"Fantazi Edebiyatı" ile "Fantastik" kavramını birbirlerinden tam olarak ayırmaya çalışmamız gerek: Fantastik, her zaman, her yerde, yazının ve konuşmanın söz konusu olduğu her durumda karşımıza çıkacaktır. Odysseus’un Sirenleri, Lukianos'un bilinmez denizlere yolculuğu, Gulliver’in akıllı atları, Cyrano de Bergerac'ın güneşe ve aya gidişi, Doktor Frankenstein'ın yaratığı, Dorian Gray'in yaşlanan portresi, Doktor Jekyll'ın Mr. Hyde'ı, Wells'in görünmeyen adamı, Gregor Samsa’nın dönüştüğü böcek, her boy ve soydan vampirler, hortlaklar, hayaletler, bunların hepsi "Fantastik" kavramının çerçevesi içinde yer alırlar. Yazarın "bugün ve burada"sında deneyimle(ye)mediği, geçmiş bilgilerinden çıkarsayamayacağı, ancak varolan bilgiyi kendi hayal gücüyle harmanlayarak türetebileceği şeylerdir muhayyilenin yaratı(k)ları.
Dimaşk'ta Arapların (müslümanlar) Dimaşk Camii (Şam Ümeyye Camii) dedikleri bir mescitleri vardır. Dünyada bucaminin bir benzerinin daha olduğunu zannetmiyorum. Halk bu caminin Ben-hadad sarayı olduğu söyler. Burada (cami)sihirli bir işçilikten çıkmış, senenin günlerine göre açılan delikleri olan kristal camdan mamul bir duvar bulunmaktadır.
Sözlükten çıkma mevcut kelimeler bana zayıf, yetersiz ve renksiz görünüyorlardı. Mühürlenmiş vagonlarda, bilinmeyene doğru yapılana son yolculuğu anlatmak için insan hangilerini kullanmalıydı?
Sözlükten çıkma mevcut kelimeler bana zayıf, yetersiz ve renksiz görünüyorlardı. Mühürlenmiş vagonlarda, bilinmeyene doğru yapılan son yolculuğu anlatmak için insan hangilerini kullanmalıydı? Ve insancıl olmayanın insani olduğu, şaşkın çocukların, tükenmiş ihtiyarların ölmek, üniformaları içerisinde kültürlü ve disiplinli adamların ise öldürmek için geldiği sapkın ve soğuk bir evrenin keşfini anlatmak için? Ve ayrılığı, alevler içerisindeki gecede, tüm bağların kopuşunu, bütün bir ailenin, bütün bir cemaatin parçalanmasını anlatmak için? Ve vardıkları gece annesiyle birlikte öldürülen altın saçlı, üzgün tebessümlü, küçük bir Yahudi kız çocuğunun kayboluşunu? El titremeden, kalp sonsuza dek parçalanmadan bunlar nasıl hatırlanabilir?
Gece Yarısı Kütüphanesi Üzerine Düşüncelerim
Matt Haig’in "Gece Yarısı Kütüphanesi", pek çok insanın içinde bulabileceği duygusal ve düşünsel bir yolculuğu konu alıyor. Kitap, her birimizin içinde barındırdığı 'keşke'leri, pişmanlıkları ve hayatın o muğlak anlam arayışını derinlemesine ele alıyor.
Kitap boyunca, Nora'nın
Her karanlık kendisinden önce gelen aydınlığın anılarını kum saatinin taneleri aktıkça biraz daha siler. Usta yazar Stephen King, ''Karanlık Öyküler'' kitabında 14 hikaye ile sizlerin gözlerinizin önüne, kalplerinizin dar koridorlarına geliyor. Bu birbirinden farklı konulardaki hikayeler neler mi? Kısaca paylaşayım.
Dört
“O sırada içimi okuyabilen biri çıkageldi. Bir vahiy gibiydi. Ve bir umut yeşertti.”
Yıllar önce bir arkadaşımın tavsiyesi ile filmini izlediğim, yıllar sonra da bir kitapçıda karşıma çıkıp hemen aldığım bir kitap Lizbon’a Gece Treni. Filmiyle arasında çok büyük farklar var, kitabı daha güzel tabi ki :) Neyse lafı uzatmadan konusuna gelelim:
Yorgun argın alırım yatağımda soluğu
Yatak, yol yorgununa en hoş dinlenme yeri
Ama bu sefer başlar aklımın yolculuğu
Kafam çırpınır gövdem bitirmişken işleri
Depreşen duygularım gurbet elden o zaman
Sana varmak isteyip uğrunda hacca çıkar Baygınlaşmış gözlerim açıldıkça durmadan
Sırf körlerin gördüğü karanlıklara bakar
Hiç değilse ruhumda düş kuran bir göz var da
Görmeyen bakışıma senden hayal getirir
Hayalin karanlıkta elmas gibi parlar da
Korkunç geceyi süsler, ona taze yüz verir.
Gündüz bedenim, gece aklım huzur bulmaz
Gövdeyle baş senden de benden de kurtulamaz.
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
Benim için okuması başlarda kolay olmadı odaklanma problemi yaşadım. Yarım bırakıp sonra devam etmeyi düşündüm ama bırakmakta istemiyordum. İyi ki de okumuşum.
Kitabın konusuna gelecek olursak;
Martin Eden’in sıfırdan başlayıp herkese ve her şeye rağmen hedefine ulaşma yolculuğu… Peki hedefine ulaşmak onu mutlu edecek midir?
Martin Eden, toplumdaki zengin sosyeteler gibi kültür ve bilgi bakımından gelişmek, ünlü bir yazar olarak sevgilisi Ruth’un gözünde saygın bir konuma gelmek isteyen ancak maddi sıkıntılar ve açlık içinde yaşayan eğitimsiz bir denizcidir.
Sevgilisi Ruth ise belli kalıplar içinde büyümüştür ve onun için başarı, eğitim görüp bir iş sahibi olmaktır.
Martin amaçlarına ulaşabilmek için gece gündüz kitap okur, çok az uyur ve çok çalışır. Ünlü bir yazar olabilmek için hikayeler yazar ancak gönderdiği tüm hikayeler dergiler tarafından reddedilir.
Bilgi edindikçe aslında bilgi ve kültür bakımından gelişmiş olduğunu düşündüğü bu insanları gözünde büyüttüğünü ve eğitimlerine rağmen cahil olduklarını düşünür.
Başarıya ulaştığında ise insanların gerçek yüzünü acı bir şekilde öğrenecektir.
Martin’in hedefine ulaşmak için gösterdiği çaba, kendine olan güveni ve pes etmemesi ile birlikte içinde bulunduğu toplumun davranışlarını da okuyoruz. Toplumdaki sınıf farklılığı, insanlardaki ikiyüzlülük, popüler olan şeylere olan ilgi net bir şekilde işlenmiş. Kendi yaşadığımız toplumdan da izler bulacağımıza eminim..
Martin EdenJack London · İndigo Kitap · 201890,3bin okunma
pamukkale turizm.. gece yolculuğu.. çözülemeyen klima sorunu.. dinlenme tesisinde belirsiz bir süre ve iki kere otobüsün yerinin değiştirilmesi.. ve yarın iş..