Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Duygudaşlığın yitimi nasıl telafi edilir?
Eğer bir zamanlar yaşadığımız kurban durumunda oluşun yaralarını bastırmak zorunda kalırsak başkalarının acısını hissetme yetimizi de kurban etmiş oluyoruz. Bunun yerini, bizi insan oluşumuzun felce uğramasından kurtaracağını sandığımız bir kendine acıma alıyor. Kendine acıma duygusu bize iki şekilde yardım ediyor: Birincisi, bizi gerçek yaramızı ve gerçek acımızı algılamaktan "koruyor", bunun yerine, oynadığımız rol yeterince takdir görmediği için kendimize acıyoruz. Diğer yandan kendimize acıyışımız bizi yine sevilmemenin acısından "koruyan" bir tür özseverlik, bir narsisizm oluşturuyor. Klinik literatürde yanlış yorumlanan ve onursuzca bir özseverlik olarak küçümsenen bu narsisizm aslında psikolojik bakımdan hayatta kalmamızı sağlıyor: Çünkü bir çocuk kendisine verilen acıya ve yaralara ancak bunları tersine çevirerek, yani inkâr ederek ve dünya düzgünmüş gibi davranarak katlanabilir. Narsisizm, uyum sağlamış kişi rolünü ne kadar iyi oynadığımıza, ne kadar "doğru" davrandığımıza yönelik bir özseverlik biçiminde, sevilmeyi mümkün kılıyor.
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Lacancı teori, bu öznenin dış-yakınlığı, insanın daha kuruluşunda, ayna evresinde kaybettiği saf imgeselliğe, hep kendi dışında kalmak zorunda olanın, birey olarak başka'nın saf sorumluluğuna dönüşe imkansızlığa vurgu yapar. Dış-yakınlık ne ben'in ortadan yitişine ne de saf sorumluluğun etik emrine dönüşür, daha çok kendi kuruluşundan itibaren dışarıyla içeri arasında sıkışan ve bu halde varolan insanın imgeseli ile simgeseli arasında sıkıştığı, gerçeğin puslu görüntüsü içinde arzuladığını elde etmeye yöneldiği fakat elde etmek istediği o büyük Başka'nın, o en yüce fallusun gece-gerçekliğinde tatmin edilemez dolu bir boşluk olarak yaşamaya mahkum olduğunu, bunun insan olmak demek olduğunu anlatır. İnsan daha ilk bilinçlilik anından itibaren yarılmıştır yarılmış varlık tam da bizim her an dünyaya baktığımızda, gördüğümüz, anladığımız, duyduğumuz, yaşadığımızı sandığımız o dış-dünyanın, aslında bize ne kadar da uzak olduğunu, onun yerine geçmenin, dünya olmanın, gerçek ile yakınlaşmanın ne kadar da imkansız olduğunu hatırlatır: Sanki insan dolu bir evrendeki gezici yarıktır ve bu yarık gerçeğin varoluşunun nefes aldığı hastalıklı yarıktır: "Şimdi dünyaya bakıyorum (tam yazdığım bu anda) ve onu bir türlü anlayamamanın, onun bir türlü yakına gelememenin, her imgenin, her hareketin, her sesin, her kokunun, her giysinin, her insanın kafamda ifade ettiği şeylerden uzaklaşamamanın bir sonucu olduğunu; sürekli aradığım o çekirdek-mutlağı, her şeyin arkasındaki koşulsuzu -büyük Başka'nın yüreğini- kendi içimdeki ben nedeniyle elde edemediğimi biliyorum.
Sayfa 237 - Dış-Yakınlığın Çıkmazı ile Dışarının Sorumluluğu Arasında: "Lacan ve Levinas'ta Başka" / Volkan ÇelebiKitabı okuyor
Duygudaşlığın yitimi nasıl telafi edilir?
Eğer bir zamanlar yaşadığımız kurban durumunda oluşun yaralarını bastırmak zorunda kalırsak başkalarının acısını hissetme yetimizi de kurban etmiş oluyoruz. Bunun yerini, bizi insan oluşumuzun felce uğramasından kurtaracağını sandığımız bir kendine acıma alıyor. Kendine acıma duygusu bize iki şekilde yardım ediyor: Birincisi, bizi gerçek yaramızı ve gerçek acımızı algılamaktan "koruyor", bunun yerine, oynadığımız rol yeterince takdir görmediği için kendimize acıyoruz. Diğer yandan kendimize acıyışımız bizi yine sevilmemenin acısından "koruyan" bir tür özseverlik, bir narsisizm oluşturuyor. Klinik literatürde yanlış yorumlanan ve onursuzca bir özseverlik olarak küçümsenen bu narsisizm aslında psikolojik bakımdan hayatta kalmamızı sağlıyor: Çünkü bir çocuk kendisine verilen acıya ve yaralara ancak bunları tersine çevirerek, yani inkâr ederek ve dünya düzgünmüş gibi davranarak katlanabilir. Narsisizm, uyum sağlamış kişi rolünü ne kadar iyi oynadığımıza, ne kadar "doğru" davrandığımıza yönelik bir özseverlik biçiminde, sevilmeyi mümkün kılıyor.
Sayfa 40 - Çitlembik Yayınları, 2. Baskı 2008, Kimliğimiz
Reklam
353 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
BEL ÜSTÜ KELEBEK*
“Sanmak bir çöldür, orada herkes kaybolabilir.” der M. Mungan. Hiç sanmıyorum bu cümleyi unutabileceğimi çünkü hayatımızın yarıdan fazlası sanrılarımızdan oluşuyor. Kendi sanrılarımızda kayboluyoruz hepimiz. Herkes hayatını öyle sanıyor. Bir çölde yaşamak bu işte. Sonra… Birileri. Hayatına giriyorlar. Çölüne fidanlar dikiyorlar. Büyüyor
Yaban Koyununun İzinde
Yaban Koyununun İzindeHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,017 okunma
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
90 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.