NEDİR İLMİN BAŞI?
Vaktiyle köyün birinde Deli Hüseyin diye anılan bir adam varmış. Yirmi yaşına varan Deli Hüseyin evlenmiş, düğün yapmış. Düğün gecesi, nikâh kıymaya gelen iki hocaefendi bir dînî mesele hakkında güzel bir sohbete başlamışlar. Genç Hüseyin hayran hayran bu mubâhaseyi dinlemiş, o yaşına kadar geçirdiği zamana hayıflanmış, içinde
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
Kapı zili ve telefon eş zamanlı çaldı. Telefona doğru yürürken, kapı zili hem çalıyor, hem de kapı tıklanıyordu. Telefonu açtığımda, cevap yoktu, karşı taraf kapatmıştı. Kim aradı acaba diye düşünürken, kapı zili ve kapı tıklaması kaldığı yerden devam ediyordu. Koştum kapıya, gözetleme deliğinden baktım ve üst kat komşum Nermin ablayı gördüm.
"...Gece bahçe ne kadar da güzeldi!.. Karanlıkta ağaçlar birleşiyor, iç içe geçmiş gibi görünüyorlardı...'Renkleri seçilmediği zaman apayrı bir güzelliği olan bir resim' dedi."
Memleketin en ücra köşelerinden birinde, denizin kenarında bir ev vardı. Bu ev, yanındaki yoldan geçenlerin dönüp bir daha bakmasına sebebiyet veren bir içtenlikle kurulmuş, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde bahçesindeki rengarenk ağaçların, üzerlerinden böceklerin ayrılamadığı çiçekleriyle o yerleşim yerinin en havalı, vazgeçilmez eviydi. Bu evde
Yaz Kalbiyle Gelir
Yaz kalbiyle gelir aramıza. Çocukça
bir nazla hızlanan suskun ve acemi
dudaklara.. Yağmuru ve bulutu
tutar, gölü efsunlar, soğuk bir bahçe
tadı bırakır gözlerin kilitlendiği
bîçare dakikalara.O kalp üşüten haz, her sabah rûha
değen netameli sıyrık; ürpertir dili
ve dilin içinde yırtılan kasveti..
Bütün gece bir mahzen
Noktalama İşaretleri
Nokta ( . )
1. Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.
Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu. (Reşat Nuri Güntekin)
2. Bazı kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa),
Selâmün Aleyküm 1k ahalisi :)
Öncelikle incelememe başlamadan önce bu hususta olan acemiliğimden ötürü sizlerden özür dilemek istiyorum. Lütfen hoş görünüz kusurlarımızı... O Hâlde başlayayım..
Her birimiz Sadi Şirazi'nin hikmetli söz ve hikayelerinden bir kaçını bilir ancak onun hikayesini bilmeyiz.
Kimdir "Sadi Şirazi" "Hafız
Bahçeye büyük bir gürültü düştü. Kalbiye, daha akşam olmadan içmeye başladığı biralardan sonra, arka bahçeye bakan salon penceresinin önündeki koltukta sızalı yarım saatten az olmuştu. Uzaktan kumandaya güçlükle uzanıp televizyonu kapatmış, üzerinden iki yudum içilmiş bira şişesini devirmeden halının üzerine bırakır bırakmaz da uyumuştu.
Kışa veda edip, bahara verdiğimiz yeni selamın arefesinde bir kez daha bir yeşil niyetle başladım okumaya. Belki üç, belki dördüncü defa.
Güzel giden, yeniden bozan havalara, mart dokuza, april beşe, koz kavuran rüzgara, kocakarı soğuklarına, toprağa, suya, havaya düşen cemreye, ağacın cesaretle çıkan ilk çiçeğine, bellenen toprağa, ekilen