinden dolayı benim hatam kitaba beklentiyle başlamamdı. Çünkü aşırı derecede beklenti karşılamıyor. En sevdiğim yerlerden biri de Roman’ın kıza karşı yumuşacık olmuştu. Rs’ye girdiyseniz veya kafa dağıtmalık çıtır çerez dark romance arıyorsanız rahat okursunuz
Tuvaldeki Yaralar
Tuvaldeki Yaralar
Neva Altaj
Neva Altaj
Tuvaldeki Yaralar
Tuvaldeki YaralarNeva Altaj · Artemis Yayınları · 20231,542 okunma
48 syf.
7/10 puan verdi
Bir Çöküşün Öyküsü
Fena değil çok beğendim diyemeyeceğim. Vasat zaten çok merak ettiğim için aldım kitabı stefan Zweig tüm kitaplarını okudum çok sevdiğim bir yazar değil ama bu kitabı çok iyi diye almıştım. Bir kez daha hayal kırıklığı…
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,1bin okunma
70 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Bence fena bir kitap değildi ancak okurken zevk aldığım söylenemezdi birden fazla öyküleri ile Stefan Zweig yinede okunmaya değer bir yazar olduğu için okudum ama beğenmedim belki hoşunuza gider sizlerin ilgisini çekebilir ama benim için okumasam da olurdu dediğim bir kitaptı keyifli okumalar dilerim.
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma
Reklam
152 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İyi Bir Hikaye Yazarı
Emel'e isimli hikayede birden fazla edebi metod deneyen yazar bir memleket meselesi, bir kürtaj, bir darbe ile konusu ile birlikte bizi duygusal bir deryaya sokuyor. Edebi bir şov var. Çok etkileyen ve insanın içini titreten bir hikayeydi Emel'e. Bir içses, bir gazeteden haberleri sırayla okuma, bir ölümü hatırlama gibi konulara girdiği
Mutedil Dalgalı
Mutedil DalgalıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 2022631 okunma
464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Pazarlıkçı Serisi 2 / Yabancı Bir İlahi Kitap İncelemesi
"Hepimiz parlayan bir ay gibiyiz ama görünmeyen karanlık bir tarafımız da var." -Halil Cibran Kitabı gerçekten çok beğendim, her şeyiyle harikaydı. Okumaktan çok keyif aldım. Normalde 10 verecektim ama bir yıldızı az sonra spoiler kısmında bahsedeceğim sebepten dolayı kırdım yoksa 10 yıldızlık bir kitaptı bana göre. 3. kitabı okumak
Yabancı Bir İlahi
Yabancı Bir İlahiLaura Thalassa · Martı Yayınları · 2022573 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Ren yayınevinden okuduğum bu kitap iki hikaye içeriyor. Button’ın Hikayesi ile Buz Sarayı bir araya alınmış, okuduğum sırada fark ettim. Gelelim hikayeleri nasıl bulduğuma; aslında fena değillerdi, Button’ın Hikayesi’nde yeni doğan Benjaminin ilk yaşlarında görüntüsü yetmişlerinde bir ihtiyar gibiydi. Gitgide gençleşerek yaşamında başına gelen talihsiz olayları okuyoruz. Kısacık , bir oturuşta bitireceğiniz bir kitap. Filmi daha çok övülüyor aslında, ben de filminin daha keyifli olduğunu düşünüyorum kitaptan sonra. Buz Sarayı hikayesinde ise Güney Amerikalı Sally’nin, Kuzey Amerikalı Harry ile olan nişanlanlılık dönemini anlatıyor. Sally’nin Güney Amerika ile Kuzey Amerika arasındaki yaşamsal ve düşünsel farklılıklara, ayrımcılıklara ve hatta hava koşullarındaki farklılıklara dahi uyum sağlamakta zorlanması söz konusu. Kısaca bu hikayede Güneyli Kuzeyli ayrımının farkına varıyoruz. Hikaye çok basitti, pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Keyifli okumalar diliyorum.
Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button’ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Ren Kitap · 201821,3bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Evlilik ya büyük ikramiyenin vurduğu bilettir ya da deli gömleğidir." Herkese Merhaba Birileri size, eşinizi ne kadar tanıyorsunuz? ona ne kadar güveniyorsunuz ? sorularını sorsa cevabınız ne olurdu? Çoğumuz eşimiz diye düşünmeden kesinlikle tanıyorum olacaktır. İnşallah tanıdığınız gibidir yoksa durumlar çok fena olacak. Kitabı okurken insanın aklına kurt düşmüyor değil . Yine de siz kimseye sınırsız güvenmeyin Hayvan barınağında çalışan Amelia ile senaristlik yapan Adam evlidir. Evliliklerinde yaşadıkları sorunlar nedeniyle terapiste giderler. Terapist onlara tatile gitmelerini ve başbaşa zaman gecirmelerini söyler . Amelia'nın işyerinde çekiliş yapılır ve İskoçya'ya iki günlük tatil kazanırlar. Bu tatil ya evliliklerini kurtaracak ya da bitirecektir . Adam gönülsüz olsa da tatile gitmeyi kabul eder ve eski bir şapelden dönüştürülmüş eve gelirler. Amelia ve Adam için tatil beklediklerinden çok farklı olacak çünkü yalanlar ve geçmişin sırları ortaya dökülmeye başlıyor. Adam ve Amelia şapelde neler yaşadı ? Aralarındaki en büyuk sır neydi? Robin kim? soruların cevabı ve daha fazlası için kitabı okumalısınız. Özellikle son 50 sayfadan itibaren etkileyici ters köşeler olduğunu da belirteyim. "İnsanlar hayatımızda ikamet ederler; kimileri yıllarca kalır, kimileriyse turisttir, sadece geçerken uğrar. Bazen aradaki farkı anlamak güç olabilir. Tanıştığımız herkese tutunmaya çalışmamalıyız, bunu yapamayız, yapmamalıyız. Ben hayatımda bir çok turistle tanıştım, uzak durmam gereken insanlarla. Kimsenin sana fazla yaklaşmasına izin vermezsen incinmezsin."
Taş Kâğıt Makas
Taş Kâğıt MakasAlice Feeney · Yabancı Yayınları · 20231,272 okunma
Reklam
622 syf.
·
Puan vermedi
uyanır, “her sabah parlak işler tasarlar ve gün boyu budalalık eder.” Tıpkı hepimizin hayatımızın bir noktasında yaptığımız gibi. Kitabı ilk elime aldığımda “tembelliğe dair bir kitap, sıkılmam umarım” demiştim ama Oblomovluk hali tembellik midir yoksa sisteme karşı bilinçli bir karşı duruş mudur diye düşünmeden edemiyorum. Eğer hepimiz Oblomovsak ve kitabı okurken hepimiz Oblomov’a bu kadar kızıyorsak, bir durup düşünsek fena olmaz mı? Kitapta olay örgüleri aslında fazlasıyla sade, ama Gonçarov’un dildeki ustalığı kitabı inanılmaz sürükleyici kılıyor. Gereğinden fazla yapılan betimlemelerin akıcılığı öldürdüğüne inanan ben, kitabı okurken betimlemelere hayran kaldım. Betimlemeler kitap boyunca benim kendimle yüzleştiğim, yer yer hesaplaştığım ve aynı zamanda okuduğum metinden inanılmaz keyif aldığım bölümlerdi. Gançarov, nasıl başarmış inanın benim de aklım almıyor, dağı taşı sayfalarca betimlemeden bizi anlattığı ortamın içine çekmeyi ustalıkla başarmış bir yazar. Okuyucuyu fazlasıyla sade ama bir o kadar da dolu dolu sayfalarda sürüklemek Gonçarov’un çok büyük bir başarısı. Kitabı okurken dil sizi kesinlikle sıkmıyor, aksine tam anlamıyla içine çekiyor. Yazar karakterleri analiz ederken okuyucuyu bunaltmadan öyle derin tasvirlerde bulunmuş ki, kitabı okurken size eşlik eden karakterler yer yer kızdığınız yer yer anlayış gösterdiğiniz birer dostlarınız haline geliyorlar. İçinizdeki Oblomov’dan kurtulun! Eğer kitabı okurken kendimizi bu kadar Oblomov hissediyorsak ama bir o kadar da Oblomov’a kızıp sinirleniyorsak dönüp kendimize bakmamız gerekmez mi? Gerekir!
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
98 syf.
9/10 puan verdi
Bazen Dağılmak İyidir
Dağılma... Karamsarlık, açlık, yalnızlık üzerine yazılmış sağlam bir eser. Yalnız, aç ve pesimist bir adamın birkaç gününü anlatıyor bu eser. Tarz olarak yeraltı edebiyatı tadı veren, pesimizmin doruklarına çıkaran, kâh sinirlendiren kâh güldüren bir eser olmuş. Boyle bir atmosferde bile gulumsetecek şeyler bulabilirsiniz kitapta ki bu çok kıymetli bir şey bence. Kitabı okurken üzerimize kara bulutlar çekiliyor; karakterin derin bir yalnızlığı var, yiyecek ekmek bile bulamıyor, uyku uyuyamıyor, kabuslar görüyor, dört duvar arasında zihni ile, karanlık ile savaş veriyor ama tüm bunlara ek olarak müthiş bir mizahı var karakterin ve kitabın. Hiç olmadık yerlerde sizi güldürmeyi basarabiliyor. Yalnızlıktan kafayı yiyen karakter kendi kendine konuşuyor, dört duvara kahkahalar atıyor, geceleri sayikliyor ve ruh hâli gitgide çok daha kötü bir hâl alıyor. Kitabı okurken müthiş keyif aldım, keyif aldım derken karamsarlığa, yalnızlığa suruklendim. Karakter gibi ben de yapayalnız kaldım, onunla birlikte küfürler savurdum, ağladım, sinirlendim ve güldüm. Kısacası bana müthiş bir deneyim yaşattı bu kitap. Dostoyevski tarzında müthiş bir eser olmuş desem abartmış olmam sanırım. Güzel eserlerin çok nadir çıktığı şu dönemlerde böyle kitapları okumak ilaç gibi geliyor. Daha önce yazarın şiir kitabını da okumuştum, o da fena değildi ama romanı çok daha profesyonel olmuş. Herkese tavsiyedir, iyi okumalar.
Dağılma
DağılmaVeysel Nazlı · Fihrist Kitap · 202233 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
Adından da anlaşılacağı üzere maktulün zehirli acı kahve ile cinayete kurban gitmesi ile olaylar başlıyor. Zeki dedektif Hercule Poirot’un ipuçlarını takip etmesi ile sır perdesi yavaş yavaş aralanmaya başlıyor. Sonunda gizem çözülüyor ve her zamanki gibi yine hiç beklenmedik karakter katil çıkıyor. Genel olarak fena değildi. Sherlock Holmes tadında bir kitap.
Acı Kahve
Acı KahveAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20187,7bin okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
Beynim yandı Bi kitabın ortalarına doğru bir de sonunda fena şaşırdım Aslında “Son Raunt” kitabına oldukça benziyor ve ben bunu diyerek konuyu özetlemiş oldum Yine de çarpıcı yerleriyle fena ters köşe yaptı diyebilirim. Tabi çok ayrıntı olması ve başlarda sanki sadece gündelik hayattan bahsediyor gibi gelmiş olmasını da es geçemeyeceğim. Entrika, gerilim severim diyenler okusun. “Son Raunt” u okumayanlar için konusu hakkında şunları söyleyebilirim. Yıldız Tilbe’nin de dediği gibi: İki kadın bir adam Aşk çekilir aradan
Aramızdaki Kadın
Aramızdaki KadınSarah Pekkanen · Doğan Kitap · 2018186 okunma
·
Puan vermedi
La divina commedia
İtalya’da Toscana bölgesinin Floransa kentinde 1265 yılında dünyaya gelen Dante, denince ilk akla gelen isim belki de onun sonsuz bir aşk ile bağlandığı Beatrice'dir. Dante, dokuz yaşındayken kendisinden bir yaş küçük Beatrice'ye âşık olur. Beatrice ile ikinci kez karşılaştığında on sekiz yaşındaydı, bu ikinci karşılaşmadan sonra ona
İlahi Komedya
İlahi KomedyaDante Alighieri · Timaş Yayınları · 20135,5bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.