Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
480 syf.
·
Puan vermedi
Dünyada hiç kimse kendi ülkesi için çabalamış, uluslararası alanda değer gören şahsiyetlere, liderlere çarpık bakmazken, son zamanlarda artan tabiri caizse kahvehane köşelerinde tarihçiliğe soyunan bilgisiz insanların Atatürk gibi bir dehayı kulaktan dolma, hiç bir belgeye dayanmayan saçmalıklarla fısıltı şeklinde konuşarak, bilinçli veya
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,4bin okunma
Mustafa Kemal: “Gazeteci Mustafa Şerif”
Yüzbaşı Mustafa Kemal, 8 Aralık 1911'de bir grup gönüllü subayla Mısır ve Tunus üzerinden gizlice Trablusgarp'a geçmişti. Sahte kimliği vardı. "Gazeteci Mustafa Şerif" adını kullandı. Cesur bir istihbaratçı subayıydı, keskin zekaya sahip bir osmanlı subayıydı. Görevi sahte bir kimlikle bölgeye sızmak ve burada oluşturacağı örgütlerle İtalyanları ortadan kaldırmaktı.
Reklam
. Kolağası Mustafa Kemal Bey bir 'halı tüccarı' kılığında İskenderiye'ye ulaşmış oradan 'gazeteci Mustafa Şerif' olarak imzaladığı mektuplarını yine bu adla postaya vermiş ve Trablus'a geçmişti. Bütün bunlar İngiliz İstihbaratını atlatmak için düşünülmuş gizlilik önlemleriydi. Trablus'a ulaşınca sahte kimliklerini bırakıp gerçek kimlikleriyle ortaya çıkacak ve işgalci İtalyanlara kan kusturacaklardı. .
Sayfa 183Kitabı okudu
157 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Konusu ve üslubuyla sayfalar akıp gidiyor.
İlk defa bir Necip Fazıl eseri okudum ve üslubunu beğendim. Şans eseri kütüphane turunda elime aldım ve ilk sayfasından itibaren konusu ve anlatım tarzıyla sürüklemeyi başardı. Yazdığı oyunla gerçek hayatı harmanlayan Hüsrev karakteri, gazeteci arkadaşı ve doktor dostunun çıkarcılıkla karışık ihanetinin kurbanı olduktan sonra insanlara karşı güvenini kaybeder. Bu durum da okuyucunun içine fazlasıyla işler. Yanında olan dostlarına ve annesine de güvenini kaybeden Hüsrev, onların sayfalarca süren çabalarından sonra insanlara karşı tekrar güvenini kazanmaya başlar fakat artık eski Hüsrev değildir. - SPOİLER- Babasının ölümünün ve annesinin zamanında yaptığı hatanın kendisinde açtığı derin yara oyununa yansır ve kuyusunu kazmaya çalışan gazeteci Şerif ile onun eşi kendisinin ise metresi Zeynep ile son kısımlardaki diyalogları etkileyiciydi. Bana göre en etkileyici kısım ise oyundaki sahnenin gerçekliğini ortaya koymaya çalışırken yaptığı canlandırmada gizliden gizliye aşk yaşadığı Selma’yı vurmasıyla delirmeye başladığı bölümlerdi. Yazarımız bu psikolojik derinliği çok sağlam ele almış.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,4bin okunma
1210 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Atatürk her zaman akıl ve bilime dayanmış, pragmatik bir siyaset izlemiş ve ulusal egemenlik merkezli hareket etmiştir. Onun düşünce dünyası her türlü dogmatik ve totaliter ideolojilerden uzak ve özgürlükçü bir yapıya sahiptir. Zaten kendisi de bu özelliğini “Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben, milletin en büyük
Fikrimizin Rehberi
Fikrimizin RehberiErol Mütercimler · Alfa Yayıncılık · 2019277 okunma
Trablusgarb'a Gönüllü Gitti
Afrika'daki son Osmanlı tümeni "savaş olmaz" diye düşünülerek Yemen'e gönderilmişti.Kumandan ve vali vekili Neşet Bey ancak kendisi gibi genç subayları gönüllü olarak yanında buldu.Enver Bey,Fethi ( Okyar ) , Mustafa Kemal ( Atatürk ), Nuri Bey gibi bu subaylar resmen değil , gönüllü statüsüyle gönderilmişlerdir.Mesela Mustafa Kemal oraya Mısır üzerinden "gazeteci Şerif" sahte kimliğiyle gitmiştir.
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Biz sadece unuturduk. Unuttuğumuz diğerleri gibi...
Spoiler içerir. Evet bu zamana kadar uygulamada hiç kitap incelemesi yapmamıştım benim için en doğru zamanda en doğru kitapla yapmaya karar verdim. İncelemeye en baştan değil en sondan, İlhan bardakçı‘nın hatırası ile başlamaya karar verdim. Bardakçı 1972’de Mescid-i Aksa avlusunda garip bir giysiyle bekleyen bir adam görür ve kim olduğunu
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i AksaTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 20161,730 okunma
İskenderun'da öğretmenlere eğitim veriyorlar, eğitmen de çok iyi bir hoca. Bir de gazeteci götürmüşler, ben gazetecinin yorumunu okudum: "Araya çıktık, çok iyi bir eğitim, kursiyer öğretmenlere sordum: ‘Nasıl geçiyor?' Bir baktım herkes şikâyetçi. – Cumartesi günü bizi buraya getirdiler, ne işimiz var cumartesi günü? – Bu sene kaç hafta cumartesileri böyle geldiniz? – Bu ilk." Şehit olan Fatihçik de İskenderunlu, kitaplarını alıp askere götürüyor, "daha okuyacağım" diye. Okutacaklar da bu İskenderunlu öğretmenler. Bitmiş öğretmenlikleri hepsinin, tapu kadastro memuru olmuşlar.
29 Eylül 1911 Ne vakittir topraklarını genişletmek isteyen İtalya Krallığı, ilk iş olarak gözüne Libya'yı kestirdi. Savaş Osmanlı Devleti'nin kapısını çaldığında, imdada yetişecek bir donanma yoktu. Bu nedenle direniş için Ordu gönderilemedi. Tek çare. gözü kara subayların Libya'ya sızarak yerlileri örgütlemesiydi: Gönüllü subaylar birer ikişer ön plana çıkmaya başladı. Fethi Bey, Enver Bey, Eşref Bey Nuri Bey... Onlardan biri Binbaşı Mustafa Kemal'di. Gazeteci Şerif kılığında Mısır üzerinden Libya'ya sızdı ve yerlileri örgütlemeye başladı. Bu yolda ona destek verenlerin başında Senusi cemaati vardı. Onlardan biri olan Ahmet, Mustafa Kemal ve Enver ve tarafından eğitilen grubun içindeydi. İtalyanlara karşı başarılı bir direniş gösterilmesine rağmen, Balkanlar'da yükselen savaş tehlikesi nedeniyle Osmanlı Devleti, İtalyanlarla barışmak zorunda kaldı. 15 Kasım 1920 Milli Mücadele'nin en zorlu günleriydi. Ankara, milleti arkasında toplayarak Yunan ordusuna direnmek için hazırlıkları tamamlamaya çalışıyordu. İstanbul hükümeti ise Ankara'dakilerin İslam düşmanı olduğu algısını yaratmaya ve onları iş yapamaz hale getirmeye çabalıyordu. Bu girişimler Anadolu'nun bazı bölgelerinde başarıya ulaşıyor ve Ankara'ya karşı isyanlar patlak veriyordu. İşte bu çetin günlerini birinde, Ahmet'in bulunduğu tren Ankara'ya vardı. Atatürk'ün davetiye gelmişti. Yıllar sonra karşılaşan iki dost, Anadolu'nun işgalden kurtulması konusunda görüştü. Atatürk, vakti zamanında Libya için canını ortaya koymuştu, şimdi sıra Şeyh Ahmet Senusi'deydi. Ahde vefanın büyük bir örneği yaşanıyordu. ...
Sayfa 27
750 syf.
10/10 puan verdi
Bir Çift Mavi Göz
"beni görmek demek behemahal yüzümü görmek demek değildir. beni ve fikirlerimi anlıyorsanız, bu kafidir." günümüzde atamıza ilişkin yapılan televizyon programlarında onu yad etme ve hakkını teslim etme programları olması gerekirken; ne yazık ki saygı duymalı mıyız, diye tartışıyorlar.  çok yazık.  ben atatürk'ü sevmeliyiz, okumalıyız,
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
Atatürk: Modern Türkiye'nin KurucusuAndrew Mango · Remzi Kitabevi · 2004586 okunma
113 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.