Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
480 syf.
6/10 puan verdi
·
93 günde okudu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk diye başlayınca insanın beklentileri atamızın hayatı ile ilgili bilgiler, anılar ya da analizler oluyor ama maalesef 476 sayfalık bir kitapta Atatürk’ten 100 sayfa ancak bahsediliyor. Bu yüzden kitap isminin ticari kaygı ile koyulduğunu düşünenlerdenim. Bana göre ismi “Atatürk dönemi Avrupa ve Osmanlı” olsa daha mantıklı olurmuş. Okulda iyi bir öğrenci iseniz yazan çoğu şeyleri tarih kitapları ve ödevlerinden bilirsiniz. Çok fazla detaya girilmiş, konu konuyu açmış asıl anlatılmak istenen konu dağılmış. Örnek vermem gerekirse ; “ İlk Savaş Tecrübesi:Trablusgarp “ başlığı 3,5 sayfa kadar ve burda atamızdan bahsedilen iki cümle var “Trablusgarp’a gönüllü gitti, oraya Mısır üzerinden “ gazeteci Şerif “ sahte kimliğiyle gitmiştir.” Geri kalan sayfalarda İtalya’nın sömürge politikası, birinci dünya savaşında İtalya’nın emelleri gibi derin ve bana göre ayrıca bir kitap yazılabilecek konulara girmesi çok sıkıcı olmuş. Kronolojik olarak yazılması ve çok da ağır olmayan dili ( birazcık ağır :)) , kaynak göstermesi artısı. Kitabı İlber Ortaylı gibi bir hocamız değil de başka biri yazsaydı daha fazla eleştirilirdi bence.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,3bin okunma
Gazeteci Faruk Bildirici'nin kitabında bir sahne vardır; Lise'de öğretmen sınıfa sorar:"İleride ne olacaksınız?" Çocuklardan biri "Ben Türkiye'nin başbakanı olacağım!"der, öğretmen dahil bütün sınıf güler, çocuk hırs yapar. Söyleyen çocuğun adı Mesut Yılmaz! Gülmeyiver çocuğa, değil mi?Niye hırs yaptırıyorsun?
Reklam
Gazeteci Şerif
“Balkan Savaşı, Türk ordusunun katıldığı bir savaş değildir,” diyordu Mustafa Kemal, “Bu bambaşka bir şeydi, bir bozgundu, fakat Türk ordusunun bozgunu değildi. Hayır, hiç değil. Bu Türkiye’deki eskinin yıkılması, Türk ordusunun başındaki bilgisiz kumanda heyetinin geri çekilmesiydi. Balkan kuvvetleri bu savaşın sonuçlarını, o dönemde Türkiye’ ye hakim olan şahısların bilgisizliğine borçludur.”
Sayfa 139 - MasaKitabı okudu
. Kolağası Mustafa Kemal Bey bir 'halı tüccarı' kılığında İskenderiye'ye ulaşmış oradan 'gazeteci Mustafa Şerif' olarak imzaladığı mektuplarını yine bu adla postaya vermiş ve Trablus'a geçmişti. Bütün bunlar İngiliz İstihbaratını atlatmak için düşünülmuş gizlilik önlemleriydi. Trablus'a ulaşınca sahte kimliklerini bırakıp gerçek kimlikleriyle ortaya çıkacak ve işgalci İtalyanlara kan kusturacaklardı. .
Sayfa 183Kitabı okudu
157 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Konusu ve üslubuyla sayfalar akıp gidiyor.
İlk defa bir Necip Fazıl eseri okudum ve üslubunu beğendim. Şans eseri kütüphane turunda elime aldım ve ilk sayfasından itibaren konusu ve anlatım tarzıyla sürüklemeyi başardı. Yazdığı oyunla gerçek hayatı harmanlayan Hüsrev karakteri, gazeteci arkadaşı ve doktor dostunun çıkarcılıkla karışık ihanetinin kurbanı olduktan sonra insanlara karşı güvenini kaybeder. Bu durum da okuyucunun içine fazlasıyla işler. Yanında olan dostlarına ve annesine de güvenini kaybeden Hüsrev, onların sayfalarca süren çabalarından sonra insanlara karşı tekrar güvenini kazanmaya başlar fakat artık eski Hüsrev değildir. - SPOİLER- Babasının ölümünün ve annesinin zamanında yaptığı hatanın kendisinde açtığı derin yara oyununa yansır ve kuyusunu kazmaya çalışan gazeteci Şerif ile onun eşi kendisinin ise metresi Zeynep ile son kısımlardaki diyalogları etkileyiciydi. Bana göre en etkileyici kısım ise oyundaki sahnenin gerçekliğini ortaya koymaya çalışırken yaptığı canlandırmada gizliden gizliye aşk yaşadığı Selma’yı vurmasıyla delirmeye başladığı bölümlerdi. Yazarımız bu psikolojik derinliği çok sağlam ele almış.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kurtuluş Savaşı'na Hazırlık
Kurdun gözleri kısık olur. Ne gün ışığıyla ısınıp parlar, ne de etrafında dolaşıp duran sürünün saygılı bakışlarıyla yumuşar. Hep tetiktedir. Hep bir şeyi bekler. Tehlikeyi sezdiği an, karar verip harekete geçtiği andır. Çöldeki Bozkurt,  yazarın Trablusgarp savaşını anlattığı, roman türünde yazılmış bir eser. Romanın ana karakteri Mustafa
Çöldeki Bozkurt
Çöldeki BozkurtMustafa Çevik · Turkuvaz Kitap · 2022116 okunma
Reklam
29 Eylül 1911 Ne vakittir topraklarını genişletmek isteyen İtalya Krallığı, ilk iş olarak gözüne Libya'yı kestirdi. Savaş Osmanlı Devleti'nin kapısını çaldığında, imdada yetişecek bir donanma yoktu. Bu nedenle direniş için Ordu gönderilemedi. Tek çare. gözü kara subayların Libya'ya sızarak yerlileri örgütlemesiydi: Gönüllü subaylar birer ikişer ön plana çıkmaya başladı. Fethi Bey, Enver Bey, Eşref Bey Nuri Bey... Onlardan biri Binbaşı Mustafa Kemal'di. Gazeteci Şerif kılığında Mısır üzerinden Libya'ya sızdı ve yerlileri örgütlemeye başladı. Bu yolda ona destek verenlerin başında Senusi cemaati vardı. Onlardan biri olan Ahmet, Mustafa Kemal ve Enver ve tarafından eğitilen grubun içindeydi. İtalyanlara karşı başarılı bir direniş gösterilmesine rağmen, Balkanlar'da yükselen savaş tehlikesi nedeniyle Osmanlı Devleti, İtalyanlarla barışmak zorunda kaldı. 15 Kasım 1920 Milli Mücadele'nin en zorlu günleriydi. Ankara, milleti arkasında toplayarak Yunan ordusuna direnmek için hazırlıkları tamamlamaya çalışıyordu. İstanbul hükümeti ise Ankara'dakilerin İslam düşmanı olduğu algısını yaratmaya ve onları iş yapamaz hale getirmeye çabalıyordu. Bu girişimler Anadolu'nun bazı bölgelerinde başarıya ulaşıyor ve Ankara'ya karşı isyanlar patlak veriyordu. İşte bu çetin günlerini birinde, Ahmet'in bulunduğu tren Ankara'ya vardı. Atatürk'ün davetiye gelmişti. Yıllar sonra karşılaşan iki dost, Anadolu'nun işgalden kurtulması konusunda görüştü. Atatürk, vakti zamanında Libya için canını ortaya koymuştu, şimdi sıra Şeyh Ahmet Senusi'deydi. Ahde vefanın büyük bir örneği yaşanıyordu. ...
Sayfa 27
Şerhe çalışmak
Emin Kâmil şarkı söyleyen oğlan üzerinde felsefe yapıyor, İsmet Şerif milli yaralarımızı bir makale edasıyla şerhe çalışıyor, gazeteci delikanlılar hürmetle susmakta devam ediyorlardı.
Arşiv vesikasının açıkça gösterdiği gibi, Şerif Hüseyin'in tayi­nine Sadrazam Kamil Paşa aracılık etmiştir. Hatta bazı kaynak­lara göre II. Abdülhamid bizzat Kamil Paşa'yı uyararak tayine engel olmaya çalışmıştır. The Daily Telegraph yazarı Gazeteci H. St. John Philby, Şerif Hüseyin'in emirliğe atanması üzerine II. Abdülhamid'in "Eyvah, Hicaz elden gitti!' dediğini kaydetmek­tedir. Arap milliyetçiliğinin gelişimini ele alan George Anco­nius da, Abdülhamid'in Şerif Hüseyin'in Hicaz Emiri olarak atanmasına karşı çıktığını fakat İttihat Terakki'nin Abdülhamid ile ilişkileri iyi olmayan Şerif Hüseyin'in emarete atanmasında ısrarcı olduğunu kaydetmektedir.
Sayfa 56 - Kronik KitapKitabı okudu
112 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.