Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mayısın dizi dibinde çiçekler nasıl biterse, Gecenin dağınık saçlarından yıldızlar nasıl düşerse, Rüzgarların çağrısına nasıl uyarsa dalgalar, Düşünceleri ayaklandırdı geçtiği yerde o adımlar. Ve yere serilmiş kalabalık Baktı kana batmış ayak bileklerine dek, Umut, o erden, dingin mi dingin, Geçiyordu edasıyla sessizliğin: Ve doğuştan uçuk benizli Anarşi öldü, Yedi kat yerin dibine gömüldü; Rüzgar kadar vahşi Ölümün Atları Tozu dumana katarak toynakları Ezip geçti katil kalabalıkları. .
Sayfa 60 - VakıfBank Kültür YayınlarıKitabı okudu
neva bulvarı'nın işi gücü yalan, işi gücü gözbağcılıktır. özellikle de gecenin var gücüyle bulvarın üzerine abanmasıyla binaların soluk sarı, ak duvarlarının değişik bir görünüm aldığı ve tümüyle ışığa, şamataya gömülen kentte, atları üzerinde çığlık atarak havaya zıplayan arabacıların, arabalarını köprülerden uçarcasına geçirdiği ve nesnelerin gerçek olmayan yüzlerini gösterebilmek için sokak lambalarını şeytanın kendisinin yaktığı zamanlarda.
Reklam
ölü nal sesleri
çatılardan sarkardı gülüşlerimiz eskiden yalnızlığın yol olurdu güneş henüz bu kadar yakmazken zor değildi göğsünde sarı sıcak kalmak ve yürümek toprağında tenim asılmış gecenin duvarına bir kapıya mıhlanmış adım dua dua dua içimdeki atları uyandır kaçamıyorum
Osmanlı atları şeker tadıyla kan kokusunu birlikte algılar nedense. Gecenin bu saatinde hala kişnemelerine, eşinmelerine, yerlerinde duramayışlarına bakılırsa bu tadı almışlar bile.
Göğü atlıyorum. Geniş göğü, ferah balkon ları atlıyorum Mutlu çocuk yüzlerini atlıyorum atlıyorum suyu, soluyan diri atları Yaylaları ormanları atlıyorum da Varıp Ellas'ta duruyorum. Gecenin Ellas'ında
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Reklam
Günün gürültüsü patırtı içinde özlediğim sessizlikle, gecenin bu saatinde kavuştuğum sessizlik aynı değildi. Hiçbir şeyin yokluğu varlığına denk değildi.
Sayfa 116 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ben aşık olmadım kimseye sonra, oldum sandım, gecenin bir vakti başka bir adamın yüzünde onun yüzünü görünce anladım ki, olmamışım. Yine de idare ettim. Boş kalbim tangırdarken göğüs kafesimin içinde, duymazdan geldim, sever gibi yaptım birilerini, sevdim de belki, yani biraz. Ama işte bilirsin, üstünde durmadım çok. Zaman da girince araya, unuttum gitti, hepsini, her şeyi.
Sayfa 90 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Birden masadaki kitap dikkatimi çekti, kapağındaki toplu konutları hatırladım önce, Sinek Isırıklarının Müellifi. Pazarda annesini kaybetmiş de bulmuş çocuk gibi sevindim. İçime gecenin başından beri ilk kez hissettiğim bir duygu peyda oldu, yalnız değildim.
Sayfa 57 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ben aşık olmadım kimseye sonra, oldum sandım, gecenin bir vakti başka bir adamın yüzünde onun yüzünü görünce anladım ki, olmamışım.
Reklam
“Doğurmuştum onu sanki, uzun sürmüştü sancım, ama en nihayetinde doğurup salmıştım dünyaya. Ben aşık olma­dım kimseye sonra, oldum sandım, gecenin bir vakti başka bir adamın yüzünde onun yüzünü görünce anladım ki, olmamışım. Yine de idare ettim. Boş kalbim tangırdarken göğüs kafesimin içinde, duymazdan geldim, sever gibi yaptım birilerini, sevdim de belki, yani biraz. Ama işte bilirsin, üstünde durmadım çok. Za­man da girince araya, unuttum gitti, hepsini, her şeyi.”
Ben aşık olmadım kimseye sonra, oldum sandım, gecenin bir vakti başka bir adamın yüzünde onun yüzünü görünce anladım ki, olmamışım.
241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.