Yaraştıra Yaraştıra Yakıştırma
Fransız Feylosofu Proudhon’un ünlü bir sözü vardır
Mülkiyet hırsızlıktır diye.
Milletçe daha ileri gidiyoruz biz
Mal diyoruz uyuşturucu maddeye,
Mal sahibi de, yani malik
Esrar kaçakçısı gibi bişey oluyor demek.
Ha bakın, felaket bununla kalsa iyi
Bizde sermaye denirdi eskiden fahişeye
Buna göre sermayedar da…
E, siz çözün artık bu ayıplı bilmeceyi!
Sayfa 54 - Papirüs
Şahinbey Destanı
Üsteğmen Mehmet Sait Bey’in anısına…
Yıl 1920,
Aylardan Ocak…
Dolaştı Mehmet Sait bucak bucak…
Her köye, her eve girdi ocak ocak…
Sordu boz uşağa,
Şimdilik sadece olan biteni izliyordu, istediği anda kalabalığa katılabilirdi... Neden katılmasın ki? Bir adım atsa
içeride olur, gayet de iyi olur! Çok değil, az evvel -o soğukta, dolap ve paravanların arkasında, bir sürü döküntü içinde iki saatten
fazladır bekliyordu- burada durmasına bahane olarak müteveffa
Fransız nazırı Villeuil'in "Sabredip beklemesini bilirsen, her şey
yoluna girer,” sözlerini tekrarlıyordu. Bu sözü vaktiyle alakasız bir
kitapta okumuştu, ama bunu şimdi hatırlaması tam yerindeydi
zira şu an içinde bulunduğu durum için tıpatıp uygundu.
Sayfa 35 - Lacivert yayıncılıkKitabı okudu
KAHVE YEMEN’DEN GELİR...
Yabancı seyyahlar der ki: Türkler, hastalandığı zaman kahve içer. İyileşmezse, vasiyetini yazar ve bekler. Evet, eskiler, kahveyi yalnızca zevk için içmemiş, şifa da beklemiştir. Öyle ki, Türk Kahvesi, dünya çapında bir kahve çeşidi olmuştur.
Kahvenin anavatanı Habeşistan’ın Kaffa mıntıkası. Rivayete göre bir çoban,