Zeka ve bilgi birikiminin mükemmel bir ürünü olan kitap, son ana kadar okumaktan vazgecilebilecek kadar zor ve karmaşık görünüyor. Ancak kitabi bitiren herkeste aynı hayranlığın uyanacagına eminim. Okurken, Orta Çağ'dan, hatta belki dünyanın var oluşundan bu yana din meselesinin yönetimde ne kadar etkili olduğunu, mezhepler arası çatismanin ne kadar eski ve bitmek bilmez bir konu oldugunu hatırlayacaksınız. Kitap, Haçlı Seferleri'nde Konstantinopolisin barbarca yakılıp yıkılmasıyla başlıyor ve yalancı gezgin Baudo'nun anılarını Bizanslı soylu Niketas'a yazdırmaya başlaması ile bizi de bu tarihe tanıklık etmeye davet ediyor. Eco, Rahip Johannes Krallığı, Kutsal Gradal, 12 Müneccim Krallar gibi Hristiyanlığın temel meselelerini, Baudolino gibi bir yalancının ağzından dinlememizi sağlayarak okuru Hristiyanlık tarihiyle ilgili bilinen her şeyi sorgulamaya yöneltiyor. Bizi Orta Çağ Avrupası'na ve gezginin gizemli yolculugu sayesinde bilinmeyen ülkelere götürmeyi başaran yazara teşekkürler...Son olarak, Konstantinopolis, İstanbul...Adın ne olursa olsun. Sen ne büyülü bir şehirsin...