·
Puan vermedi
Kitabı okumaya başladığımdan beri kendi içimde çözemediğim ne kadar soru ve sıkıntı varsa sanki yazar bunları biliyormuş ve bunun için yazmış gibi hissediyorum, bitmedi ve hâlâ da öyle. Bence bitmemesi gereken bir kitap.. Sayfa 90 ile 100 arasında Uhud Muharebesi sonrası inen ayet kapsamında anlatılan kısım çok hoşuma gitti ve herkesin özellikle o
Dirilt Kalbini
Dirilt KalbiniNouman Ali Khan · Timaş Yayınları · 201710,3bin okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Saramago uzun zamandır okumak istediğim bir yazardır ve başlangıcı körlük ile yaptım . Kitapta körlük kavramını çok irdeledim. Acaba bizler gerçekten görebiliyor muyuz? Sahiden körlük nedir ya da görmek nedir?.. Körlük dediğimiz zaman aklımıza genelde görme fonksiyonumuzu kaybetmek gelir. Peki ya diğer fonksiyonlarımızı kaybettiğimiz hiç akla geliyor mu ? Mesela vicdan, mesela yardım etme duygusu vb. Bunların bizde ne kadar var olduğunu gerçekten biliyor muyuz ya da olup olmadığının farkında mıyız? Saramago bunlara çok güzel değinmiş. Okurlara da düşünme payı bıraktığı da aşikâr. Ayrıca kitapta doktorun karısı olan karaktere hayran kalmamak elde değil; sabrı, yardım severliği, olaylar karşısındaki soğuk kanlı duruşu, azmi ve güçlülüğü karşısında ancak hayranlık duyuyorsunuz. Kitabı okuduktan sonra gerçek görmenin ne demek olduğunu, gözlerimizin önemini birkez daha anlamış oluyoruz. Son olarak kitapta beğendiğim bir alıntı ile bitiriyorum "bakabiliyorsan gör, görebiliyorsan fark et."
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105,1bin okunma
Reklam
Hâtıralarımıza sığınıp zamanın içinden sanki sıyrılıvermek... Elbette hoş bir şey; fakat kabil mi? Geçmiş günlerimiz gerçekten de geçmiş midir? Bıraktıkları hâtıralar bugünün tesirinde değil midir?.. Hâtıralarımız da bizimle beraber yaşar, bizimle beraber değişir. Bugünün dün üzerinde tesiri vardır. Tarihin insanlarını oldukları gibi görebiliyor muyuz? Onları anlamak için kendi hislerimizden, görüşlerimizden uzaklaşabiliyor muyuz?.. Dünkü bize de gene bugünkü bizin gözleriyle bakmıyor muyuz?
Sayfa 42 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geçmiş günlerimiz gerçekten geçmiş midir? Bıraktıkları hâtıralar büğünün tesirinde değil midir?.. Hâtıralarımız da bizimle beraber yaşar, bizimle beraber değişir. Büğünün dün üzerinde tesiri vardır. Tarihin insanlarını oldukları gibi görebiliyor muyuz? Onları anlamak için kendi hislerimizden, görüşlerimizden uzaklaşabiliyor muyuz?.. Dünkü bize de gene büğünkü bizin gözleriyle bakmıyor muyuz? Hâtıralarımızı yaratan da gene yaşadığımız an, akmakta olan zamandır. İşte akşam üzeri, bir ağacın altında, artık silinen manzarayı görsem bile fark etmeden, kimi benim çağırdığım, kimi de kendiliklerinden üşüşen hâtıralara gönlümü açmış, öyle duruyorum. Sanki yaşamıyorum; etrafımı çeviren her şeyden uzakta, geçmişe karışmış gitmişim. O kadar ki biri gelip yavaşça koluma dokunsa, birdenbire hiç tanımadığım bir âleme düşmüş gibi ürpereceğim, bu günle hiçbir ilişiği olmıyan bir dünyadayım... Vehim! Sadece vehim!.. O hayalleri kuran da, o hâtıralara kendini bırakan da büğünkü ben değil miyim? Geçmişi olduğu gibi görmek hiç mümkün mü? Her an hâtıralarımı kendim yaratıyorum; geçmişteki hiçbir halimi olduğu gibi göremiyorum. Geçmişteki bir günüme, safhalarını en iyi hatırladığım bir güne dönebilsem kim bilir ne kadar şaşırırım; onu sandığımdan büsbütün başka türlü bulurum da ondan. Bir günün hâtırasına ondan sonra gelmiş günlerin izleri eklenir; hiçbir hâtıra saf değildir; hâfızamıza olduğu gibi nakşettiğimizi sandığımız anlar da gene hayalimizin, daima zamanın tesir ettiği hayalimizin yarattığı şeylerdir...
Sayfa 42 - 43, HâtıralarKitabı okudu
Gökyüzünü, yıldızları, ağaçları, suyu, taşları gerçekten de oldukları gibi net ve etkilenmemiş bir zihin ile görebiliyor muyuz?
Sayfa 105Kitabı okudu
325 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aklın, zekanın, güvenin ,inanmanın, sevginin, sevmenin veya sevilmenin sürekli olarak teraziye koyulduğu bir hikaye. Charlie hissettikleriyle, söyledikleriyle, kimi zaman yazısıyla kimi zaman hatırladıklarıyla veya hatırlayamadıklarıyla kuruyor o teraziyi. Sanki o teraziyi sizin gözünüzün önünde tartıyor veya tartamıyor. Terazi mi bozuk? İnsanlar mı? Okurken canınızı yakacak bir hikaye onunki. Çünkü bizden, içimizden biri o. Yolda, sokakta, pastanede, otobüste her yerde var Charlie'ler. Sizce biz onları gerçekten fark edebiliyor, gerçekten içlerini görebiliyor muyuz? Gerçekten baksak, içlerini görebilir miyiz? Aslında görebiliriz çünkü bizim gibi maskelerini kuşanıp çıkmıyorlar sokağa. Bu kadar duru olan o insanları fark edememek hepimizin hatası. Kitap bu konuda bize ışık oluyor; onlar varlar ,hep vardılar ve hep var olacaklar . Sevginin, insan yerine konabilmenin en ufak kırıntısına muhtaç hissederek sürdürüyorlar hayatlarını. Görünür olmak, duyulur olmak, adam olmak, insan olmak gayretiyle tutunuyorlar hayata hem de hayatın tüm aşağılamalarına ve şansızlığına rağmen. kitabın sonunda size de bir terazi kurdurtsun kitap. düşünün ve tartın bakalım Charlie'lere olan hassasiyetiyetinizi.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201575 okunma
Reklam
46 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.