Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bence en güzel söz son sözüydü. Hatta son sözün son cümlesi "Galiba yapmam gerekeni bulmuştum en sonunda. Sen dinlenedur Melek Tavus dedim, belki sen de, Tevrat'ın tanrısı gibi evreni yaratırken altı gün çok yoruldun; birinci gün ışığı, karanlığı, geceyi gündüzü yarattın, ikinci gün gök kubbeyi, daha sonra karayı, denizi otları bitkileri, tohumları, meyveleri yarattın, dördüncü gün sıra güneşe Ay'a ve yıldızlara geldi, beşinci gün yeryüzünü her türkü canlıyla doldurdun, dünyaya egemen olması için kendi suretinde insanı yarattın, onları erkek ve dişi kıldın, sonra yarattıklarına baktın ve her şeyin çok iyi olduğunu gördün. Altıncı gün gök ve yer bütün ögeleriyle tamamlanmıştı. Yedinci güne gelindiğinde yapmakta olduğun işi bitirdin ve o gün dinlenmeye çekildin; belki de yedinci gün hala sürüyor çünkü masumların, acı çekenlerin çığlıkları ulaşmıyor sana ve artık her şey güzel değil. "
Reklam
“Sesimi duyuramıyorum galiba.Çok geç kaldım. Kendimi kötülesem mi? Bir yararı dokunur mu? Senin söylediklerinden de kötü şeyler düşüneceğim!”
Sayfa 16 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Belki eski kafalı diyeceksiniz, ama bir evde kadın yoksa, orası hiçbir zaman yuva olmuyordu galiba.
O günler geldi galiba.. Sosyal medya bu tür tuhaf erkeklerle dolu..
"9-11.Bilgelere ve aptallara yemin ederim, dünyada pek çok garip şey göreceksiniz. Siz erkekler kadınlardan daha çok süs takacak, bakirelerden daha renkli elbiseler giyeceksiniz. Tüm o ayrıcalık, şıklık ve yiyecekler su gibi dağılacak ve böylelerinde eğitim ve bilgelik olmayacaktır. Eşyalarıyla birlikte mahvolacaklar. Şöhret ve görkemle dolu olmalarına rağmen, ruhları utanç, yıkım ve yokluk içinde ateşe atılacak..."
Reklam
Galiba aşkın ne olduğunu değil de aşkın ne olmadığını tanımlamak daha kolay. Örneğin sevecenlik ya da erotizm değildir aşk. Şefkat, bağlanma ya da birine sempati duymak hiç değildir. Aşk belki de, hayat ya da ruh kavramlarında olduğu gibi iyi bilindiği düşünülen ama tanımlanamayan ve bu nedenle olduğu gibi kabul edilmesi gereken bir kavramdır. Hiçbir zaman vazgeçemeyeceğimizi bildiğimiz bir yaşantı.
"Anıların tam olarak nasıl koktuklarını söyleyemem. İyi anıların kokusu bebek pudrasını andırıyor galiba. Belki babaannem hep pudra kullandığı için böyle düşünüyorumdur. Kötü anıların kokusu gereğinden fazla olgunlaşmış meyvelere benziyor. Ama bütün anılar, birkaç dakika sonra burnunuzu ya da gözünüzü yakmaya başlar. Bu yüzden onları uzun süre koklamamak en iyisi."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.