Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ışık

ışık
@fuckgalileo
6 okur puanı
Ekim 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
her yüz kabulü parçalanmayı çağıran eliaçıklık, yüzüm yanındadır seninkinin, sırlı camın değerbilirliğinde imgeleriz birbirimizi içsel yakarıyla, bilirim sakınmayla ertelediğimiz, gecikmiş an kurtulsun dilerim kuşkudan; sorusundan gerçek mi, gerçek mi? budur çünkü kesen elleri, göğümüzü şaşırtan alıkoyan yağmur kokan otlardan bedenlerimizi budur sorgulayan özdeş isteklerimizi, bağlansın mı bağlansın mı bebekliğe?
Reklam
doğumla ölümün arası topu topu bir savaş parçası sahi, kaç kilometreydi yaşantım/ kaç litre hava çektim ciğerlerime ve kaç litre yaş döktüm yüzölçümü neydi yüzümün para birimi duygularımın ve bayrağı düşüncelerimin yüreğimin dini neydi/ nasıl bir yönetim şekliydi bedenim!
damdan dama atlarken düşen bir kedinin gözlerii var işte şimdi kana batan yüzümdee yüzümü ellerinin arasına all hani tutarmış gibi bir sincap, cevizinii inanma, geçidin sonunda çıkış yokk ve dönme geri, arkadaki giriş de kapalıı senin yüzün benim yüzüme şüphesiz gizli geçitt benim yüzüm senin yüzünle paketlii bedenimi değil, bir tımarhaneyi sunuyorum sanaa içim cıvıl cıvıl deli çocuklar bahçesii kan falıma baktırdım bir vakte kadar ölüm görünüyorr ve deli gömleği gibi duruyor yüzüm kafatasımdaa hiç tanığım olmuyor hiç yaşadıkçaa ve içimdeki dava düşüyor sen içeri girerkenn ben dışarı çıkarken, anla, bambaşka bir inzivaa
Sayfa 21

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
sana bugün bir kurban kestim hala ağrıyor ve akıyor bileklerim gelip geçici bir seyahat üzerinde konuşulmamış bir sevgi karşılıklı hoyrat kullanılmış bedenler aynı dalda karşılaşan iki çocuksincap dudaklarda müstehzi bir hal dal, ağacına düşman, sincaplar birbirine küs yani bir yere vurup kaybolan far ışığı gibi bir an aklıma vurup kaybolan o fevkalade hayal vurup kaybolan ruh ve aşk parçaları..
Sayfa 10
ama ikimizin de en büyük sıkıntısı buydu, ikimiz de erkekleri seviyorduk. sevdiğimiz zaman da çok çabuk aşık oluyorduk ama çok çabuk vazgeçemiyorduk. aşk için her şeyi yapan cinstendik biz, dürüstlüğümüz insanları korkutuyordu. bazen de bu kadar dürüst olunabileceğine inanmadıkları için dalga geçtiğimizi sanıp inanmıyorlardı bize. zaten ciddiye alınmamak en büyük sorunumuzdu. palyaço makyajı yapıyor, acayip şeyler giyiniyor, sabahları briç turnuvasına gidiyor ve niye ciddiye alınmadığımızı merak ediyorduk.
Reklam
“ben galiba hayatım boyunca iki arada gidip gelicem. kornişte perde gibi, raydan çıkana dek…”
ne yani tıp okudum diye ölmek isteyemez miyim? aksine sizin gibi olmaktansa ölümü tercih ettim. kötü arkadaşlarım yüzünden ya da ne olduğunu bilmediğimden değil! başıma neler geleceğini, ne hale geleceğimi biliyordum. planlamıştım bilerek ve isteyerek başladım. bırakmayacağımı da biliyordum. kısaca şöyle diyebilirim: bu sonuç, benim için uygun görülen, beyaz gömlekli, paralı, çoluklu çocuklu senaryolardan daha çekiciydi. en azından bu senaryoyu ben yazdım, ben oynadım. başkalarının senaryolarında şekillenmeyen kişisel istenç hangi yönde olursa olsun hakiki bir şeydir. şu anda bir zavallıyım ama kendini bir şey zanneden, aslında koyuna dönüşmüş, aciz bir doktor olmadığım için de memnunum. “sizin hala yanına bile yaklaşamadığınız bir dolu duyguyu dibine kadar yaşadığım için de memnunum. aptal olmadığım için eroinman olduğumun farkındayım, sizin farkında olduğunuz şeyleri ne çok merak ediyorum bir bilseniz!”
kendimi bildim bileli topluma karşı savaş veriyordum. önce kadın olarak görülmekten nefret ediyor, çoğu erkekten daha zeki olduğumu düşünüyordum. ispat etmek için de burnumu her deliğe sokuyor, erkeklerin yaptığı her işi yapmaya çalışıyordum. en büyük çıkmazım hassaslık, duygusallıktı. ne kadar güçlü olmaya çalışırsam çalışayım büyük hayal kırıklarına uğruyordum. birinin omzuna yaslanıp ağlamayı çok kadınca bulduğum için içimdekileri hep saklıyor, güçlü kadını oynuyordum.
onunla yalnız kalmak, bir kapıyı açıp normal hayatı terk etmeye ve arkasından kapatmaya benziyor.
aşık olmanın en kötü yanı kişiyi aşksız bırakmasıdır.
Reklam
“i hide myself within my flower, that wearing on your breast, you, unsuspecting, wear me too - and angels know the rest. i hide myself within flower, that fading from your vase, you, unsuspecting, feel for me - almost a loneliness.”
İnsanlar ölür. Her şey ölür. Ama sadece iki şey ayakta kalır : aşk ve pırlanta. Sonsuza kadar parlarlar. Bir deniz feneri gibi. İnsanlara neyin değerli olduğunu anımsatırlar. İnsan aşık olunca, taş pırlanta olunca ölümsüzleşir.
Suçladı. Herkesi. Kendini. Yalnız kalamadığı için. Yalnız bırakılmadığı için. Yanında daima insanlar olduğu için. Ve onların yanında daima aptal ve kötü olduğu için. Baskıya dayanamadığı için. Baskıdan nefret ettiği için. Bedeninde ve ruhunda bu kadar delik olduğu için. Ve o delikler, başkalarının düşüncelerinin geçebileceği genişlikte olduğu için. Kutladı. Herkesi. Kendini. Okumayı öğrettikleri için. Okuduğunu anlamayı öğrenebildiği için. Yirmi sekiz yaşında yalnız kalabildiği için. Yirmi sekiz yıl sonra onu yalnızlığa terk ettikleri için. Terk ettikleri yer cennet olduğu için. Cennete terk edilmiş bir çocuk olduğu için.