Koşma ve yazma eylemlerinin birbiriyle bütünleşmesi... Günlükler niteliğinde ama aynı zamanda bir roman yazarının tecrübesini yansıtacak titizlikte tasarlanmış, görselleştirilmiş, okuru içeri çekebilen ve akıcı...
Koşan veya yazan veya her ikisini de yapan veya bunlardan en az birini yapma niyetinde olan veya yazmak için belirli bir fiziksel aktivite ile bedenini disipline etme alışkanlığı bulunan veya bu alışkanlığı edinme niyetinde olan okurların ilgisini özellikle çekebilecek bir kitap.
Koşmak ve yazmak arasında kurulan bağlar da dikkat çekici.
Yazarımız maratonu da kapsayan koşu deneyimlerinin ardından triatlona da merak saldığından bir miktar yüzme ve benzer ölçekte bisiklet antremanları ile ilgili deneyimlerinden de söz ediyor.
Bahsettiği tüm bu deneyimlerin bir kısmı teknik nitelikler taşısa da büyük kısmı kişisel. Murakami daha çok, yaşadığı duyguları ve deneyimin kendisine katkısını aktarıyor satırlarında.
Yaş ilerleyince beden de yorgunluklarını ifade etmeye başlıyor, muhakkak bir yerlerde, birşeylerde bir aksama, bir iz, bir belirti. Benim hayatımın en büyük hastalığı 7 sene önce yaşanmıştı, bir haftadan fazla süren bir hastalıkla tansiyonumun neden yükseldiği, neden düşürülemediği bir türlü ortaya çıkmamış, herşey boşa gitmişti, ta ki evimizin
Uyku bir insanim belkide en çok dikkat etmesi gereken şeylerin basında gelir. Eğer bir çok az fiziksel aktivite yapan biriyseniz (bu beden için iyi bir şey değildir) günde 5 saat düzenli uyku en mantıklı olanıdır. Tabi bu dediğim rem uykusu fazla olan kişiler için geçerlidir. Bunuda akıllı bileklikler ile ölçebilirsiniz.
Yanlız benim gibi hem ağır sporlar ile uğraşıyor hemde kendinizi bilgi bakımından geliştirmeye çalışıyorsanız en az günde 8 saat düzenli uyku uyumanız lazim. Genelde az uyku daha iyidir diyen insanlar fiziksel olarak fazla yoğun olmadığı için öyle söylerler. Eğer hem spor yapıyor hemde bilgiye önem veriyorsanız ne olursa olsun fazla uyuyun yoksa büyük psikolojik sorunlar ile karşılaşabilirsiniz.
İlk insanlar gelişmiş bir düşünme, gerekçelendirme ve planlama yeteneği sayesinde hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları avlanma ve öldürme gibi becerilerini geliştirebilmişlerdir. Olumlu bir kısır döngü de ayrıca işlerine yaramıştır: Hareket halinde olmaları onları daha zeki kılmış, bu keskin zekâysa aktif kalmalarını ve daha etkili hareket edebilmelerini sağlamıştır. Zaman içinde insanlar daha da karmaşık düşünce sistemlerine geçiş yaparak matematik, mikroskop ve MacBook gibi şeyler üretmiştir.
Kısacası eğer fiziksel aktivite bize bugün sahip olduğumuz beyni kazandırdıysa onu korumak için, hatta daha zeki ve hızlı bir tür haline gelebilmek için egzersiz yapmamız gerektiğini söylemek yanlış olmaz.
Beyin felci geçirmiş, hiçbir fiziksel aktivite yapamayacak olan bi kızın hikayesi. Kitabı okurken çokca hüzünlendim. Hayatımızda onca şey olduğunu zannediyoruz. Birçok sorun... bazen kendi kendimize yaratıyoruz. Ama gerçek sorunları olanlar var. GERÇEK.
Okurken kendimi suçlu hissettim. Engeli olan birçok insan var ve onların hayatlarını kolaylaştırmak yerine önlerine engel koymaya devam ediyoruz. Hiçbir şey yapmadan, öylece...
Fiziksel engeli olmasına rağmen aklı zehir gibi çalışan bi insan. Söylemek istediği çok şey var. Her şeyi görüp duyup anlayabiliyor. Ama hiçbir şey söyleyemiyor. Tek bir kelime bile. Nasıl bir kafesin içinde sıkışıp kaldığını düşünün. Bütün bunları yenmek için neler yaptığını nasıl bi yaşam mücadelesi verdiğini okuyoruz. Farkındalık yaratabilecek başarılı bi kitaptı benim için.
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,4bin okunma
Sinan Küfeoğlu: 7 yıldır Finlandiya'dayım 70 tane Türk heyeti gördüm. Her sene geliyorlar ama bir şey almıyorlar. Yaptıkları tek şey bol bol yemek yemek, fotoğraf çekip eve dönmek.
(Cambridge'te akademisyen)
“Küçük bir kuzey ülkesini eğitimde zirveye taşıyan temel ilkeler ve uygulamalar”dan bahseden bu kitap, bir matematik öğretmeni olan Pasi
"Finlandiya'daki okullarda teneffüse vakit kaybı gözüyle değil, temel öğrenim zamanı olarak bakılır. Gerçek öğrenme çoğu zaman açık havada, fiziksel aktivite sırasında, başkalarıyla sohbet ederken yaşanır."
(Alıntı içerir)
Üzerini zamanla kapattığınız ya da kapatmak zorunda bırakıldığınız, çoğunlukla çocukluk döneminde yaşanan ve bugünkü seçimlerinizi ne ölçüde etkilediğini tahmin bile edemeyeceğiniz çeşitli travmaları,
duygusal ve fiziksel tacizleri anlamak ve
buna sebep olan (çoğunlukla) anne-babalarınızın bugün hayatınızda bulundukları
Kokumuzun en yoğun taşındığı
ortam, terimiz. Ter’e hep ter
deyip geçiyoruz ama her ter
aynı değil. Mesela, endişe veya
stres halindeyken alnımızın
veya avuç içimizin terlemesiyle
fiziksel aktivite sonucu üreyen
terlerimiz farklı terler ve farklı
bezelerce üretiliyorlar. İşin ilginci
ter aslında kokusuz bir sıvı ve
kokunun oluşabilmesi için o terin
bakterilerle bir araya gelmesi
lazım.
Bilim insanları, beyin dokusunda kendiliğinden yayılan daha önce bilinmeyen bir nöral iletişim şekli tanımladıklarını ve iletişimin beyin dokusunun bir bölümündeki nöronlardan cerrahi olarak kesilmiş olsalar bile kablosuz olarak atlayabileceklerini düşünüyorlar. Keşif; sinaptik aktarım, aksonal taşıma ve aralıklı kavşak bağlantıları gibi