Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başkaları sayfalar arasında bir çiçek bırakırlar, aşkın kendilerine dokunup geçtiği bir gezinti­ yi kapatırlar oraya.
195 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Modernist edebiyatın öncü eserlerinden sayılan Açlık; 1890’da yayımlanan, Knut Hamsun’un edebi kişiliğini ön plana çıkarıp çokça konuşulmasını sağlayan en önemli eseri. Tüm insani ihtiyaçlardan yoksun olan genç bir yazarın, zihinsel ve duygusal durumunu derinlemesine incelerken onun hayatta kalmaya çalışmasını ve gururlu mücadelesini yansıtan
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Can Yayınları · 202327,9bin okunma
Reklam
Ama zahmetsiz keyif yoktur, her mutluluk biraz çaba gerektirir.Okunacak bir kitap, gezilecek bir müze, ormanda yapılacak bir gezinti, bunlar adım atılmasını gerektiren keyiflerdir, etkin zevklerdir.
Böyle bir yer ara ki bulasın
Güverteye çıktığımdan beri ilk kez düş görmenin kutsal hevesi ve başka, daha duygusal, daha kösnül bir istek uyandı içimde; etrafımı saran şu yumuşaklığa bedenimi bir kadın gibi sunmak. Uzanmak, bakışlarımı yukarıya, beyaz hiyeroglif gibi görünen yıldızlara çevirmek istiyordum. Fakat dinlenme koltukları, güverte sandalyeleri kaldırılmıştı, boş gezinti güvertesinde uzanıp rahatça düşlere dalacağım bir yer yoktu.
·
Puan vermedi
İstanbul Kiliselerinde Bir Gezinti
Kitabın adı "İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti" yerine, "İstanbul Kiliselerinde Bir Gezinti" ya da "İstanbul'un Ermeni Okullarında Bir Gezinti" olsaydı daha isabetli olurdu. 1800'lü yılların ikinci yarısında, İstanbul'un bazı mahallelerindeki gözlemlerini aktaran Ermeni yazar Hagop Baronyan, daha çok kilise ve okullar konusunun üzerinde eleştiri ağırlıklı durmuş. Kitaba başlarken gerçekten İstanbul mahallelerinde bir gezintiye çıkacağımı ummuştum. Otuz dört mahalle hakkında bilgi veren yazar, örneğin, Ortaköy'ün havası şöyle, Beyoğlu'nun insanları böyle, Balat'ın kadınları sade gibi; sanki çok uzak ve farklı diyarlardan bahsediyormuş gibi gözlemlemiş. Şu an kitabın üçte ikisini bitirdim ve bu incelemeyi yazdım. Kitap 136 sayfa, bitmesini iple çekiyorum. Bir güzel tarafı, yazarın mizahi ve akıcı dili. Okumak isteyen arkadaşlara tavsiyem, size pek bir şey katacağını düşünmüyorum. Vaktiniz çoksa çerezlik, öylesine okuyabilirsiniz.
İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti
İstanbul Mahallelerinde Bir GezintiHagop Baronyan · Can Yayınları · 2014135 okunma
Gezinti
Bende ben, sende sen olur , Yücelir bir alem olur Canı sıkılır büyüklüğünden İner aşağı Bir çiçekte renk olur.
Sayfa 17 - Cem Yayınevi - Birinci Basım, 1991 İstanbulKitabı okudu
Reklam
TÜRKLER
Çin Elçisi Wang Yen Te’nin Türkistan Seyahati'nden çıkardığım notlar : (Göktürk Devleti Dönemi ) "Bu topraklarda fakir insan yoktur. Onlar ihtiyacı olanlara yemek yardımı yaparlar"". "İnsanlar uzun ömürlüdür. Umumiyetle yüz yaşının üstüne [kadar yaşarlar]." "Genç yaşta ölene hiç rastlanmaz." "Halk
Adına Zaman denen o kudretli sihirbaz, her şeyi eski haline dönüştürecek olsa, gördükleriniz, mutlak yetkililerle donatılmış hükümdarlar, feodal soyluların gezinti arabaları, jezebellerin süslü püslü elbisleri, Tanrı'nın evi olmaktan çıkıp hırsız yuvası haline gelmiş kiliseler ve açlıktan ölen milyonlarca köylünün kulübeleri olurdu. Fakat, hayır; Yaratıcı'nın ilahi takdirine uygun bir sıra takip eden büyük sihirbaz, yapmış olduğu değişiklikleri hiçbir zaman eski haline döndürmezdi. Ne diyordu o bilge Arap masallarında büyüyle şekil değiştirmişleri gören kâhinler: "Eğern Tanrı'nın isteğiyle bu şekle büründüysen öyle kal. Fakat geçici bir büyüyle bu hale geldiysen eski haline dön!"
Sayfa 488Kitabı okudu
178 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Hayâlin Derinliklerinde Gezinti
Hayalin Derinlikleri anlamına gelen güzide bir kitap. Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi'nin bu kitabı, edebiyatımızda bence sıkça gözden kaçan eserlerden biri. 1910 yılında basılmış. Yazarın vefatından sonra da 1. ve 2. kısım birleştirilip yayımlanmış. Kitap; roman, şiir ve eski edebî geleneklerin beraber mayalandığı bir eser tadı veriyor. Kitabı spoiler vermeden özetleyecek olursak varlık-yokluk, madde-mânâ, ruh-beden, elif-nokta gibi mefhumların arasında sıkışmış ve kafası karışmış isimsiz kahramanımız bir gün mezarlıkta dolaşırken oradaki bir kulübede Aynalı Baba isminde derviş bir zatla tanışır. Gün gün o adamın yanına gelir. Kahve içerler. Ney dinlerler ve kahramanın ruhu bu anlarda yolculuklara çıkar, rüyalara dalar. Birinde kendini Hint padişahının oğlu olarak görür; birinde Ayasofya Camiinin müezzinidir; birinde Çin'dedir; birinde Zerdüştlükteki iyilik ve aydınlık tanrısı Hürmüz'ün (Ahuramazda) ordusunda askerdir; birinde Anka kuşunun sırtındadır; birinde Antik Yunan filozoflarıyla sohbettedir. Kitapta kadim doğu bilgeliğiyle batı bilgeliği harmanlanmış görünüyor. Modernleşme krizi ve savaşlar sonrası yıkılış devrine giren Osmanlı İmparatorluğu, hakikati yine geçmişte aramakla yüzleşmektedir. Kitapta dindarlık taslayanlar da eleştirilir. Sosyal meselelere de değinilir. Eski masalsı hikâyeleri, ezoterik unsurları seviyorsanız bu eseri de seversiniz. Dil açısından da lezzetini pek yitirmemiş bir dil kullanılır. Güzel gazeller ve şiirler de mevcut. Bu eserin, edebiyatımızda hak ettiği yeri pek bulamamış bir eser olduğunu düşünüyorum.
A'mâk-ı Hayâl
A'mâk-ı HayâlFilibeli Ahmed Hilmi · Kapı Yayınları · 201116,8bin okunma
Müteferriç; derdini sıkıntısını gezerek atan kimse, yürüyerek rahatlayan, dolaşarak sıkıntısından kurtulan kişidir. Teferrüç “ferahlama, gezinti” kelimesiyle aynı kökten gelen sözcük, dilimize Arapçadan girmiştir.
Reklam
Üç gecedir rüyamdasın. Acaba ben senin hiç rüyana giriyor muyum? Girsem herhalde duyardım. Bu kadar güzel bir gezinti yapıp farkında olmamam kabil değil..
Ruhun kaderi, maddenin içinde yazılıdır.
Sayfa 65 - can yayınlarıKitabı okudu
bu hedefsiz gezinti beni sandığımdan daha fazla değiştirdi...
Acaba ben senin hiç rüyana giriyor muyum? Girsem herhalde duyardım. Bu kadar güzel bir gezinti yapıp farkında olmamam kabil değil.
"Burada her şey geçici değil mi? Burada her şey fırtına hızıyla geçip gitmiyor mu, yaşamının tüm gücü çok nadiren sonuna kadar dayanır, ah, selde sürüklenip kaybolur, kayalara çarpıp parçalanmaz mı? Seni ve etrafındaki yakınlarını tüketmeyen bir an bile yok, senin bir yok eden olmadığın, olmaman gereken bir an bile yok; ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bir gezinti bile binlerce solucanın yaşamına mal olur, atılan her adım, karıncaların bin bir zorlukla yaptığı yuvayı yıkar, küçük bir dünyayı ezerek utanç veren bir mezara dönüştürür. Ah! içime dokunan, dünyanın nadir ama büyük felaketleri, köylerimizi silip süpüren seller, kentlerimizi yutan depremler değil; yüreğimi sarsan, doğanın içinde yer aldığı evrende gizli kalan yok edici güç; komşunu ve kendisini yok etmeyen hiçbir şeyi var etmez doğa. Bu nedenle korku içinde başım dönüyor. Yer ve gök, ve onların etrafımda faaliyet içinde olan güçler: Gördüğüm, sonsuza kadar önüne geleni yutup geviş getiren bir canavardan başka bir şey değil."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.