Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat

Fırat
@firatyeter35
İnsan aptal kalır ama, yine de yaşar. Ama yürek görevini göremez olunca, canlı varlık da ölür
Reklam
Bir tanrılar ulusu olsaydı, demokrasi ile yönetilirdi. Böylesi olgun bir yönetim insanların harcı değil.
İnsan her zaman kendi iyiliğini ister ama, bunun ne olduğunu her zaman kestiremez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özgürlük elde edilebilir ama, kaybedildi mi, bir daha ele geçmez artık.
Bir canlı ne kadar basitse o kadar az duyarlıdır; ne kadar gelişmişse, gerçekliğe karşı daha fazla duyarlıdır.
Reklam
Montesquieu der ki : "Toplumların ilk günlerinde cumhuriyetin başları kurumları kurar, sonra da kurumlar başları yetiştirir."
Bütün çıkarların anlaştığı bazı noktalar olmasaydı, hiçbir toplum var olmazdı.
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.
Karanlık bir gecenin şu aydınlık sabahı bütün derdini, bütün ümitsizliğini silmişti.
Reklam
Düşünceleriyle yalnız kalmakta büyük bir iç rahatlığı duydu.
Bazı adamlar vardır ki kendi bildikleri şeyleri nasıl öğrenmiş olduklarını bilmezler.
Acı, acı hakkında canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikayet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir.
İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.
İnsanın azınlıkta olması, tek kişilik bir azınlık olması bile, deli olduğu anlamına gelmiyordu. Bir doğru vardı, bir de doğru olmayan; doğruya sarıldığın zaman, tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun.
Reklam
Duygularınızı değiştirmeleri olanaksızdı; siz kendiniz bile değiştiremezdiniz duygularınızı, isteseniz bile.
Seni seviyorum sözünü görünce, yüreğinde hayatta kalmak için müthiş bir istek uyanmış, birden gereksiz tehlikelere atılmayı aptalca bulmaya başlamıştı.
İnsan, ardından tek bir iz bile, bir kâğıt parçasına karalanmış tek bir adsız sözcük bile bırakamadıktan sonra, geleceğe nasıl seslenebilirdi?
"Bulduğun şey, saf maddeden yapılmışsa hiçbir zaman çürümeyecektir. Ve oraya bir gün geri döneceksin. Bir yıldız patlaması gibi bir anlık ışıktan başka bir şey değilse o zaman geri dönüşünde hiçbir şey bulamayacaksın. Gene de en azından bir ışık patlaması görmüş olacaksın. Yalnızca bu bile, yaşamış olmanın zahmetine değer."
Ben ne geçmişte ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun.
"Noldu?" "Ağlasam ayıp olur mu?" "Ağlamak asla ayıp değildir,sersem.Niye ki?" "Bilmem, henüz alışamadım.İçimdeki kafes bomboş kaldı sanki..."
Reklam
Geçmişinden nefret ediyordu,en iyisi geçmişi hatırlamamaktı,ancak şimdiki halinin de geçmişinden bir farkı yoktu.
"Bir kadının yanan bir evde kalmasına yol açtıklarına göre, kitaplarda bir şeyler olmalı... Hayal edemeyeceğimiz bir şeyler; orada bir şeyler olmalı. İnsan bir hiç uğruna kalmaz."
Gökten düşen melek muhtemelen, diğer meleklerin henüz tatmadığı o yalnızlık duygusunu arzuladığı için Tanrı'ya ihanet etmişti.
Hayat bir tesadüfler silsilesi imiş,âlâ! Fakat tesadüfün de kendine göre bir mantığı olmalı değil mi ya?