Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
«Gençler akıllı ve sabırlı bir çiftçi tutumu içinde kendi köklerini, özlerini besleyip güçlendirmeyi önemsemeli.»
Sayfa 177
175 syf.
8/10 puan verdi
Kalbe sükûnet gelince İnsanı yerin altına koyuyorlar Zaman ve şuan da görülen şeyler var kitapta yine engel olunan bir aşk Zenginliği, yoksulluğu, köleliği,ızdırabı aşamayan bir sevda yitip giden iki genç. Her engelde biten sevdalar, yürekler, aşklar... Her yok oluşta ızdırap çeken gençler, sevdalılar,kalpler Ve yine nefsine engel olamayan aşka saygı duymayan vicdansızlar Aşk öldü sevgi öldü yürek öldü bu eserde
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Ren Kitap · 202046,2bin okunma
Reklam
"Gençler düşünebilse,ihtiyarlar yapabilse ." (V.Hugo) Ne güzel bir tespit.
Sayfa 46 - RağbetKitabı okuyor
"Yarınki Türkiye'nin kurucuları; yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lâkin gösterişsiz ve nümâyişsiz çalışan, ruh cephesinin mâden işçileri olacaklardır. Bu ruh hamlesinin ilk ve esaslı işi, insan yetiştirmektir. Hünerleri hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükâfatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir." - Merhum Nurettin Topçu Hoca
Sayfa 11 - Erkam YayınlarıKitabı okuyor
ÇERKES ZAHİD KEVSERÎ...
M. Sabri Efendi ve Zahid Kevserî hocalarımızın farklı oldukları, anlaşamadıkları ikinci husus da kavmiyetçilik bahsinde idi. M. Sabri Efendi, kimsenin hangi kavimden olduğunu sormaz, araştırmaz ve buna ehemmiyet vermezdi. Kendisi Tokatlı bir Türk ailesindendi. Fakat namazlı, faziletli Müslüman gençleri, hangi kavimden olursa olsun severdi. Namaz kılmayan, dine uzak duran Türklerle görüşmez, buna karşılık, Arnavut, Kürt, Boşnak, Çerkes, Arap yahut Afrikalı kim olursa olsun dindar, faziletli gençlere iltifat eder, onları yurt ve medrese odalarında ziyaret ederek sevindirirdi. Bu gençler, "Şeyhü'l-İslâm hazretleri bizi ziyarete gelmiş." diye yere göğe sığmaz, o kadar memnun olurlardı. E, kolay değil tabiî... Boşuna Mustafa Sabri olmamıştı. Hazret; ad, san, unvan, şöhret gibi şeyleri mühimsemez, sadece iyi, dindar, faziletli, ahlâklı insanları severdi. Hatır için konuşmaz, iş yapmazdı. Sevmesi de sövmesi de açıktandı... Buna karşılık Zahid Kevserî Hocamız, Çerkes kavmine mensup olanları, iyi kötü demez kayırır, onlara arka çıkardı...
Sayfa 180 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Zahid-ül Kevserî-, Kavmiyetçilik Meselesi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Azîz gençler; Haddinizi de bilin. Hakkınızı da bilin! Ezik olmayın! Siz bir Cihan İmparatorluğu vârisisiniz! Dünya'ya o gözle bakın... Kadir Mısıroğlu
Reklam
"Okul kurallarına sorgulamadan uymamız gerekiyormuş. Sonra da özgür düşünen ve sorgulayan gençler olmamız bekleniyor. Daha taktığımız tokaya itiraz edemiyoruz ki dünyanın karşısında duralım!"
212 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Beyhude Ömrüm
Beyhude ömrüm kitabının ilk sayfalarında İmece usulü yapılan rekabetli bir hasattan bahsediyordu .Son sayfalarında belki de aynı yerde beyhude bir ömrün (!) son bulurken kimseciklerin kendi çocuklarının dâhi haberi olmadığını okudum.200 sayfalık kitaba ne çok şey sığdırmış Mustafa Kutlu. Kahramanımızın ilk önce hayallerini sonra da hayatını
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,4bin okunma
Modern insanlar tatlıyı neden bu kadar seviyor dersiniz? 21. yüzyılın başında insanlar hayatta kalmak için çikolata ve dondurmayla beslenmek zorunda değildi ancak Taş Devri'ndeki atalarımızın tatlı bir meyve ya da bal bulduklarında yapmaları gereken en akıllıca şey yiyebildikleri kadar çok tatlı yemekti. Neden gençler dikkatsiz araç kullanır, kavgaya karışır ya da internette gizli bilgileri hacklemeye çalışırlar? Çünkü bugün manasız hatta yararsız görünen tüm bu arkaik genetik kararlar, 70 bin yıl önce evrimsel olarak çok gerekliydi. Bir mamutun peşinde hayatını tehlikeye atarak korkusuzca koşabilen genç bir avcı, tüm rakiplerini eleyerek yöredeki güzelin gönlünü çalabilirdi; şimdiyse elimizde sadece bu maço genler kaldı.
Sayfa 92
Vezirler evlerine vezirlik töreni ile dönmek için savaş arabalarına binmek istiyorlardı. Fakat korkak Tutaşil, Kaskalarla yaptığı savaşta savaş arabalarının hepsini kaybetmişti. Başka çare yoktu: Yayan gideceklerdi. Saray bahçesine çıktıkları zaman bütün halkın sızıp yatmış olduğunu gördüler. Büsbütün sızmamış olan bazı gençler birtakım kadınlarla uygunsuz bir durumda idiler. Bu manzara, İlânasam'ın namusuna dokundu: - Alçak herifler! Utanmıyor musunuz? diye bağırdı. Sarhoş gençlerden biri başını kaldırarak: - Kızma vezir hazretleri! Sizin çatı altında yaptığınızı biz yıldızların altında yapıyoruz! diye cevap verdi. Cüce İrdas sarhoşluktan kekeleyerek homurdandı: - Halkın eşekten farkı yoktur! Buna da başka bir genç cevap verdi: - Eşeğin de senden...
Sayfa 73 - Dalkavuklar Gecesi, 10- Kahramanlar GecesiKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.