Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dans etmeyi kesin!" "Tanrı'yla alay ediyorsunuz, O size başka azaplar çektirecek!" diyor biri yaklaşırken.Bir başkası dans edenlere neredeyse değerek, "Bu çılgınlığın cezası olarak cehennemde yanacaksınız!" diye haykırıyor.İlk bağıran içindeki zehri kusuyor: "Zifiri karanlıklar sizi ışıksız bir geceye gömecek yakında.Eşi benzeri olmayan bir felaket gelecek başimza!"
Sayfa 16 - Sel yayıncılık 3.baskıKitabı okudu
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir, genç bir insanın tüm hareketlerinde kendisini gösteren "zihinsel bir zafiyettir." Saatlerce uyur ve ahmak, mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. Ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır. Kendisini "hazır" hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli, soğuk bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur, isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur ve hep dalgındır: hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır, reklamlara kadar gazeteyi okur, çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir ama bu enerjiyi de dedikodu yaparak, gereksiz tartışmalara girerek ve daha beteri iftira atarak(çünkü tüm aylaklar kıskançtır)harcar. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer. işine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır.
Reklam
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir. Genç bir insanın tüm hareketlerinde kendisini gösteren "zihinsel zafiyettir." Saatlerce uyur ve ahmakçak, mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. Ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır. Kendisi hazır hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli soğur bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur. İsteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur. Hep dalgındır. Hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyanalanır, telefonda saçma sayfaları inceler, bunu yaparken hiçbir çaba sarfetmrsine gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir. Bu enerjiyi de dedikodu yaparak, gereksiz tartışmalara girerek ve daha beteri iftira atarak (çünkü tüm çatlaklar kskançtır) harcar. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa gider. İşine yaklaşırken bırakmadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır. Bu dünyada biraz zorluk çekilmeden mutlu olunmaz. Tüm mutluluklar çaba ister.
Sayfa 21 - Flipper YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir, genç bir insanın tüm hareketlerinde kendisini gösteren "zihinsel bir zafiyettir". Saatlerce uyur ve ahmak, mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. Ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır. Kendisini "hazır" hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli, soğuk bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur, isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur ve hep dalgındır; hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır, reklamlara kadar gazeteyi okur, çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir ama bu enerjiyi de dedikodu yaparak, gereksiz tartışmalara girerek ve daha beteri iftira atarak (çünkü tüm aylaklar kıskançtır) harcar. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer. İşine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır. Bu dünyada biraz zorluk çekmeden mutlu olunmaz. Tüm mutluluklar biraz çaba ister.
Sahanın kenarına yaklaşırken Willie Mays çarptı gözüme. Kim olduğundan en ufak bir kuşkum yoktu. Willie Mays’ti, formasını çıkarmış, günlük giysileriyle 2-3 metre kadar uzağımda dikiliyordu. Onun olduğu yöne doğru yürümeyi nasılsa becerebildim ve sonra, bütün cesaretimi toplayıp birkaç sözcük çıkarabildim ağzımdan: “Bay Mays,” dedim, “imzanızı
günlüğümü okur gibi okuyorum bu satırları ahaahah
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir, genç bir insanın tüm hareketlerimde kendisini gösteren “zihinsel bir zafiyettir.” Kendisini hazır hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli ve soğuk bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur, isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur ve hep dalgındır; hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır, reklamlara kadar gazeteyi okur, çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer. İşine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır...
Sayfa 22
Reklam
Makale Brodskynin , Robert frost’un “içeri gel” adlı şiirinin ilk iki dörtlüğünün analiz ile başlıyordu. Ormanın kenarına yaklaşırken, Ardıçkuşu şarkı söyler- dinle! Eğer dışarıda alacakaranlık varsa, İçerisi karanlıkta. Ormanın içi bir kuş için fazla karanlık, Kanatların ustalığıyla, Tüneğini geceye hazırlamak için Hala şarkı söyleyebilse de. ...Brodsky Şiirin daha karanlık bir anlam taşıdığını gösteriyordu...
öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir genç bir insan tüm hareketlerinde kendisini gösteren zihinsel bir zaafiyettir saatlerce uyur ve ahmak mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır kendisini hazır hissetmez içinden çalışmak gelmez bu dünya onun için kederli soğuk bir yerdir üşengeçliği yüzünden okunur isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir hareketleri ağır uyuşuktur ve hep dalgın dır hareketlerinde ne canlılık nede itina vardır bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır. reklamlara kadar gazeteyi okur çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir ama bu enerjiyi dedikodu yaparak harcar akşam geç saatlerde bu talihsiz genç önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer işine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onu tüm zevkini elinden alır.
Hint Mitolojisi'nden Felsefi Hikayeler: Okyanusu İçen Kutsal Adam
"Agastya: İndra'nın yağmur yağdırması ya da yağdırmaması önemli değildir. Eğer bana hiç saygı göstermezse, kendimi lndra'ya dönüştürürüm ve tüm yaratıkları canlı olarak muhafaza ederim. Hatta, "tekrar tekrar yeni dünyalar yaratabilirim 'dedi. Eski çağlarda, Agastya adındaki kutsal bir adam Hindistan'ın orta kesiminde Vindya