Bir ölüm neleri götürür kendiyle birlikte?
Bu soruyla başlayalım incelememize. Tarih 6 Şubat, ölümü konuşmak, ölüm üzerine düşünmek hatta ölümden başka hiçbir şey yapmamak günü bugün, istemsizce!
Eserin kahramanı intihar eden Başak. Bir söz vardır, “ölenle ölünmüyor,” sormak gerek geriye kalınca da yaşanabiliyor mu, diye. Dışarıdan baktığında
Gençlik Rehberi'nde izahı bulunan ibretli bir hâdise'nin hülâsası şudur:
Bir zaman,Eskişehir Hapishânesi'nin penceresinde bir Cumhuriyet Bayramı'nda oturmuştum. Karşıdaki lise mektebinin büyük kızları,onun avlusunda gülerek raksediyorlardı. Birden mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki; o elli-altmış kızlardan ve talebelerden kırk-ellisi kabirde toprak oluyorlar,azap çekiyorlar.. ve on tanesi,yetmiş-seksen yaşında çirkinleşmiş,gençliğinde iffetini muhafaza etmediğinden sevmek beklediği nazarlardan nefret görüyorlar..kat'î müşâhade ettim.Onların o acınacak hâllerine ağladım.Hapishânedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler,geldiler,sordular.Ben dedim:"Şimdi beni kendi hâlime bırakınız,gidiniz..."
Evet,gördüğüm hakikattir,hayal değil! Nasıl ki bu yaz ve gündüz âhiri kıştır,öyle de gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır.Geçmiş zamanın elli sene evvelki hâdisâtı sinema ile hâl-i hazırda gösterildiği gibi gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hâdisâtını gösteren bir sinema bulunsa,ehl-i dalâlet ve sefâhetin elli-altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilse idi,şimdiki güldüklerine ve gayr-i meşrû keyiflerine nefretler ve teellümlerle ağlayacaklardı.
Bir hüzün ile birlikte tatile çıkmayalı epey zaman geçmiş. Şehirlerarası yollarda, uçsuz bucaksız yalnızlıklara karşı bir sigara tüttürememenin acısı, bir o kadar da ürkütücü!
(Ocak ayı öykü etkinliği)
Büyük Patlamanın üzerinden 13 milyar yıl geçmiş. Halbuki daha dün gibi. Ne kadar hızlı geçiyor zaman. Sanki o andan beri eskimekteyim. Fizik, büyük patlamayla başladığını söylüyor zaman kavramının. Doğarken maruz kaldığı bu yoğun şiddet yüzünden mi bu kadar gaddar bize karşı. Tik tak tik tak tik tak... Allahın cezası
"Bir ansiklopediye geçmiş ifadeyle, «hapisleri üniversite yıllarından çok olan» Necip Fazıl, 1943’den başlayarak 1947-1950-1951-1952-1957-1959 ve 1960 senelerinde cezaevine girdi. Son mahkûmiyet kararı ise vefatı sebebiyle infaz edilemedi.
1955’de «Yılanlı Kuyudan» ismiyle yayınlanmış olan eser, hapishane günlerinin, «büyük sanatkâr»a has,
Uzun zaman sonra ilk defa bir kitabı bitirir bitirmez başladım yazmaya. Belki de uzun zamandır bana bu kadar iyi hissettirecek bir kitap okumamışımdır. Hissettiklerim hiç soğumasın, satırlarım eksik kalmasın istedim. Sanki biraz daha geç kalırsam söyleyeceğim bir şeyler eksik kalacakmış gibi geldi. Yalom’u mutlaka duymuşsunuzdur. Günübirlik
Nobel Ödülü sahibi Herta Müller’in dilimize sadece dört kitabının çevrilmesi çok büyük bir talihsizlik. Üstelik bu kitaplardan sadece ikisinin baskısının olması da bir o kadar üzücü. Müller yeni bir kitabının çevrilmesini merakla beklediğim yazarların en başında geliyor. Yazar genellikle Çavuşesku rejimi altındaki Romanya hakkında yazıyor.
Şuan kitabı bitirdim. Kitabın konusundan bahsetmek istiyorum öncelikle kısaca önemli olan yerleri anlatacağım. Mahinev adlı karakterimizin babaannesi Mahinev’e okumasını istediği bir kitap verir ve Azize yazan tarot kartı ayracı vardır.Mahinev bu kitabı okumaya başladığında kendini Hiç bilmediği Varta isimli şehirde bulur. Gözlerini açtığında