Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tarıma bağlı şehirleşme ve şehirleşmenin hızla yaygınlaşması da beynin doğadaki yeteneklerini birer birer gereksiz kılmaya başladı. Tüm zihinsel ve duygusal özelliklerimizin yönetim yeri olan beynimiz, yakıt tüketimi açısından oldukça maliyetli bir beden parçası olduğundan kullanılmayan işlevler söz konusu olduğunda yapısında küçülmeye gitmesi veya başka bir deyişle bu yönde gerilemesi gayet mantıklıdır.
Eğer sınav döneminde bir öğrenci yahut bir şirket yöneticisi iseniz, günlük yaşamınızda beyninizi çok fazla zorladığınız için endişeye kapılıyor olabilirsiniz Ama sizi rahatlatayım; durum aslında sandığınızın tam tersi halde... Günümüzdeki meşguliyetlerimizin birçoğunun bizi derinlemesine düşündürmesine, hatta canımızı çok sıkıp kafamıza ağrılar
Reklam
Açık.
Daha önce de gördüğümüz gibi yaşamdaki yenilikler rastgele genetik mutasyonlar ve varyasyonlar sonucunda ortaya çıkar. Ardından bunlar doğal seçilimle elenir ve işe yarayanlar hayatta kalan daha başarılı organizmalar tarafından özümsenir. Yani mevcut sistemler yeni "eklentiler"in kademeli bir şekilde katılmasıyla giderek değişir. Bu bazı açılardan, telefonunuzun ya da bilgisayarınızın yeni yazılım güncellemelerini indirip kurulumlarını yapmasına benzer. Cihazlar yeni işlevler kazanırken onları çalıştıran yazılım da giderek karmaşıklaşır. Benzer şekilde yaşamda da bütün bu genetik "güncellemeler" hücredeki sistemin bütününün zamanla daha karmaşık bir hal alacağı anlamına gelir. Bu da gereksiz bir fazlalığa yol açabilir: Bazı bileşenlerin işlevleri üst üste binmeye başlar; bazıları değiştirilen kısımların kalıntıları olarak varlığını sürdürür; bir kısmıysa normal işlevler açısından tamamen gereksiz hale gelir ama birincil bileşenin bozulması halinde onun yokluğunu telafi edebilir.
Sayfa 124Kitabı okudu
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir. _Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
Daha önce de gördüğümüz gibi yaşamdaki yenilikler rastgele genetik mutasyonlar ve varyasyonlar sonucunda ortaya çıkar. Ardından bunlar doğal seçilimle elenir ve işe yarayanlar hayatta kalan daha başarılı organizmalar tarafından özümsenir. Yani mevcut sistemler yeni "eklentiler"in kademeli bir şekilde katılmasıyla giderek değişir. Bu bazı açılardan, telefonunuzun ya da bilgisayarınızın yeni yazılım güncellemelerini indirip kurulumlarını yapmasına benzer. Cihazlar yeni işlevler kazanırken onları çalıştıran yazılım da giderek karmaşıklaşır. Benzer şekilde yaşamda da bütün bu genetik "güncellemeler" hücredeki sistemin bütününün zamanla daha karmaşık bir hal alacağı anlamına gelir. Bu da gereksiz bir fazlalığa yol açabilir: Bazı bileşenlerin işlevleri üst üste binmeye başlar; bazıları değiştirilen kısımların kalıntıları olarak varlığını sürdürür; bir kısmıysa normal işlevler açısından tamamen gereksiz hale gelir ama birincil bileşenin bozulması halinde onun yokluğunu telafi edebilir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Türkiye Sinemasında Karlı Bir Doruk: ‘Ağrı Dağı Efsanesi’
Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu, Memduh Ün Görüntü Yön: Gani Turanlı Sanat Yön: Duygu Sağıroğlu, Güven Öktem Müzik: Yalçın Tura Oyuncular: Hakan Balamir, Fatma Girik, Hayati Hamzaoğlu, Yavuz Selekman, Reha Yurdakul, Hüseyin Peyda, İhsan Yüce, Nuran Aksoy, Coşkun Göğen, Hikmet Taşdemir, Atıf Kaptan Yapımcı: Memduh
Modern doktor, ister istemez, simgesel, teknik dışı rollere bürünmeye zorlanmıştır. Adenoidlerin* çıkarılmasında teknik dışı işlevler egemendir: ABD’de yapılan tonsillektomi ameliyatlarının yüzde 90'dan fazlasında teknik açıdan gereksizlikler ortaya çıkmıştıir, ama bunlar yine de tüm çocukların yüzde 20-30'una uygulanmaktadır. Bin tanesinden biri doğrudan bu ameliyatın sonucu olarak ölmekte, binde 16'sında ise ciddi komplikasyonlar ortaya çıkmaktadır. Hepsi, değerli bağışıklık mekanizmalarını yitirmektedir. Ayrıca hepsi, ruhsal bir saldırıdan dolayı etkilenmektedir: Bir hastaneye kapatılmakta, anne-babalarından ayrılmakta, tıp kuruluşunun gereksiz ve çoğunlukla kibirli kalabalığıyla karşılaşmaktadırlar. Çocuk, önünde, vücudu hakkında kararlara varan ve yabancı bir dil kullanan teknisyenlere hedef olmayı öğrenir; vücudunun bazı yabancılar tarafından, yalnızca onların bildiği nedenlerle saldırıya uğrayabileceğini öğrenir ve ona, yaşamın gerçeğine böyle bir tıbbi başlangıç için para ödeyen sosyal güvenlik sisteminin var olduğu bir ülkede yaşamanın gururu hissettirilir.
Biyolojik Olarak Doğal Ölüm Süreci Vücut içerisinde meydana gelen hemen hemen tüm işlevler, enzim ve hormon gibi esas olarak protein yapıdaki kimyasallar tarafından kontrol edilir. Düzgün şekilde işlev gören enzimlerin yapımının gerilemesi, aslında canlı organizmaların zamanla ölmesinin en büyük nedenidir. Enzimler, vücuda alınan besinlerin sindirilmesine, sindirilmiş bu besinlerin enerjiye çevrimine, hasarlı veya yaşlı dokuların tamiri için yeni yapısal protein ve yağların yapılmasına yardımcı olurlar.
Radyo frekansına (RF) maruz kalmanın, beyininkiler de dahil biyolojik işlevler üzerinde hafif bir etkisinin olabileceğini gösteren başlangıç aşamasında bilimsel kanıtlar vardır... Çocukların büyük kısmının sahip olduğu gereksiz konuşmalar için cep telefonu kullanma alışkanlığının önüne geçilmelidir...
Sayfa 263 - Yurt YayınlarıKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.