Jacques Derrida'nın edebiyat yazılarını derleyerek Acts of Literature ismiyle yayımlayan Derek Attridge; bütünlüklü bir Felsefe ve Edebiyat serüvenine şahit olmamızı sağlıyor.
Gadamer'in, "Yazılmış olmak, edebiyat kelimesinin arka planını oluşturur," diyerek, konuşulmuş olanın doğallığına karşı, yazılan şeyi anlamlı yapan nedir? sorusuna yanıt arar.
Bu bağlamda Derrida, Gadamer'e cevap verirmiş gibi, Mitos ve logos, Doxa ve Episteme ilişkisinin temelde olduğu felsefe ve edebiyat ilişkisi kurar: Konuşulmuş olanın doğallığını ve yazılmış olanın anlamını, "Hakikat ve Kurgu" ikiliğinde açıklar.
Derrida'ya göre, Mulligan veya Dedalus, dilin veya edebiyatın dışında olan, gerçek ya da doğrulanabilir bir varoluş'a sahipmiş gibi konuşur. O halde edebiyat, verili bir metnin içinde gizli bir öz değildir; beğeni ölçüsünde değil, kurgu olarak özgür oyuna izin verme ölçüsünde Edebiyat olarak ele alınma olanağını doğasında barındırır.
Dolayısıyla sözlü veya yazılı herhangi bir metni, edebî metin olarak ele alabiliriz.
Gadamer'in, mitos ve logos'u edebiyat alanında ayırmaya gönüllü olmasına karşı Derrida, "keskin" ayrımları yapısöküme maruz bırakma eğilimindedir; yazılmış olan, konuşulmuş olandan ne kadar farklı olursa olsun; biriciklik olanağını içinde barındırdığı için edebî bir değer taşıyabilir.